TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Faize dayalı olmayan finansal sistemi geliştirmeliyiz


16.11.2017 / İstanbul



Küresel Katılım Finans Zirvesi’nde (GPAS İSTANBUL 2017) konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, katılım sisteminin gelişmesi için önemli adımlar atıldığını ifade ederken, sektörün son 10 yılda klasik bankacılığı ikiye katladığını söyledi. Hisarcıklıoğlu, katılım bankalarının KOBİ’lere daha yakın çalıştığına vurgu yaparak, “Yüksek faizle mücadelemize bankalardan da destek bekliyoruz” diye konuştu.​




Video Yükleniyor...


Cumhurbaşkanlığı himayelerinde; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ,Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB), tarafından, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Sermaye Piyasaları Kurulu (SPK), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) destekleriyle organize edilen Küresel Katılım Finans Zirvesi (GPAS İSTANBUL 2017) İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde yapıldı. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu burada yaptığı konuşmada, İslam dininin daha ilk günden itibaren, sosyal adalete vurgu yaptığını belirterek, “İslam’ın bu prensip ve hikmetine uygun bir şekilde, adaletin tesisi, en başta Müslümanların vazifesidir. Günümüzde ne yazık ki, Dünya çapında gelir adaletsizliği devam ediyor, azalmıyor. Yoksulluk giderek büyüyen bir problem haline geliyor, düzelmiyor. Bundan en çok da Müslüman ülkeler etkileniyor” dedi. İslam’ın özünde bir ilim ve irfan medeniyeti olduğuna işaret eden TOBB Başkanı, “Aldığı ilk emri ‘oku’ olan, beşikten mezara kadar ilim öğrenmeyi tavsiye eden bir dinin mensuplarıyız. Ama bugün İslam dünyasındaki nüfusun yarısı, okuma yazma dahi bilmiyor. Yine baktığımızda, Dünya nüfusunun dörtte biri, Müslüman.  Ama dünya üretiminin sadece yüzde 9’u, Müslüman ülkelerden geliyor. Yani ortalama bir dünya vatandaşının, üçte biri kadar üretiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

 

-Faizin ekonomideki ağırlığı azaltılmalı

 

Sosyal ve iktisadi adaletsizliğin, en temel sebeplerinden birisinin faiz olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, faize dayalı ekonomide refahın, toplumun genelinden, çok küçük bir azınlığa aktığına ve eşitsizliğin büyümesine yol açtığına işaret etti. Bu sebeple faizin, ekonomideki ağırlığının azaltılmasına ihtiyaç duyulduğunu anlatan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu şunları söyledi: “Katılım Bankacılığı, parayı faizle değil, üretim ve yatırımla büyütmeyi amaçlayan, daha insani ve adaletli bir finansal alternatif sunuyor. Bunu yansıtacak şekilde, burada "İnsani Finans" kavramının seçilmesini de, fevkalade yerinde buluyor ve destekliyorum. Pek çok yerli ve yabancı; siyasetçi, iş adamı, bürokrat ve akademisyenin katıldığı bu zirve, faize dayalı olmayan, finansal sistemin gelişmesi ve yaygınlaşmasında, inşallah önemli bir milat olacak.

 

Türkiye, katılım sisteminin gelişmesi anlamında, önemli adımlar attı. Bu sayede; Katılım Bankacılığının kurumsal yapısı güçlendirildi. Kamu desteğiyle yeni katılım bankaları kuruldu. Katılım sigortası gibi yeni enstrümanlar hayata geçirildi. Sonuçta katılım bankacılığı sektörü, son 10 senede, (06-16) büyüme anlamında, klasik bankacılığı ikiye katladı. Bu dönemde, bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü 6 kat artarken, katılım bankaları 13 kat büyüdü. Finansal sistem içindeki payı, yüzde 3’den, 6'ya çıktı. 2025 yılı için de, çok iddialı hedefleri var. Bu oranın yüzde 15'e yükselmesi ki, reel sektör olarak bizi de heyecanlandıran ve motive eden bir hedef. Zira klasik bankacılık sektöründe verilen krediler içinde, KOBİ’lerin payı yüzde 25. Katılım bankacılığındaysa bu oran yüzde 35'e çıkıyor. Yani Katılım bankaları, KOBİ’lere daha yakın çalışıyor. Onların büyümesi, esasında KOBİ’lerin de büyümesi, finansmana erişimlerinin kolaylaşması demek. Öte yandan, dünyada da, bu yöndeki eğilim güçleniyor.”

 

-Küresel katılık bankacılığı 2 trilyon dolara ulaştı

 

Küresel katılım bankacılığı hacminin, son 10 yılda yaklaşık 15 kat büyüyerek, 2 trilyon dolara ulaştığı bilgisini veren Hisarcıklıoğlu, bu yüksek büyümeyi, önümüzdeki dönemde de istikrarlı olarak sürdürmesi ve birkaç sene içinde 3 trilyon doları aşmasının beklendiğinden söz etti.

