Tarihi İpek Yolu’nu canlandırmalıyız
13.04.2011 /
14. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde konuşan TOBB Başkan Yardımcısı ve İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, tarihi İpek Yolu'nun canlandırılması gerektiğini söyledi. TOBB Başkan Yardımcısı ve İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş ise dünyanın ciddi değişim ve dönüşüm geçirdiğini, böyle çalkantılı zamanlarda tehdit ve fırsatların bir arada bulunduğunu dile getirdi.
TOBB Başkan Yardımcısı ve İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük konuşmasında, Avrasya'nın tarih boyunca siyasi, ekonomik ve kültürel gelişmelerin merkezinde olduğunu anımsatarak, bugün de sahip olduğu enerji kaynaklarıyla, ulaşım ve enerji koridoru niteliğiyle tüm dünyanın ilgisini çeken, jeopolitik ve stratejik önemi çok yüksek bir bölge konumunda bulunduğunu söyledi.İpek Yolu gibi önemli ticaret hareketlerinin de bu topraklarda hayat bulduğunu, kültürel zenginliklerin de bu topraklarda dünyaya yayıldığını anımsatan Küçük, Avrasya'nın bugün de büyük bir ekonomik potansiyele sahip olduğunu ifade etti.25 milyon kilometrekarelik bir alana yayılan Avrasya'da, 400 milyona yaklaşan nüfus, 4 trilyon dolara yakın toplam milli gelir ve 1 trilyon doların üzerinde dış ticaret hacminin söz konusu olduğunu anlatan Küçük, ''Büyük petrol ve doğalgaz rezervlerinin yanı sıra zengin maden ve su kaynakları da bulunmaktadır. Mevcut bu büyük potansiyelin güçlü ve yaygın bir girişimci kültürü ile birleştirebilirsek Avrasya, dünya ekonomisinin en dinamik motor bölgesi haline gelecek demektir'' dedi.Küçük, Türk oda sistemi konusundaki bilgi birikimi ve tecrübelerini Avrasya'daki diğer dostlarıyla da paylaşmaya hazır olduklarını, Türk özel sektörü olarak sanayi konusunda da paylaşacakları konular bulunduğu kanaatini taşıdığını söyledi.-Avrasya bölgesinin küresel arenada hak ettiği yer...Tanıl Küçük, ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkilerin ve ticaretin gelişmesinde büyük önem arz eden bir noktanın da karayolu taşımacılığının gelişmesi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:''Tarihi İpek Yolu'nu yeniden canlandırabilmeliyiz. Çin ile Avrupa ekonomilerini birbirine bağlayacak ve transit geçilecek ülke ekonomilerine de katkı sağlayacak yeni İpek Yolu perspektifi ile ülkelerimiz arasında taşımacılık başta olmak üzere her sektörde somut işbirliği projelerinin geliştirilmesi mümkün olacaktır. Ekonomik ve ticari ilişkilerimizin, işbirliğimizin geliştirilmesinde bir önemli nokta da kara gümrük kapılarının modernize edilmesidir. Buralardaki bürokratik işlemler kısaltılması ve hızlanmalıdır.Çabalarımızı orta ve uzun vadeli bir stratejiye dayandırmamız halinde Avrasya bölgesinin küresel arenada hak ettiği yeri alacağına inanıyoruz. Bizler daha fazla işbirliği ve yakınlaşma sağlayarak, ortak yatırımlar yaparak Avrasya bölgesinde dinamik ve güçlü ekonomiler kurabilir, böylece barış, istikrar ve refahın hakim olduğu bir bölge yaratabiliriz. Avrasya bölgesindeki ülkelerin geçmişleri gibi gelecekleri de ortaktır. Barış, demokrasi, istikrar ve refahı yakalamış bir Avrasya hepimizin geleceğinin teminatıdır ve böyle bir gelecek için hep birlikte çalışmamız gerekmektedir.''- İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat YalçıntaşTOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş ise, Türkiye'nin son yıllarda ortalama yüzde 7 büyüme yakaladığını, 2010 yılında da yüzde 8,9 büyüme oranı ile dünyanın en hızlı büyüyen ülkeleri arasına girdiğini belirterek, ''Türkiye son 10 yılda bu kadar büyük oranda büyüyebildiyse, bunun en önemli sebebi reform ve demokratik standartların yükseltilmesi'' dedi.Zirvenin açılışında konuşan Yalçıntaş, zirvede sadece görüş ve fikir alışverişi yapılmadığını, aynı zamanda hep birlikte vizyon oluşturduklarını söyledi.Son yıllarda dünyanın ciddi değişim ve dönüşüm geçirdiğini, böyle çalkantılı zamanlarda tehdit ve fırsatların bir arada bulunduğunu dile getiren Yalçıntaş, bölgelerinde söz sahibi insanların bir araya gelerek birbirlerini dinlemelerinin, fikir alışverişlerinde bulunmalarının, ortak bir vizyon ve strateji oluşturulmasının sadece bölge için değil, tüm dünya için önemli olduğunu kaydetti.Yalçıntaş, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde arka arkaya ortaya çıkan toplumsal hareketlerin tüm dünyaya ve gelişmekte olan ülkelerin halkları ve yöneticilerine önemli mesajlar verdiğini vurgulayarak, ''Bu mesajları doğru şekilde okumamaz ve analiz etmemiz, çıkan sonuçları da doğru şekilde uygulayabilmemiz gerektiğine inanıyorum. Bir toplumun gelişmesi, kalkınması, refahın tabana yayılması, bireylerin kaliteli hayat sürdürebilmeleri, demokrasi ve özgürlüklerin gelişmiş olmasından, teminat altına alınmış olmasından geçer'' dedi.Toplumların hem maddi hem manevi açıdan zenginleşmelerinin ön koşulunun, evrensel hukuk normları çerçevesinde farklı fikir ve inançlara sahip olsalar da, her bireyin kendini özgürce ifade edebildiği bir ortamın tesis edilmesi ve bu ortamın devam etmesinden geçtiğini vurgulayan Yalçıntaş, şunları kaydetti:''Türkiye olarak son 10 yılda köklü bir değişimden geçtik. Önemli yapısal reformlar yaptık, ekonomik reformlar gerçekleştirdik. Demokratik standartları kayda değer yükselten reformlar gerçekleştirdik. Şimdi de yeni anayasa üzerinde tartışmalar devam ediyor. Türkiye son yıllarda ortalama yüzde 7 büyüme yakaladı. 2010 yılında yüzde 8,9 büyüme oranı ile dünyanın en hızlı büyüyen ülkeleri arasına girdik. Türkiye son 10 yılda bu kadar büyük oranda büyüyebildiyse, bunun en önemli sebebi reform ve demokratik standartların yükseltilmesi. Eğer zenginleşmek, kalkınmak, refah seviyesini yükseltmek, toplumun huzur içinde yaşamasını istiyorsak, o toplumun sesine kulak vermemiz, bütün bireylerinin önünü fert fert açmamız lazım. Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde meydana gelen tüm bu toplumsal hareketlerin bize bu mesajı verdiğine inanıyorum. Gelişmekte olan ülkeler olarak önümüzde çok önemli bir fırsat var bu fırsat aynı zamanda geçiş dönemi olması nedeniyle tehdittir de. Hepimizin bu mesajları doğru şekilde okuyacağımıza ülkelerimizin ve halklarımızın geleceğine doğru bir şekilde yön vereceğimize inanıyorum.''