08.12.2012 /
TOBB Türkiye Fuarcılık Meclisi Başkanı Serdar Yalçın, dünya fuarcılık sektörünün kısa tarihinden bahsederek şunları kaydetti: “1700’lü yılların sonunda endüstriyel fuarcılığın başlangıcı İngiltere’de, Londra Belediyesi’nin el tutmasıyla başlamış. Hemen onun arkasından Fransız İhtilali sonrasında Paris’te doğrudan Napolyon’un emriyle Fransız ekonomisini ayağa kaldırmak için Paris Belediyesi’nin desteğiyle fuar alanının kurulması ve ayağa kalkış var.
Arkasından 2. Dünya Savaşı sonrasında Almanya çıkışı belirli bölgeleri destekleyerek ve belirli yerlerde belirli fuarları yaptırarak topyekün kalkınmayı kullanıyor ve fuarcılığı da bu ara da ürünlerin sergileneceği platform olarak görüyor.
Keza Amerika Birleşik Devletleri 2. Dünya Savaşı’nda çöllere fuar alanı kuruyor. Savaş sonrası ilde kalan on binlerce uçağı Arizona Çöllerinde açık sergilemeye çekiyorlar ve Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk büyük posta filolarını, yolcu taşıma filolarını oluşturuyorlar bu fuarlar sayesinde”.
Türkiye’nin ise yakın dönemde fuarcılığa soyunduğunu anlatan Yalçın, Türkiye’nin rol model ülke haline geldiğini, son yılların fuarcılıkta şaha kalkan ülkesinin Türkiye olduğunu dile getirdi.
Literatürün değiştiğini vurgulayan Yalçın, “Eskiden Batı ülkelerinde küresel fuarlar vardı. Herkes orada toplanırdı. Şimdi literatür değişiyor. Küresel fuarların yanında bölgesel ve yöresel fuarlar çıktı. Küresel fuarlar gittikçe azalıyor. Her bölge kendi gücünü, kudretini ortaya koymaya çalışıyor. Hiç kimse yıllar boyu hep Avrupa’ya gidelim veya Amerika’ya gidelim, oradan mal alalım, mal satalım demiyor artık. Kendi sıklet merkezini oluşturuyor. Hal böyle olunca da bölgesel fuarlar önem kazanıyor” dedi.
-Demirtaş: “yeni fuar alanlarına ihtiyacımız var”
TOBB Türkiye Fuarcılık Meclisi Başkan Yardımcısı Murat Demirtaş ise, geçmiş yıllarda Türkiye’de fuarcılığın bir endüstri olarak görülmediğinin altını çizerek, “Zaten ismi de çok yakın zamana kadar Türkiye’de panayırcılık faaliyetleri üzerine odaklanmıştır. Yönetmelik de bu şekildeydi. 2000’li yılların ortalarında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin patronajında yönetmelik değiştirildi. Endüstriyel fuarcılığa geçiş için çok önemli kararlar alındı. Altyapılar yeniden düzenlendi. Fuarcılık sektörünün çalışma şekilleri, altyapısının yeterlilikleriyle ilgili standartlar, bu sektörde çalışacak firmaların insan kaynakları yapılarıyla ilgili standartlar tümüyle yeniden belirlendi. Bence bu kritik bir dönemdi ve bütün olguları yeni baştan belirledi” dedi.
Demirtaş, fuarların büyümesiyle beraber onların bulundukları coğrafyalar ve yapıldıkları şehirlerin önem kazanmaya başladığını dile getirdi.
Normal bir turistin ortalama 500 dolar ya da 500 euro bıraktığını belirten Demirtaş, fuar için gelenlerin ise en az 2 euro bıraktığını söyledi.
Fuarların, ticari kısmı olduğunu anlatan Demirtaş, otellere, taksicilere, restoranlara çok ciddi bir katkı sağladığını ifade etti.
Demirtaş, fuarcılık yatırımının, geri dönüşü çok uzun süren bir yatırım olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Kimse bina yatırımı yapmak istemiyor. Yurt dışında bunu kamu kurumları yapmışlar. Yani en az 20 sene civarında bir şey sürüyor. Çok lüks bir şey yaparsan daha da çok sürüyor. Türkiye’de ise ilk başta İzmir Fuarı biliyorsunuz 30’lu yıllardan bu yana geldi, kamu tarafından yapıldı. Türkiye’de de kamu kurumları tarafından işte Yeşilköy’deki fuar alanı yapıldı. Sonra TÜYAP Beylikdüzü’nde Bülent Ünal gerçek bir kahraman yani, burada da söylemekte hiçbir şey yok. Kendi çabalarıyla o alana, o noktaya getirdi. Ama bizim endüstrimizin büyümesiyle de beraber bizim yeni fuar alanlarına ihtiyacımız var”.
-Cantürk: “Teknolojinin bütün nimetlerini kullanıyoruz”
TOBB Türkiye Fuarcılık Meclisi Başkan Yardımcısı Güven Cantürk de, fuarcılığın Türkiye’deki merkezinin İstanbul olduğunun altını çizerek, öncelikle İstanbul’un sorunlarının çözülmesi gerektiğini söyledi.
Fuarlarda iç pazarın önemine vurgu yapan Cantürk, “İç Pazar olmazsa sadece yurt dışından gelen ziyaretçiyle fuar sistemini çevirmek mümkün değil. Öncelikle iç sanayi sistemi besleyecek, ondan sonra da yurt dışından katılımcılarla bu iş gerçekleşecek” dedi.
Cantürk, fuarlarda, teknolojinin bütün nimetlerinden faydalandıklarını belirterek, bunun çok büyük kolaylıklar sağlayacağını söyledi.
-Çakıcı: “Türkiye yakın zamanda pastadan payını alacak”
TOBB Türkiye Fuarcılık Meclisi üyesi Bekir Çakıcı ise, Türkiye’nin yerleşim olarak çok güzel bir yerde olduğunu vurgulayarak, “Biz hem doğuya, hem batıya, hem kuzeye, hem güneye açılan bir kapıyız. Kuzey Afrika olsun, Ortadoğu olsun, Balkanlardan başlamak üzere Avrupa olsun, tam onların ortasındayız. İnanıyorum ki Türkiye olarak yakın zamanda pastadan payımızı alacağız” dedi.
Her şehirde bir otomobil fuarı, bir tekstil, bir meyve fuarı olsun düşüncesinden vazgeçilmesi gerektiğini belirten Çakıcı, “Bütün dünyada böyle bir trendi görmüyoruz. Bizde var ama. Bursa’da olsun, bir tane de Antalya’da olsun, bir tane de Konya’da olsun. Her ülkenin bir tane lokomotif fuarı vardır. Yoksa her şehre yaptığımız takdirde ne olacak? Böleceğiz böleceğiz kuşa çevireceğiz” şeklinde konuştu.