04.01.2016 / Ankara
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye Demir ve Demir Dışı Metaller Sektör Meclisi, demir–çelik sanayinin güncel ve yapısal sorunlarını görüşmek ve çözüm önerileri geliştirmek üzere, geniş bir katılımla toplandı.
Toplantıya katılan TOBB Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Faik Yavuz, sektörün önde gelen şirketlerinden birisinde üretimin durduğunu hatırlatarak, “Medyada bu konuyla ilgili haberler sektörün müşterilerini, tedarikçilerini, yatırımcılarını ve bankaları tedirgin etmeye başladı. Bu bilgi kirliliğinin ortadan kaldırılması gerekiyor” dedi. Sektörün rekabet gücünün uygulanan yanlış politikalar nedeniyle sorunlu olduğu; ancak, yansıtılanın aksine sektördeki şirketlerin geleceğe umutlu bakmaya devam ettiklerinin altı çizildi.
-Sektöre Çin tehdidi
Sektördeki genel durum hakkında detaylı bir sunum yapan Meclis Başkanı Veysel Yayan ise hem dünya çelik piyasası hem de Türk demir- çelik sanayinin mevcut durumu ve gelişmeleri hakkında çarpıcı bilgiler paylaştı.
Çin’den gelen ağır baskı üzerine dünyanın diğer ülkelerinde, damping ve telafi edici işlem vergisi uygulamaları ile çok ciddi koruma tedbirleri alındığına dikkat çeken Yayan, “Çin’deki çelik üreticileri bu vergilerin olmadığı ülkelere yönelmektedirler. Sıcak yassı ürünler için antidamping davaları açılmış durumda. Çin’den yapılan ithalata koruma tedbirlerinin alınmadığı ürün gruplarında ise Türkiye, her geçen gün daha fazla Çin tehdidi altında kalmakta. Çin’in dünyanın tümüne yaptığı ihracatın artış hızından 10 kat daha yüksek bir hızla Türkiye’ye ihracat yaptığı görülmektedir” diye konuştu
Türkiye’nin çoğunluğu Çin’den olmak üzere yaptığı dampingli ve teşvikli çelik ithalatı nedeniyle, Türkiye’nin çelik üretimi ve ihracatının gerilediğine işaret eden Veysel Yayın, “Türkiye, 15 yıl aradan sonra çelik ürünlerinde net ithalatçı konumuna geldi. Sektörde ihracatın ithalatı karşılama oranı %160 seviyelerinden %96 seviyesine kadar düştü” dedi.
-Çin’deki kapasite fazlası ürkütücü
Çin’in çelik üretim kapasitesinin son 10 yılda %172 oranında arttığını ve Türkiye’nin çelik üretiminin 13 katına ulaştığını vurgulayan TOBB Türkiye Demir ve Demir Dışı Metaller Sektör Meclisi Başkanı Veysel Yayın, değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye dünyanın en büyük demir-çelik üreticileri listesindeki yerini korumaktadır. Türkiye halen dünyanın 9. en büyük çelik üreticisi konumunda. Ancak, Türkiye, 2010 – 2011 döneminde dünyanın ham çelik üretimi en hızlı artan ülkesiyken, Türkiye’deki çelik üretimi artış hızı 2013 yılından itibaren gerilemeye başlamış ve ilk defa 2015 yılında %8 oranında geriledi. Üretimdeki gerilemenin temel nedeni hızla artan ithalattır. 2015 yılında hızla artan ithalat göz önüne alındığında, Türkiye dünya çelik ithalatçıları listesinde ilk 5’te yer alacakmış gibi görünmekte. Yurtiçi üretimin yerini ithalata bırakması neticesinde sektördeki kapasite kullanım oranları gerilemekte. 2015 yılında sektördeki kapasitenin %62’si kullanıldı. Bu oran dünya ortalamasının bir hayli altında. Geçmişte ulaştığımız 36 milyon ton ham çelik üretim seviyesine en kısa zamanda ulaşmamız gerekiyor. Çünkü tüketimimiz artmaya devam ediyor ve sektörümüzde 51 milyon tonluk kapasite mevcut. Kapasite kullanım oranımızın daha fazla gerilemesine izin vermemeliyiz”
-Meclis üyeleri sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerini belirledi
Toplantıda ayrıca, sektör temsilcilerince Çin tehdidiyle ilgili olarak Dahilde İşleme Rejiminin (DİR) denetimi çerçevesinde yaşanan aksaklıkların olumsuz yansımaları dile getirildi. Haksız rekabetin engellenmesine yönelik ticaret politikaları geliştirirken, DİR kapsamında taahhütlerini yerine getiren ve kurallara uygun çalışan kuruluşların faaliyetlerinin aksatılmamasına özen gösterilmesi ihtiyacına dikkat çekildi. ‘Hepimiz aynı gemideyiz’ mesajı veren meclis üyeleri, yerli üretim olmadan ithalata dayalı gelişmenin imkânsız olduğunu vurgulayarak, kısa vadeli kazanımlarla günü kurtarmak anlayışının domino etkisi yaratarak, sonunda tüm sektör için ciddi kayıplara neden olacağını vurguladılar.
Sektörün aktörleri tarafından, Türkiye’nin çelik ürünleri tüketiminin hızla arttığına dikkat çekilirken, ancak artan tüketimin daha fazla dampingli, teşvikli ve hatta zaman zaman kalitesiz çelik ithalatı yapılarak karşılandığı hatırlatıldı. Yurtiçi tüketimin yerli ürünlerle karşılanmasını teşvik edecek tedbirlerin alınmasının hayati önem taşıdığı bildirildi. Türkiye iç piyasasında tüketim hızla artarken, sektörün küçülmesinin, ciddi katma değer ve vergi kayıplarına yol açtığının altı çizildi.
Türk çelik sektörünün üretim ve ihracatının yeniden arttırılabilmesi için önlem alınması istenen konular şöyle sıralandı: “Kapasite fazlalıkları tespit edilip, yüksek katma değerli ürünlere yönlendirilmeli. Yeni kapasite yatırımlarında, yüksek katma değerli ve ithalat yolu ile tedarik edilebilen ürünlerin üretilmesine izin verilmeli. Daha çok küçük oyuncular tarafından gerçekleştirilen ve piyasayı bozan kayıtdışılık önlenmeli. Sektöre, başta son zamanlarda yaygınlaşmaya başlayan işten çıkarmalar ile ilgili giderler olmak üzere, sosyal güvenlik giderleri için devlet desteği verilmeli.”