 

Türkiye’nin faizsiz bankacılık alanında dünyada 7. sırada bulunduğunu vurgulayan M. Rifat Hisarcıklıoğlu, İstanbul'un, bölgesel ve küresel bir finans merkezi haline getirilmesi hedefi kapsamında, sektörün önünün açık olduğunu söyledi.

 

-TOBB bu alanda neler yaptı?

 

TOBB olarak, özellikle KOBİ’lerin faizsiz veya çok düşük faizle, kredi almalarını sağlayan, önemli adımlar attıklarına değinen Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu:

 

“Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde, Başbakanımızın ve Başbakan Yardımcımız sayın Mehmet Şimşek’in destekleri ve girişimleriyle birlikte, 2017’de hayata geçirdiğimiz projeler, KOBİ’lere can suyu oldu. Ekonominin çarklarının dönmesi sağlandı. Önce 81 il’deki Odalar-Borsalar ile TOBB, tüm kaynaklarını bir araya getirdi. Bankalarla anlaştık ve topladığımız her 1 lira karşılığı KOBİ’lere 10 lira yeni kredi kullandırdılar. Kredi faizi yıllık yüzde 9,90 ile bugüne kadar ticari kredilere uygulanmış en düşük faiz oldu. Enflasyondan arındırdığımızda, esasında o tarihte reel olarak sıfır faizli kredi demekti. Şimdilerdeyse reel faizi eksi bile oldu.

 

İkinci adımı Sanayi Bakanlığımızla birlikte attık. KOSGEB aracılığıyla, 3 yıl vadeli ve faizsiz olarak, 50 bin lira işletme kredisi imkanı sağlandı. 3. adımda, TOBB’un kurucu ortağı olduğu Kredi Garanti Fonu KGF’nin, kredi kefaleti hacmi, Hükümetimiz desteğiyle artırıldı. KGF’nin kredi kefaleti limiti 250 milyar liraya çıkarıldı. Bu 3 projemizle birlikte, Türkiye çapında toplam 653 bin firma (-ki büyük çoğunluğu KOBİ’ydi), toplam 232 milyar lira banka kredisi kullanabildi.

 

Türkiye’deki aktif firma sayısı yaklaşık 1,2 milyon. Demek ki her 2 işletmeden 1’i, TOBB ve Oda-Borsa camiası sayesinde faizsiz krediye ulaştı. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle, finansmanda inovasyon yapmış olduk. Şimdi benzer adımları, Bankalarımızdan da görmek istiyoruz. Yüksek faize karşı, bizim gösterdiğimiz mücadeleye, onlardan da destek bekliyoruz.

 

- Başbakan Yardımcısı Şimşek

 

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ise konuşmasında, "Özellikle katılım bankalarına sesleniyorum; işin kolayını artık bırakalım, artık daha inovatif, gerçek anlamda ortaklıkları içeren bir iş modeliyle büyüyelim. Bu konuda her türlü desteği göreceksiniz. Biz yanınızdayız. Önünüzü açacağız." dedi.

 

Şimşek, dünyanın katılım finans modeline ihtiyacının büyük olduğunu söyledi. Bakan Mehmet Şimşek, son birkaç yüzyıla bakıldığında mevcut geleneksel sistemin dönem dönem aşırıya kaçtığını ve kriz ile birlikte reel ekonomide, toplumlarda tahribata yol açtığının görüldüğünü ifade ederek, geleneksel sistemde bu krizlerin dün yaşandığını, bugün ve yarın da yaşanabileceğini kaydetti.

 

2008-2009’da küresel bir finans krizi yaşandığını, üzerinden 10 yıl gibi bir süre geçmesine karşın hala etkilerinin güçlü şekilde hissedildiğini belirten Şimşek, boyutları itibarıyla bu krizin 1929 buhranından çok farklı olmadığını, sadece doğru politika tepkisiyle bir küresel resesyonun, küresel depresyona dönmesini G20’nin üye ülkeleri olarak engellediklerini söyledi.

 

Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

 

"Şu anda da tartışmalar var. Bunun merkezinde de merkez bankalarının küresel krizin etkilerini sınırlamak için yarattıkları paranın, büyüttükleri bilançonun, parasal genişlemenin yeni balonlara, krizlere yol açıp açmayacağı konusu var. Dolayısıyla işin özü şu; küresel sistem bu sıkıntıları oluşturuyor. Çünkü küresel sistemin özünde riskin başkalarına transfer edilmesi, reel bir varlığa dayanmadan finansal mühendislikle çok ciddi boyutlarda kaldıraç ve riskin oluşturulması var. Bu dönüyor dolaşıyor insanlığı ve reel ekonomiyi etkiliyor. Halbuki katılım finansına baktığınızda risk ve getiri birlikte... Burada bir paylaşım söz konusu. Temeli sağlam sürdürülebilir bir model. Zirvenin tema olarak aldığı insani finans, dayanışma ruhunu, paylaşmayı içeriyor. Getiri maksimizasyonu eğer bir finans mühendisliği ve spekülasyonlarla yapılıyorsa bunun sürdürülebilirliği mümkün olmuyor. O nedenle dünyanın ve Türkiye’nin gerçekten katılım finansının büyümesine, gelişmesine ihtiyacı var. Dünyanın aslında bunu da gördüğüne kısmen küresel kriz sonrasında şahit olduk. İlk defa G20’de IMF gündemine bu konunun girdiğini ve tartışıldığını görüyoruz.”