-9. Cumhurbaşkanı Süleyman DemirelDokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ''Balkanları içine almayan Avrupa tek kanatlıdır. Eğer uçmak için kanat lazımsa Balkanlar'ı mutlaka tümüyle Avrupa kendi içine almak durumundadır. Türkiye buna dâhildir'' dedi.Süleyman Demirel, Marmara Grubu Vakfı tarafından düzenlenen ''14.Avrasya Ekonomi Zirvesi''nde, Avrasya olayının Berlin Duvarı'nın yıkılması ve Sovyetler Birliği'nin dağılması olayı olduğunu, bu olayın yeni siyasi coğrafyayı meydana getirdiğini söyledi. Şimdi bunun 22. yıldönümünde bulunulduğunu ifade eden Demirel, ''1989'da başlayan, 1991-1992'de tam yerine oturan hadise bir çağ değişmesi hadisesidir'' dedi.Demirel, şunları kaydetti:''İpek Yolu'nun canlandırılması hadisesi gene oraya dönüş demektir. Avrupa ile Asya birbirinden ayrılmaz, her bakımdan birbirini tamamlar. 20 sene zarfında bir hayli gelişme var. Avrupa bütünleşmiştir, Doğu Avrupa, Baltık bölgeleri Avrupa'nın parçası haline gelmiştir. Balkanlarda Romanya, Bulgaristan AB'nin üyesi haline gelmiştir, Hırvatistan gelmek üzeredir. Yunanistan zaten üyesidir, ama Balkanlarda diğer ülkeler henüz AB'nin parçası haline gelmiş değillerdir. Balkanları içine almayan Avrupa tek kanatlıdır. Eğer uçmak için kanat lazımsa Balkanlar'ı mutlaka tümüyle Avrupa kendi içine almak durumundadır. Türkiye buna dahildir. Avrupa şartlarına uyabilecek duruma gelmeleri ise esasen Avrupa'nın görevleri içerisindedir.''- Makedonya Cumhurbaşkanı Gjorge IvanovMakedonya Cumhurbaşkanı Gjorge Ivanov da yaptığı konuşmada, ''Tarihi düşmanlıkları, çatışmaları bir tarafa bırakarak aramızdaki işbirliğini güçlendirmeliyiz ve bir arada çalışarak ülkelerimiz arasındaki dostluğu pekiştirmeliyiz'' dedi.Ivanov, 14. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nde, küresel olarak farklı sorunlarla mücadele edilen bu dönemde elbette dünyada yaşanan ekonomik krizin etkilerinin, iklim değişikliğinin, gıda ve kaynak kısıtlamalarına yönelik bir takım sorunların ülkeleri bazı tehditlerle karşı karşıya bıraktığını belirterek, bu gibi tehditlerle mücadele etmenin yolunun işbirliğinden geçtiğini söyledi. -Gagavuzya Cumhurbaşkanı FormuzalGagavuzya Cumhurbaşkanı Mihail Formuzal ise 21. yüzyılda çevre ile birlikte artık dünya anlayışının da değiştiğini belirterek, son 20-30 yıl içinde jeopolitik, jeoekonomik ve jeokültürel anlamında büyük değişiklikler olduğunu dile getirerek, çağdaş dünyanın güncel sorunlarının ortaya çıktığını anlattı.Küresel ölçekte ekonomik büyümenin yoksulluğun azaltılmasını sağlamadığına işaret eden Formuzal, zengin ve yoksul ülkeler arasındaki uçurumun genişlediğini, yoksul ülkelerin sayısının arttığını dile getirdi.- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise Zirvede yaptığı konuşmada ''Bölgemizin kalkınmasını canı gönülden arzuluyoruz. Komşularımızla kendi deneyimizi paylaşmayı doğru buluyoruz'' dedi.Şimşek, 14. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nde, Türkiye ve bölgesinin çok değişik ülke gruplarından oluştuğuna dikkati çekerek, ekonomik performansları, gelişmişlik düzeyleri ile farklı ülkelerin katıldığı bu zirvede ülkelerin birbirinden öğrenecekleri çok şey olduğunu söyledi.