Previous Page  134 / 746 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 134 / 746 Next Page
Page Background

134

72. GENEL KURUL

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği •

www.tobb.org.tr

gerekiyor.

Hisarcıklıoğlu’ndan üçayaklı yeni

model

Bu konuda TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu

da umutlu konuşuyor. Hafta sonu, EGD’nin

düzenlediği Kartepe Zirvesi’nde konuşan

Rifat Hisarcıklıoğlu, “Enseyi karartmaya

gerek yok, kısa süreli kesintilerle olsa da

Türkiye ekonomisi belli bir mesafe aldı” dedi.

2015 yılı için FED faiz kararını,

çevremizdeki karışıklıkları ve genel seçime

kadar yaşanacak süreci ekonominin riskleri

grubunda sayan Hisarcıklıoğlu, AB’nin

parasal genişlemesini, petrol fiyatlarındaki

gerilemeyi ve yapısal dönüşüm programlarını

da yılın fırsatları olarak sıraladı. Hisarcıklıoğlu

son dört ayda yurtiçi KDV tahsilatlarında bir

önceki yılınaynıayınagöreartışkaydedildiğini

ama piyasada tahsilat sıkıntısında da artış

görüldüğünü belirtti.

Büyüme oranının düştüğünü ama cari

açığın aynı hızda düşmediğini kaydeden

Hisarcıklıoğlu “1 puanlık büyüme karşılığında

verilen cari açığın 2003-2007 arasında 0.65

olduğunu, 2010-2014 arasında ise bunun

yüzde 1.3’e çıktığını" söyledi.

Kişi başına gelirin reform dönemi olan

2003-2008 arasında 4 bin dolardan 10 bin

dolara çıktığını, 2008 sonrasında ise 10 bin

dolarla orta gelir tuzağına girdiğini ifade eden

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu “Ekonomide

model değişikliğine ihtiyaç duyulduğunu ve

yeni bir büyüme hikâyesi yazmanın zamanı

geldiğini” vurguladı. Hisarcıklıoğlu yeni

modeli oluşturacak üç önemli adımı da şöyle

sıraladı:

Teknolojik

dönüşüm,

yüksek

teknolojiye geçiş ve kamu alımlarında

Türkiye’de üretilen malların tercih edilmesi,

Kadınların

işgücüne

katılımının

artırılması,

Girişimciliğin özendirilmesi.

Reel sektör için faizi bırak dövize bak

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu

reel sektörün durumunu 2013 bilançoları

üzerinden aktarırken de net satışların

yüzde 15 ile 473 milyar lira arttığını, faaliyet

kârının yüzde 28 yükselmeyle 31 milyar lira

büyüdüğünü belirtti. Buna karşılık finansman

giderlerinin yani faiz giderlerinin yüzde 61 ile

31 milyar lira arttığını, döviz kuru zararının

ise yüzde 163 ile 74 milyar lira büyüdüğünü,

sonuçta net kârın yüzde 30 eksilerek 29

milyar lira azaldığını söyledi.

Reel sektörün 2013’teki durumu bu ise

2014’te ne olabilir

2014’te faizler düşmedi, hatta biraz arttı

da. Döviz kurlarındaki artışın da farklılaştığını

belirtelim. Dolar yüzde 9.2 ile bir önceki

yılın artışının yaklaşık yarısı düzeyindeydi.

Euro ise yüzde 3.6 geriledi. Dolasıyla reel

sektör 2014 kârı 2013’ten daha iyi çıkabilir.

Şirketlerin kur zararının 74 milyar liradan

daha düşük çıkması ve buna göre de net

kârlarının artması beklenebilir.

Ancak 2015 yılının ilk çeyreğindeki

gelişmeler tıpkı 2013 yılını andırıyor. Kur

artışı ile şirketler 2015 yılını kaybedebilir.

Daha da önemlisi reel sektörün faiz

yükünün 31 milyar lira olmasına karşılık döviz

kuru zararının 74 milyar lira gibi, bunun 2.5

katı düzeyinde çıkması. Demek ki şirketler

için TL tonlama değil, döviz tonlaması

daha önemli, daha büyük zarar veya kâr

sağlayabiliyor.

SONUÇ: “Yeni olan hiçbir şey yoktur,

yalnız tarih okumamışsınızdır.” Larry

Swede.