8
72. GENEL KURUL
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği •
www.tobb.org.trne kadar hızlı değişebildiğini izliyoruz. En
büyüklerin nasıl sıkıntıya düşebildiğine,
yenilikçi girişimcilerin nasıl parlayan yıldız
olabildiğine şahit oluyoruz.
Küresel olarak sağlam bir büyümeyi
sağlayamıyoruz. Bir tarafı düzelttiğimizde diğer
tarafta bir aksama gözlüyoruz. 10 bin kilometre
batımızdaki bir ülkede biri hapşırsa, 10 bin
kilometre doğumuzdaki bir ülke hasta oluyor.
Para bolluğunun biteceği, parasal
sıklaşmanın
başlayacağı
günleri
konuşuyoruz. Ama hiç birimiz bunun nasıl
bir etkisi olacağını kestiremiyoruz. Eskiden
verimliliği artırmak için ekonomik aktiviteyi dar
bir alana toplamaya çalışırdık, bugün giderek
büyüyen şehirlerimize nasıl sığacağımızı kara
kara düşünüyoruz.
Hızla büyüyen orta sınıfın artan tüketim
talebi bir yandanhepimizin iştahını kabartıyor,
bir yandan da yerkürenin bu talebi nasıl
karşılayacağı sorunu hepimizi korkutuyor.
Eskiden projelerimize finansman bulmak için
uğraşırdık, şimdi para da var, proje de. Ama
ikisi de birbirine uzaktan bakıyor. Aradaki
köprüyü nasıl kuracağımızı, yatırımlara nasıl
para akıtacağımızı tartışıyoruz.
Hiç kimsenin tek başına ayakta kalma
şansı yok
Eskiden ticaret büyümenin motoruydu.
Her yıl küresel büyümenin 2-3 katının
üstünde ticaret artışı oluyordu. Son yıllarda
yavaş büyüme hızlarının da altında ticaret
artışı görüyoruz, ikinci dünya savaşından bu
yana ticarette serbestleşmeyi konuşuyorduk,
şimdi küresel ekonominin geleceği için çok
tehlikeli olan tarife dışı engelleri konuşuyoruz.
Ticaretin yavaşladığı dönemde herkes iç
pazarını koruma derdine düşmüş durumda.
Mega bölgesel anlaşmalar bir yanda ilerliyor,
çok taraflı müzakereler öbür tarafta can
çekişiyor. İşte böyle bir dönemden geçiyoruz.
Charles Dickens’in 150 yıl önce söylediği
gibi; “Zamanların en iyisiydi, zamanların en
kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık,
hem umut bahan, hem de umutsuzluk
kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir
şeyimiz yoktu...”
Böyle bir dönemde hiçbirimizin tek başına
ayakta kalma şansı yok Çıkışı birlikte bulmak
zorundayız. Küresel ekonomiyi kapsayıcı ve
sağlam bir büyüme patikasına ancak birlikte
çekebiliriz. Çünkü küresel sorunlara küresel
cevaplar bulmamız lazım.
Türkiye bu yıl devler liginin başkanı
oldu
İşte bu yüzden G20 çok önemli. Burada da
kendinizi iyi anlatmanız, algıyı yönetmeniz
gerekir. 2015 yılı bu nedenle bir fırsat
yılıdır. Çünkü 2015'te Türkiye G20 dönem
başkanıdır. G20 Dönem Başkanlığı, 2015
yılı boyunca küresel ekonomiye Türkiye’den
yön verileceği anlamına gelmektedir. G20
üyeleri küresel hasılanın yüzde 85'ine sahip,
dünya genelinde toplam ticaretin yüzde
75'ini gerçekleştiriyor ve dünya nüfusunun
üçte ikisini oluşturuyor. Yani G20 özünde
tam bir devler ligi. Tüm dünyanın gözü onun
üzerinde, onun alacağı kararlara, yapacağı
açıklamalara odaklanmış durumda. İşte biz
de 2015de, devler liginin başkanı oluyoruz.
En büyük ekonomilerin liderleri, bakanları,
merkez bankası başkanları, küresel
ekonomiyi yönlendiren üst düzey bürokratlar
defalarca
Türkiye’ye
gelecek
Hem
Türkiye’nin hazırladığı gündem üzerinden
küresel ekonomiyi tartışacaklar, hem de
Türkiye hakkında bilgi edinecekler. Bir yıl
sürecek bu etkinlikler süresince Türkiye’yi ve
Türk ekonomisini iyi anlatabilirsek Türkiye’yi
bir cazibe merkezi haline çevirebiliriz.
Bu kapsamda Türkiye’ye gelecekler
hükümetlerle de bitmiyor. Küresel iş
dünyasının liderleri de B20 kapsamında
Türkiye’de olacaklar. Dünyanın en büyük
şirketlerinin CEO’larını Türkiye’ye getirecek
olmak çok büyük bir fırsat. Bu CEO’ların
yönettikleri şirketlerin ciroları birçok ülkenin
milli hasılasından daha büyük Yılda
milyarlarca dolar yatırım yapıyorlar. Birçoğu
Türkiye, ekonomimiz ve Türk iş dünyası
hakkında pek bir şey bilmiyor. İşte, fırsat
burada. B20 kapsamında bu iş adamlarına
Türk ekonomisini göstermeyi hedefliyoruz.
Dünyanın en büyük şirketlerini yöneten
CEO’ları Türkiye’ye getireceğiz.
Beraberinde getireceği tanıtım fırsatlarının
yanı sıra, B20’nin asıl gücü iş dünyasının
sorunlarına küresel ölçekte çözüm olabilecek