16
72. GENEL KURUL
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği •
www.tobb.org.trDördüncü Sanayi devrimi; parçalar, makineler ve insanlar arasındaki bağlantıyı
artıracak, üretim sistemlerini hızlandıracak. Verimliliği yükseltecek. Gelir düzeyini,
istihdamı ve yatırımları hızla artıracak.
Öyle ki, bu sürece geçmeyi başaran ülkeler, her yıl, diğer ülkelere 5 yıl fark atar hale
gelecek.Türkiye’nin bu büyük değişimin dışında kalmaması gerekiyor.
Kişi başına 10 bin dolar gelirden 25 bin dolar gelire sıçramanın yolu da buradan
geçiyor.Buçerçevede “inovasyon’un önemi” konusunda hem fikiriz. Artık “nasıl
inovasyon yapacağımıza” odaklanmamız lazım.
Devletimizle birlikte, biyo-teknoloji başta olmak üzere Türkiye’nin güçlü olabileceği
alanları belirleyip, bir strateji çerçevesinde, el birliği ile çalışırsak, orta gelir tuzağını
da aşarız.
Ülkemizdeki kısıtlı kaynakların, daha az katma değerli alanlar yerine, sanayi
yatırımına yönelmesini sağlamalıyız.
Yüksek katma değerli sanayi faaliyetleri özel programlarla desteklenmeli.
Sanayicimizin ihracat taşımalarına navlun ve akaryakıt desteği sağlanmalı. OSB’lerin
demiryolu bağlantıları artırılmalı.
Döviz kurlarındaki aşırı oynaklık, şirketlerimizin yatırım ve üretim kararlarını olumsuz
etkiliyor. Buna karşı mutlaka önlemler geliştirilmeli.
Ortadoğu’ya ve Kuzey Afrika’ya yaptığımız ihracatta, ulaşım hatlarında sıkıntılar
yaşıyoruz.
Bu pazarlara ulaşabilmemiz ve bu piyasalardaki hâkimiyetimizi koruyabilmemiz için
ulaşım yollarının açık tutulmasına ve alternatif güzergâhların açılmasına ihtiyaç var.
Bankalar her fırsatını bulduklarında, üzerimize maliyet yüklüyorlar. Eskiden sadece
kredi faizleri ile oynarlardı. Şimdi bir de işlem ücreti belası çıktı.
Kamu otoritesi ne kadar sınırlandırmaya çalışsa da bir yolunu buluyorlar. Bankalar!
Unutmayın! KOBİ’ler varsa, siz varsınız! Artık bu vicdansızlığı, bu “hep bana”, “hep
bana” anlayışını bırakın.
Bu noktada çuvaldızı biraz da kendimize batıralım. KOBİ’lere de buradan bir çağrıda
bulunmak istiyorum. Kısa vadeli günlük rutine sıkışıp kalınca insanlar gibi, şirketler
de büyük resmi kaçırıyor.
Yeni dönemin risklerini yönetip, fırsatlarını değerlendirebilmek için, KOBİ’lerimizin
ölçeklerini, sürekli büyütmeleri gerekiyor. Bunun için tek yol birleşmek ve ortaklık
kültürünü öğrenmektir. Yoksa çok şey kaybedeceğiz.
2015 seçimleri Türkiye’nin yeniden ayağa kalkması için milat olmalı. Haziran’dan
sonra önümüzde seçimsiz bir 4 yıl var. Bu fırsatı mutlaka değerlendirmeliyiz.
Bu dönem sert tartışmaların geride kaldığı, güçlü reformların dönemi olmalı. Daha
özgür ve daha zengin Türkiye için adımlarımızı hızlandırmalıyız.