Şimşek, son küresel krizin global düzeyde ülkeler arası işbirliğinin, koordinasyonun önemini Türkiye'nin bölgedeki istikrarı ve refahı önemsediğini, bölgedeki refahın Türkiye lehine olacağını kaydeden Şimşek, ''Bölgemizin kalkınmasını canı gönülden arzuluyoruz. Komşularımızla kendi deneyimizi paylaşmayı doğru buluyoruz'' dedi.Bakan Şimşek, konuşmasının ardından gazetecilerin Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girme tarihinin ötelenip ötelenmeyeceğine ilişkin bir sorusu üzerine, ''Meclis'ten nasıl geçtiyse öyle...'' yanıtını verdi.-TİM Başkanı BüyükekşiTürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi de Türkiye'nin hayranlık verici bir değişim ve dönüşüm süreci yaşadığını anlatarak başladığı konuşmasında, Türkiye'nin, 2001 krizi sonrasında yakaladığı siyasi istikrarı ekonomik istikrara dönüştürmeyi başardığını, Türkiye'nin gösterdiği ekonomik performansla dünyanın en büyük 16., Avrupa'nın en büyük 6. ekonomisi konumuna yükseldiğini söyledi.-TÖSYÖV Başkanı SönmezTürkiye Küçük ve Orta ölçekli işletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı (TÖSYÖV) Başkanı Yalçın Sönmez ise ekonomik büyümenin ve kalkınmanın temeli olarak KOBİ'leri gördüklerini kaydetti.-KEİ Genel Sekreteri ChrysanthopoulosKaradeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (KEİ) Genel Sekreteri Leonidas Chrysanthopoulos da KEİ'nin Karadeniz ülkelerini bir araya getiren en kurumsal örgüt konumunda olduğunu belirterek, ortak projelerin hayata geçirilmesini amaçladıklarını anlattı.- Marmara Grubu Vakfı Başkanı Akkan SuverMarmara Grubu Vakfı Başkanı Akkan Suver de, zirveye 48 ülkenin katıldığını ve BM'nin dörtte birinin bugün burada temsil edildiğini belirtti. Bölgede demokrasi, özgürlük ve insan haklarının yerleşmesinin, ekonomik gelişme olmadan olamayacağını ifade eden Suver, bölge ülkelerinin petrol ve doğalgaz açısından zengin olmasına karşın su kaynakları açısından fakir olduğunu, bu fakirliğe gelir dağılımındaki bozukluğun da eklenmesiyle Ortadoğu ve Afrika'daki olayların başladığını söyledi.Suver, ''Gelişme, kalkınma, insan haklarına saygı, şeffaflık sağlanmadıkça, bu olayların buralarda sürmesi kaçınılmazdır'' dedi.- İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdiİstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi de Avrasya coğrafyası dâhil olmak üzere dünyanın her noktasına refah ve barışın ulaşması için çabalarını sürdüreceklerini kaydetti.Tanrıverdi, hazır giyim endüstrisinin yılda 16 milyar dolar, tekstille birlikte 23 milyar doları aşan ihracat hacmiyle Türk insanına ekonomik refah sunduğunu belirterek, ''Türkiye kendi bölgesinin en büyüğü, Avrupa'nın Çin'den sonra en büyük tedarikçisi. Bu durum Türkiye'yi ülke markası olarak büyütüyor. Türkiye'nin kazanımı, Türk dünyasının kazanımı olacaktır. Dünya modasında Türk çağını başlatmanın olumlu sonuçlarını hep beraber yaşayacağız'' dedi.Toplantıda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in zirveye gönderdiği mesaj Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Siyasi İşler Danışmanı Ali Hasanov tarafından okundu. Aliyev mesajında, zirvenin halklar arasındaki dostluk ve kardeşliğin güçlenmesine imkan yaratacağına ve bölgedeki yoksulluk, ekolojik ve diğer problemlerin çözümüne katkı sunacağına inandığını dile getirdi.