Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Kanunun yürürlüğe girmesinden bu yana iş kazaları ve meslek hastalıklarının yaşanmaya devam ettiğini belirten Yorgancılar, bunun sonucunda iş günü kayıpları ve bunun da ötesinde hiçbir şekilde telafi edilemeyecek can kayıplarının yaşandığını ifade etti.

Yorgancılar, KOBİ’lerin, işçisi ile birlikte alın teri döken, aynı işyerinde aynı çorbaya kaşık sallayan işverenler olduğunu vurgulayarak, “Dolayısı ile işyerinde işçi hangi risklere maruz ise, işveren de onunla aynı risklere sahiptir. İşveren, işçinin sağlığını ve güvenliğini hatta hayatını riske atacak bir tutum içerisine girmesi durumunda, kendi güvenliğini ve hayatını da riske atmış olacaktır. Bu sebeple işverenin alamadığı güvenlik tedbirlerinde her zaman kasıt aranmasının doğru olmadığını düşünüyorum” dedi.

10’dan az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işletmelerin, Bakanlıkça ilan edilecek eğitimleri tamamlamak şartıyla, kendi iş sağlığı ve güvenliği hizmetini kendilerinin görebilmelerine imkan sağlandığına değinen Yorgancılar, bu eğitimlere ilişkin yürütülmekte olan ikincil mevzuat çalışmalarına TOBB olarak katılarak destek verdiklerini söyledi.

TOBB’un görüşlerinin dikkate alınarak yönetmelik çalışmalarının tamamlanmasını beklediklerini ifade eden Yorgancılar, bu eğitimleri tamamlayan işverenlerin, işletmelerinin iş güvenliği hizmetini kendilerinin karşılayabileceğini belirtti.

Önemli bir değişiklik ihtiyacını da gündeme getirmek istediklerini belirten Yorgancılar, “Hatırlanacağı üzere, Tasarıda,  6331 sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanununun yürürlüğe girdiği tarihte görevlendirilebilecek yeterli sayıda işyeri hekimi ve İSG uzmanı olmadığı dikkate alınarak, bu yükümlülüğünü yerine getirememiş olan işverenlere uygulanacak idari para cezalarının affına ilişkin geçici bir düzenleme vardı. Bu düzenleme ile 6 ay içinde söz konusu görevlendirme yükümlülüklerini yerine getiren işverenlere geçmişe yönelik idari para cezası uygulanmaması öngörülüyordu. Biz bu düzenlemenin yerinde olduğunu, ancak yeterli olmadığını düşünüyoruz. Aynı imkânın  "risk değerlendirmesi yapma"  ve "acil durum raporları" hazırlama yükümlülüklerini de yerine getiremeyen işverenlerimize de tanınması gerektiğini savunuyoruz. Biz bu yükümlülüklerin de kapsama alınmasını beklerken Genel Kurulda geçici madde Tasarıdan çıkarıldı. Bu durumda olan işverenlerin sayısı 500 binin üzerindedir. Bunlar için Kanunun öngördüğü idari para cezası toplamı oldukça yüksektir. Ayrıca bu rakama son yasal düzenleme ile idari para cezalarında tehlikeli sınıflarına göre iki kata kadar yapılan artış da dahil değildir. Konunun ilk yasa çalışmasında gündeme getirilerek çözülmesini temenni ediyoruz” şeklinde konuştu.