Previous Page  34 / 80 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 34 / 80 Next Page
Page Background

34

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği •

www.tobb.org.tr

72. GENEL KURUL

Bilimsel üretimdeki performansımız son derece güçlü.

TÜBİTAK tarafından yayınlanan Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksinde 2014

yılı itibarıyla bütün üniversiteler içinde ilk 8 üniversite içerisindeyiz. Gururla ifade

ediyorum ki; çok yeni bir üniversite olmamıza rağmen çok hızlı geliştik.

Çünkü biz geçmişin değil, çağın üniversitesini kurduk. Zamanın ruhunu yakaladık.

Yenilikçi bir üniversite kurduk. Fark ortaya koyduk. İlklere imza attık! Bugün teori ve

pratiği aynı müfredatta buluşturan bir tek TOBB ETÜ var.

Bizim üniversitemiz masada kalmayacaksın sahayı bileceksin diyor. Başkaları yazın

tatilini yaparken bizim öğrencimiz sahada çalışıyor, alın teri döküyor. Çocuklarımız

buradan mezun olduğunda 1,5 yıllık iş tecrübesine sahip oluyor.

Mezun olan arkadaşım bugün iş hayatını ve nasıl bir kariyer planı üzerinde

yürüyeceğini rakiplerine göre çok daha iyi biliyor. Kendi yeteneğinin, başarılı ve

mutlu olabileceği hayatın tersine yönelmiyor. İş hayatında vakit nakittir. Daha az

vakit kaybederek daha başarılı olacağı işlere yöneliyorlar.

Şu anda mezunlarımız, bu salondakiler en az dört farklı firmadan çok sayıda network

geliştirmiş durumda. Bu ilişkiler doğru kullanılırsa buradaki kardeşlerim için büyük

fırsatlar doğacaktır. Ben özetle şu ifadeyi kullanıyorum; ortak eğitim sayesinde onların

kimsenin torpiline ihtiyaçları yok, TOBB ETÜ’lü gençlerin torpili kendi alın terleri.

Türkçeyi en iyi şekilde öğretirken; İngilizce için TOEFL belgesi istedik. Ayrıca

İngilizce dışında ikinci bir yabancı dili öğrenmeyi mecbur kıldık. Neden böyle? Ben,

şahsen eğitim en iyi ana dilde verildiğini düşünenlerdenim. İnsan en iyi kendi ana

dilinde öğrenir. Anadilini iyi konuşamayan başka dilleri de iyi konuşamaz. Bizim

mezunlarımız hem kendi dillerini konuşacaklar hem de dünyanın her tarafıyla en iyi

şekilde iletişim kurabilecekler.

Liderlik ve sosyal davranış dersleri aldılar. İş dünyasının başındaki bir insan olarak

neden böyle bir dersin müfredata konmasını istedim? İş görüşmelerinde görüyorum;

gençler kendini bile anlatamıyor. Başkanım ben iş istiyorum diyor, susuyor karşımda.

Kendi geçmişini anlatamıyor heyecandan. Bu devirde kendi hikayesini anlatamayan

başarılı olamaz. Bu devirde üst kadroyla, alt kadroyla nasıl iletişim kuracağınızı

mutlaka bilmeniz gerekiyor.

İş hayatında görüyorum, İşe yeni girenler inisiyatif alamıyor, sürece liderlik edemiyor,

başarısız oluyorlar. İşte bu salondaki kardeşlerim iş dünyasının beklentilerine

göre bütün bu eğitimleri aldılar. Mezunlarımızın üniversitemizin değerini asıl şimdi

anlayacaklar. Hepsine çok güveniyorum, iş hayatında bu donanımlarıyla çok başarılı

olacaklarını düşünüyorum.

Bu tip toplantılara, mezuniyetlere katıldığımız zaman tecrübeli olan büyükler her

zaman gençleri över. Herkes de der ki “gençler bu ülkenin geleceği.” Benim bu söze bir

itirazım var. Hayat zaten böyle. Bizler, hepimiz yaşlanacağız, yerimizi gençler alacak.

Buna itiraz eden var mı? Kimse bu dünyada kalıcı değil. Herkes geçip gidecek. Yerine

daha genç biri gelecek. Ama kimse gençlere sen bugün otur, yarını bekle diyemez.

Necip Fazıl Üstadın dediği gibi “Yarın elbet sizindir.” Ama bu devirde bugün de sizin!