 

Geleneksel sistemde varlık fiyatlarının aşağı yönlü de, yukarı yönlü de korelasyon içerisinde olduğunu ve birlikte hareket ettiğini belirten Şimşek, katılım finansının bu anlamda sistemin riskini azalttığını, bu nedenle zirveyi önemsediğini vurguladı.

 

Şimşek, zirvede fikirleriyle ufuk açacak, gelecek dönemde ülkelerin krizleri yaşamaması, daha sağlıklı ve sürdürülebilir zemin içerisinde kalkınması ve gelişmesi için fikirlerini paylaşacak akademisyenlere ve sektör temsilcilerine teşekkürlerini iletti.

 

- "Türkiye, 2050 yılında 5 trilyon doların üzerinde bir ekonomi olacak"

 

Mehmet Şimşek, Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusunun büyük bir değer olduğunu belirterek, istihdam oranının düşük olduğunu ancak arttığını söyledi.

 

Şimşek, küresel girişimcilik ekosisteminde Türkiye'nin 137 ülke arasında 36. sırada olduğunu, finansa erişim problemini çözerek ilk 25'lere gireceklerini bildirdi.

 

Avrupa pazarı ile bağlarını daha da güçlendireceklerini, Avrupa'nın kendilerinin çekirdek pazarı olduğunu, bu nedenle AB'ye "gelin Gümrük Birliği'ni güncelleyelim" dediklerini anlatan Şimşek, şunları kaydetti:

 

"AB ile Türkiye arasında yıllık 300 milyar dolarlık potansiyel ticaret hacmi olabilir. Bu herkes için kazanımdır. Türkiye, muhtemelen 2050 yılında 5 trilyon doların üzerinde bir ekonomi olacak. En büyük ekonomilerden birisi olmaya devam edecek. Biz de 'bu hikayeyi daha da ileriye taşımak için katılım finans büyük bir rol oynayabilir' diyoruz. Aslında bu rolü oynarsa Türkiye, bu hedeflere daha hızlı ulaşabilir. Biz sizin önünüzü açmak için buradayız. Ancak sektörden de biraz çaba bekliyoruz. Hangi alanlarda çaba beklediğimizi net bir şekilde ortaya koyduk. Hep birlikte başaracağız."

 

- TKBB Başkanı Utku

 

Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Albaraka Türk Katılım Bankası Genel Müdürü Melikşah Utku da katılım bankacılığının Türkiye'de 35-40 yıllık bir geçmişi bulunduğunu belirterek, "Ancak kabul etmek gerekir ki bunun ilk 15 yılı mevzuat altyapısından yoksun, ekonomik kırılganlığın yüksek olduğu ve bizatihi bu işi yapanların, mevzuat yapıcıların ve potansiyel müşterilerimizin bu işi deneye yanıla öğrendiği bir dönem olarak geçti." dedi.

 

2000'lerin başından itibaren, finansal sistem içerisindeki payın çok hızlı bir şekilde arttığını kaydeden Utku, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Rakamlara baktığımızda 2002'den bu yana sektörümüz yıllık ortalama yüzde 30 civarında bir büyümeyle pazar payını yüzde 6 civarına getirdi, 15 bine yakın vatandaşımıza istihdam kapısı sağladı. Bu nokta önemli bir eşik oldu. Bu eşiğin aşılması için sadece katılım bankalarının gayretinden öte adımlar atılması gerekiyordu. Katılım finansın gelişmesi için etkin ve çalışan bir ekosistemin varlığı da bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkmış durumdaydı."

 

- MÜSİAD Başkanı Kaan

 

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan ise, MÜSİAD olarak üretimi, ortaklığı, yatırımı, istihdamı, katma değerli ihracatı arttıran iş modelleri oluşturmak için tüm paydaşlarla çalıştıklarını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

 

"Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ile gayrimenkul yatırımlarından elde edilen geliri, yatırımcılarla paylaşan, yatırımcıların, hangi ölçekte olursa olsun, projelere ortak olabilmesinin önünü açan, projelerin finansmanı ile ülke ekonomisine katkı sağlayan, uzun vadeli, toplumsal kalkınmayı hızlandıran emeklilik fonlarını kaldıraç olan kullanan faaliyetler içindeyiz. Kuracağımız Girişim Sermayesi Fonu’yla, ilgili sektöre uluslararası vizyon açabilecek, büyüme potansiyeli olan girişimleri ve fikirleri, üretim odaklı finansal modeller ile geliştiren, sermaye piyasalarını üretim odaklı iş modelleri önceliklerimiz arasında bulunmaktadır."









Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA