Previous Page  145 / 161 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 145 / 161 Next Page
Page Background

TÜRKİYE DEMİR VE DEMİRDIŞI METALLERMECLİSİ RAPORU 2016

129

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

www.tobb.org.tr

çalışanların yaklaşık %78’i mavi yakalı, kalan %22’si ise beyaz yakalıdır. Çelik boru

sektörünün yıllık 7 milyon ton olan üretim kapasitesi yurt içi talebin oldukça üzerinde

bulunmaktadır. Kapasite kullanım oranları ise son yıllarda %60-70 düzeyindedir.

Türkiye çelik boru sektörü; üretim kapasitesi, bilgi ve tecrübe birikimi, teknoloji

ve altyapısı ile her türlü çelik borunun üretimini gerçekleştirebilecek durumdadır.

Otomobil sanayinde kullanılan hassas soğuk çekme borulardan, petrol sanayinde

kullanılan kuyu borularına ve doğal gaz, petrol, enerji nakil hatlarında kullanılan büyük

çaplı, yüksek özellikli borulara kadar her türlü boru üretilmekte ve ihraç edilmektedir.

2016 yılı üretim rakamlarına göre, Türkiye’de üretilen çelik boruların yaklaşık %70’lik

kısmını, küçük ve orta çaplı borular, kalanını ise büyük çaplı borular oluşturmaktadır.

Üretim yöntemlerine göre, Türkiye’de çelik boru üretiminin tamamına yakınını

dikişli borular oluşturmaktadır. Türkiye’de dikişli çelik boru üretim teknolojisi,

gelişmiş ülke pazarlarına yapılan satışların da etkisiyle önemli seviyelere ulaşmıştır.

Türkiye’de dikişsiz çelik boru üretim teknolojisi ise iç piyasada ve ihracatta rekabet

edebilme şansının düşük olması ve yatırım maliyetinin yüksek olması nedenleriyle

gelişmemiştir. Yatırım maliyeti yüksek olduğundan dikişsiz çelik boru ile ilgili olarak

kısa vadede Türkiye’de büyük bir yatırım beklenmemektedir. Dikişli çelik borularda

isemodernizasyon, ürün çeşitlendirme, kalite ve kapasite artırımına yönelik yatırımlar

devam etmektedir.

2.2 Türkiye Çelik Boru Üretimi

Türkiye çelik boru üretimi, 2000’li yılların başında sektöre yapılan yatırımlarla önemli

bir ivme kazanmıştır. 2000-2007 döneminde sürekli bir artış gösteren çelik boru

üretimi, 2008 ve 2009 yıllarında küresel ekonomik kriz sebebiyle azalan bir seyir

izlemişse de, daha sonraki dönemlerde ekonomideki toparlanmaya paralel olarak

artmaya devam etmiştir.