Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Cumhurbaşkanlığı'nın himayesinde Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) işbirliği ile gerçekleştirilen 13. Kamu Yönetimi Sempozyumu TOBB Birlik Merkezi’nde yapıldı. Sempozyumun açılışında konuşan TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faik Yavuz, Türkiye’nin bugün Dünyanın 17’nci Avrupa’nın ise 6’ncı sırasında yer aldığını ifade ederken, “Müteahhitlik hizmetlerinde Çin’den sonra 2’nci sırada yer alırken, turizm destinasyonu olarak da dünyanın 7’ncisi konumundayız. Diğer yandan, Cumhuriyetimizin 100. yılında, 500 milyar dolar ihracat yapmak, dünya’nın en gelişmiş ilk on ekonomisinden biri olmak gibi çok büyük hedeflerimiz var. Öncelikle şunu kabul etmeliyiz ki, bu hedef, özel sektör eliyle gerçekleştirilebilecektir. Diğer bir deyişle, ekonomiyi büyüten, yatırım ve istihdam sağlayan özel sektör olduğuna göre, özel sektörü güçlendirecek her adım, gündemin esas maddesi olmalıdır” diye konuştu.

-Kamu sektörünün verimli işlemesi gerek

Yavuz, ekonominin yaklaşık %30’unu oluşturan ve geri kalanında da düzenleyici etkisi olan kamu sektörünün verimli işleyişi konusunun, toplum yaşamı açısından büyük önem taşıdığını açıkladı. “Cumhuriyetimizin 100. yılında belirlediğimiz hedeflere ulaşabilmemiz için, Türkiye’nin her kesiminde kalite bilincini oluşturmalıyız” diyen Faik Yavuz, özellikle kamu hizmetlerinde vatandaş odaklı çalışmayı artık ilke edinmek gerektiğinin altını çizdi. Yavuz, bunu başarmanın yolunun da kamu’da kalite bilincini oluşturmak ve kurumlarımızı sürekli olarak daha ileriye taşıyacak çalışmalar yapmaktan geçtiğini vurguladı.

-“TOBB olarak kaliteli hizmete büyük önem veriyoruz”

TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faik Yavuz şöyle konuştu: “Kaliteyi ülke değeri haline getirmek hedefiyle günümüze kadar çeşitli çalışmalar yapılmış, Türkiye’de kalite konusunda belli bir seviyeye ulaşılmıştır. Türkiye’nin iş dünyası çatı örgütü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve oda/borsa camiası olarak kaliteli hizmete oldukça önem veriyoruz.

2001 yılında ingiltere odalar birliği işbirliğinde başlattığımız oda/borsa akreditasyon sistemiyle, akredite olmaya hak kazanan oda ve borsalarımız adeta Avrupa standardının üstünde hizmet veriyor. Oda ve borsalarımız, üyelerine yani özel sektöre sunduğu kaliteli hizmetlerle önemli katma değer yaratıyor.

Bu sistem ile oda ve borsalarımız; üyelerine sunduğu hizmetleri planlayan, üye memnuniyetini en öncelikli hedef olarak belirleyen, bölgede özel sektörün sesi olan kurumlar haline gelmiştir.

Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisi işsizlik, daha doğru bir ifadeyle mesleksizliktir. TÜİK rakamlarına göre bugün 2 milyondan fazla işsizimiz var. 2 milyon kişi de iş arama umudunu kaymetmiş, evinde oturuyor. Ayrıca her yıl 800.000 genç istihdam nüfusuna katılıyor.

-Koordinasyon problemi

Her kurum bu soruna çözüm üretmek için kendi imkânlarıyla birşeyler yapmaya çalışıyor. ancak, koordinasyon problemlerinden dolayı, doğal olarak, gereken sinerji yaratılamıyordu.
Birliğimizin motivasyonu ile hayata geçirilen UMEM Beceri’10 Projesi; ülkemizde kamu, özel sektör ve üniversite işbirliğine örnek teşkil edecek bir proje olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Bu projenin temel felsefesini (karakteristiklerini)  kısaca şöyle özetleyebiliriz: özel sektörü sürece doğrudan dâhil etmek, ihtiyaca göre eğitim vermek, doğrudan istihdam yaratmak değil, mesleksizliği çözerek istihdam yaratmak, münferit değil, topyekün çözüm üretmek.”

-Devlet iş kapısı değil

Devletin artık iş kapısı olmadığını belirten Yavuz, işi artık özel sektörün verdiğini söyledi. Özel sektör olarak, bugün itibariyle 10 milyondan fazla kişiye iş verdiklerini bildiren Faik Yavuz, “İstihdamı artırmanın yolu da girişimciliğin desteklenmesinden, girişimci sayısının artırılmasından geçiyor. Bizim petrolümüz, doğalgazımız yok, ama şükürler olsun ki müthiş bir müteşebbis gücümüz var. Ama bu gücümüzü yeterince değerlendiremediğimiz de bir başka gerçek. Bakın, nüfusumuzun yarısı kadın olmasına rağmen sadece 70.000 kadın girişimcimiz var. Bugün tüm kriterlerde dünyada ön sıralarda yer almak için kaliteyi hayatın her alanında yakalamamız büyük önem taşıyor. Özellikle kamu yönetiminde vatandaş odaklı hizmet vermemiz, kamu hizmetlerinde toplumumuzun güncel ihtiyaç ve beklentilerine uyum sağlayacak standardı yakalamamız gerekiyor” dedi.

