Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

TOBB Birlik Merkezi’ndeki toplantının açılış konuşmasını yapan Faik Yavuz, Türkiye’nin 2000’li yılların başından itibaren müthiş yol kat ettiğini anlatırken şöyle konuştu: “İtalya ile Çin arasındaki büyük coğrafyada demokrasi ile yönetilen en büyük pazar ekonomisi olan Türkiye, Avrupa’nın da 6. büyük ekonomisi haline geldi. Sanayi, Turizm, Tarım, İnşaat sektörlerinde dünyanın en güçlü ülkelerinden biriyiz. Bölgemizin sanayi merkeziyiz. Bu bölgedeki sanayi malı ihracatının yarıdan fazlasını biz yapıyoruz. Bugün Avrupa’da satılan her 4 beyaz eşyadan biri Türk malı. 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefimiz var. Bu hedefi yakalama noktasında yoğun çalışmalarımız var. Bu süreçte Afrika bizim için çok önemli. Afrika’ya verdiğimiz önemi hem ticaret rakamlardan, hem de siyasi yaklaşımımızda görebilirsiniz”

Son 13 yılda Türkiye’nin Afrika’ya yaptığımız ihracatın tam 10 kat artarak 1,4 milyar dolardan 14 milyar dolara çıktığını açıklayan Yavuz, Afrika’dan yapılan ithalatın da 6 milyar doları aştığı bilgisini verdi. TOBB Başkanlık Divanı Üyesi Faik Yavuz, Afrika’nın Türkiye için her geçen gün çok daha önemli hale geldiğine işaret ederek, “Biz Afrika ile ilişkilerimizi somut projeler, yatırım ve ticaret üzerine inşa etmek istiyoruz. Afrika’nın sahip olduğu insan kaynağını ve doğal zenginliklerini en verimli şekilde kullanarak ekonomik kalkınmasını gerçekleştirmesi Türk özel sektörünün ortak arzusudur. Afrika ülkeleri ile daha çok ticaret yaparak daha fazla ekonomik etkileşim kurarak Afrika’yı küresel sitemin bir parçası haline getireceğiz ve Afrika dünya sisteminde hak ettiği yeri alacak” diye konuştu.

-“Müzik değişince, dans da değişir”

Bir Afrika atasözünün “Müzik değişince, dans da değişir!” dediğine işaret eden Faik Yavuz, “Küreselleşmenin hızı artık sınırları kaldırıyor, coğrafi bölgeleri birbirine yaklaştırıyor, ticareti tek bir tuşla yapılabilecek kadar kolaylaştırıyor. Ticari aktivitelerin sınırları genişliyor, coğrafi, teknolojik ve yasal engeller giderek zayıflıyor. İşte bu yeni küresel sistem, Afrika Türkiye ilişkilerini güçlendirmemiz için de büyük bir fırsat sunuyor” dedi.   

Afrika vizyonları içerisinde Senegal’in önemli bir yeri olduğunu belirten Yavuz şöyle konuştu:

“Senegal bizler için Afrika’nın batısındaki stratejik konumuyla geniş bir hinterland’a sahip bir ülkedir. Senegal sadece kendi ekonomik büyüklüğü ile değil, Batı Afrika Birliği üyesi 15 ülkeye erişim için uygun bir üs konumundadır. Artan karşılıklı ziyaretler, imzalanan yeni anlaşmalar ile ekonomik ilişkilerimizde de önemli gelişmeler kaydettik. 2011 yılı sonunda 157 milyon dolar seviyesine kadar çıkan ikili ticaret hacmimiz 2013 yılı sonu itibariyle 124 milyon seviyesindedir.

İyi başladık, ilk adımları sağlam attık artık imkanlarımız dahilinde daha hızlı koşmanın zamanı geldi. İki ülke de bölgelerindeki ağırlıklarıyla bu potansiyele sahip. Önümüzdeki dönem için Senegal ile ilişkilerimizde niteliksel bir dönüşüm gerçekleştirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Bunun için ekonomik ilişkilerimiz ihracat ve ithalat ilişkisinin ötesine götürerek yatırım ve ortak proje gerçekleştirme merkezli kalıcı ilişkilere dönüştürmemiz gerekiyor.

Bu anlamda Senegalli kardeşlerimiz ile birçok alanda ortak projeleri hayata geçirebileceğimizi düşünüyorum.

Öncelikli olarak Senegal’in ihtiyacı olan ulaştırma projelerini birlikte hayata geçirmeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum.”

-Birçok alanda yeni iş imkanı mevcut

Düşük enflasyon,  hızlı büyüme performansı ile siyasi istikrara ve nitelikli iş gücüne sahip Senegal’de deniz ürünleri, tarım, turizm, altyapı, enerji, su, gıda işleme, kimya, madencilik gibi alanlarda birçok yatırım projesini hayata geçirebileceğini ifade eden Faik Yavuz, “Çünkü biz bu sektörlerin tamamında dünyanın en iyilerinden biriyiz ve büyük bir tecrübeye sahibiz. Bütün bu tecrübeyi Senegal’e aktarabilir, yeni iş imkanlarının oluşmasına ciddi katkı sağlayabiliriz” dedi.

Tek isteklerinin Senegal’de iş yapmak isteyen Türk müteşebbislerinin önünün açılması olduğunu kaydeden Yavuz, Türk işadamlarının hızla yatırım yapmaları halinde Senegal’in de zenginliğinin artacağını anlattı.

Öncelikli olarak iş dünyaları arasında pratik ve kurumsal bir mekanizma kurulmasının önemine dikkat çeken Faik Yavuz, “Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun bünyesindeki iş konseyleri bu anlamda çok verimli mekanizmalardır. İş adamlarımızın karşılaştıkları sıkıntıları muhataplarına iletmesi ve ticaret ve yatırımın gelişmesi için kilit roldedir.

109 ülkeyle kurduğu iş konseyleriyle Türk özel sektörünün küresel pazarlara açılan kapısı olan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Afrika ile Ekonomik ilişkilerimizin gelişmesi için bugüne kadar 53 Afrika ülkesinin 29’u ile ikili İş Konseyi kurmuştur.  Bu anlamda kuruluş anlaşmasını imzalayacağımız Türkiye-Senegal İş Konseyi önemli bir boşluğu dolduracaktır” ifadesini kullandı.

-Senegal Dışişleri Bakanı Ndiaye

Senegal Dışişleri Bakanı Mankeur Ndiaye de "toplantı kapsamında imzalanan iş konseyi anlaşmasının ticari anlamda ülkeler arasında kurumsal bir yapının oluşturulması açısından önemi"ne dikkati çekti.

Senegal halkının yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve hukuk devleti potansiyelinin tam olarak hayata geçirilmesini hedeflediklerini dile getiren Ndiaye, "Bunları yapmak ülkemizi gelişmekte olan ülke sınıfına sokacaktır" dedi.

Senegal'de çok sayıda Türk yatırımcının faaliyette bulunduğunu anlatan Ndiaye, ülkedeki Afrika'nın en büyük konferans merkezinin Türk yatırımcılarca inşa edildiğini kaydetti.

- Diğer konuşmalar

Türk Afrika İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Tamer Taşkın, 1 milyon 300 bin civarında üyesi bulunan TOBB ile DEİK ve bünyesindeki kuruluşlarla Türkiye'deki her firmaya ulaşılabileceğini dile getirdi. Taşkın, Türk pazarına girmeleri için Senegalli iş adamlarına ellerinden gelen yardımı yapmaya hazır olduklarını söyledi.

Senegal Sanayi, Ticaret ve Tarım Odaları Birliği Başkanı Mamadou Niang da iki ülke arasında kurulacak iş konseyinin Senegal ayağını oluşturduklarını ifade etti. Türkiye ile birçok alanda işbirliği yapabileceklerini düşündüklerini anlatan Niang, "Sanayi arzımız çok çeşitli değil. Ülke olarak ham madde satıyoruz ama imal edilmiş ürünler de satmak istiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Konuşmaların ardından iki ülke arasında iş konseyinin kurulmasına ilişkin anlaşma imzalandı.