-Toplam kalite yönetimi kamuda da uygulanmalı

Toplam kalite yönetimi anlayışının kamu yönetiminde de uygulanması gerektiğine vurgu yapan Yavuz, katma değeri olmayan iş ve işlemlerin bırakılması gerektiğine işaret etti. Yavuz, “Böylece kamu hizmetleri etkinlik ve verimlilik ilkeleri çerçevesinde verilmelidir. Türk insanının yurtiçinde ve yurtdışında yazdığı başarı hikâyeleri bize; esasen sorunumuzun insan değil, sistem olduğunu gösteriyor” ifadesini kullandı.

Yavuz konuşmasında, dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olma gibi büyük hedefleri yakalamamız için kamu yönetiminde kalite bilincini yerleştirmek ve vatandaşın beklentilerini karşılayacak şekilde sistemi yenilemek gerektiğini anlattı.

-KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Doğan

KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan ise, ''2023 yılında dünyada 10. büyük ekonomi hedefinin gerçekleşmesi için Türkiye'de kamunun yeniden yapılandırılması ve orada gelişimin sağlanması gerekmektedir'' dedi.

TOBB yönetim merkezinde düzenlenen sempozyumun açılışında konuşan Hamdi Doğan, 2000'li yıllardan itibaren Türkiye'de kamu yönetiminin yoğun ve kapsamlı bir değişim süreci yaşadığını belirterek, ''2001 krizi sonrasında kamu yönetiminde uygulanan reformlar ve AB'ye uyum süreci içerisindeki gelişmeler vatandaşla devleti daha farklı bir konuma getirdi'' dedi.

Günümüzde kamu hizmetinin gereksinim ve beklentilere göre oluşturulmasının daha da önem kazandığını ifade eden Doğan, kamu kaynaklarının verimli kullanılabilmesi, yolsuzlukların ortadan kaldırılması ve sonuç olarak kamu yönetimine olan güvenin artırılmasının yaşam kalitesi için öncelikli ve önemli bir konu olduğunu söyledi.

Hesap verilebilirliğin yönetim kalitesinin temel unsuru olarak tanımlanması ve sistemli bir yaklaşımla işlerliğe kavuşturulması gerektiğine dikkati çeken Doğan, ''Hesap verilebilirlik anlayışı yalnızca işleri yapanlara değil, bu işten ve hizmetten yararlanan yani vatandaşlara da kamu çıkarlarının önceliği ve önemini sorgulama hakkı vermelidir'' diye konuştu.

-''Kamu sokağı dinlemeli''

Ankara Valisi Alaaddin Yüksel de bu yüzyılın en önemli konularından bir tanesinin sokaktaki vatandaşın devlet tarafından fark edilmesi olduğunu anlatarak, ''(Vatandaş) 'Beni fark et kardeşim' diyor, 'Beni adam yerine koy' diyor'' ifadesini kullandı.

Hesap verme konusunun bu yüzyılın en önemli konularından olduğunu belirten Yüksel, kamunun vatandaşın beklentilerini dinlemesi ve hesap verebilir olması gerektiğini söyledi.
''Sokağın sesine kulak vermeyen hiçbir yönetimin başarılı olma şansı yoktur'' diyen Yüksel, devletin vatandaşı dikkate alma ve vatandaşa en hızlı şekilde hizmet vermesinin önemini vurguladı.

KalDer Ankara Şube Başkanı Fahir Altan da derneğin 20 yılı aşkın süredir kalite konusunda pekçok kuruluşun yanında yer aldığını dile getirdi.

Derneğin, kurumların kalite yolculuğunda başarıyla ilerlemelerini herşeyin üzerinde
tuttuğunu anlatan Altan, ''Çünkü bir ülke ancak kurumlarının başarıları ile ilerleme sağlayabilir'' dedi.

Konuşmaların ardından belli ''mükemmellik'' aşamalarına ulaşan kamu kuruluşlarına sertifika verildi.

Etkinlik kapsamında kamu kategorisinde 2011 yılı ''Ulusal Kalite Ödülü'' de sahibine teslim edildi.

Geçen yılki ödüle layık görülen Karabük Devlet Hastanesi'nin ödülünü kurum adına Hastane Başhekimi Op. Dr. Nurullah Soyhan aldı.

Ödül töreni sonrasında başlayan sempozyumda Ekonomi, Milli Eğitim, Bilim, Sanayi ve Teknoloji bakanlıklarından yetkililer kendi alanları ile ilgili görüşlerini anlattı.