TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Deprem olmadan deprem bilincini oluşturmalıyız


26.12.2011 / 



Yapı Denetimi, Deprem ve Statik Sempozyumu’nda konuşan TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faik Yavuz, “Önemli olan, acılar yaşanmadan önce önlem almak ve depremler olmadan, deprem bilincini oluşturmak. El birliği ile yapmamız gereken yaşanan acılardan sonra vatandaşlara sahip çıkmak değil, acıların yaşanmasını engellemek, depremlerde vatandaşların can güvenliğini sağlamaktır” diye konuştu.​ ​

 

TOBB, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Ankara Şubesi işbirliğinde, "I. Yapı Denetimi, Deprem ve Statik Sempozyumu" Ankara’da TOBB Birlik Merkezi Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirildi.

Sempozyumun açılış konuşmalarını, TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faik Yavuz, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Genel Başkanı Nevzat Demirsoy yaptı.

Konuşmasında ülkemizde daha önce gerçekleşen depremlerin, insanlara büyük acılar yaşattığını hatırlatan TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faik Yavuz, “Maalesef son felaketle gördük ki vatandaşlarımızın hayatını kurtaracak olan önlemler o günlerden bugünlere hala etkin olamamış. Yaşanan her deprem, kendi trajedisini yaratıyor; her kayıpta Türkiye’nin gözyaşları sel oluyor. Depremden kurtulan Azra bebeğe sevinirken, Yunus yavrumuz yüreklerimizi dağladı” dedi.

Depremin üçüncü günü TOBB olarak geniş bir heyetle vaziyeti görmek ve acil ihtiyaçları tespit etmek için Van’a gittiklerini belirten Yavuz şöyle konuştu: “Gördüğümüz manzara şuydu: yerle bir olmuş bir bina, ama hemen yanında boyasında bile çatlak olmayan sapasağlam bir başka bina. Bu manzara suçu başka yerde aramaya gerek olmadığını bize gösterdi. O binayı yapan bir müteahhit, denetleyen bir mühendis, izin ve ruhsat veren de bir bürokrat. Sorumluluk hepimizin. Çözümü hep beraber bulmalı, üzerimize düşeni yapıp, yanlışları hep birlikte düzeltmeliyiz.”

-TOBB’un yardımları

TOBB ve 81 ildeki oda/borsaların ilk etapta 4 milyon liralık deprem evi, battaniye, soba, kışlık giysi, gıda, su, hijyenik ürün gibi acil yardım malzemesini Van’a gönderdiğini anlatan Faik Yavuz, “Buna ilave olarak deprem bölgesine gönderilmek üzere camiamız tarafından 3 milyon liralık nakdi yardım yapılmıştır. Bölgedeki sosyal hayatın normalleşmesi, ekonominin canlanması ve göçün önlenmesi amacıyla, TOBB tarafından 25 milyon liralık 8 ayı ödemesiz 18 ay vadeli “sıfır faizli” kredi kaynağı kullanıma sunulmuş olup, kredinin büyük kısmı kullandırılmıştır.

Önümüzdeki süreçte de TOBB ve oda/borsalarımız tarafından deprem bölgesine 1 spor salonu, 1 yurt, 2 okul yaptırma kararı alınmıştır. Depremzede vatandaşlarımızın yaralarına bir nebze olsun merhem olabildiysek ne mutlu bizlere” diye konuştu.

Yavuz konuşmasına şöyle devam etti:

“Ancak hatırlatmak isterim ki; asıl önemli olan, bu acılar yaşanmadan önce önlem almak ve depremler olmadan, deprem bilincini oluşturmak. El birliği ile yapmamız gereken yaşanan acılardan sonra vatandaşlara sahip çıkmak değil, acıların yaşanmasını engellemek, depremlerde vatandaşların can güvenliğini sağlamaktır.

Depremler çok acı bir şekilde kusurlarımızı ortaya çıkarmaktadır. Hepimiz biliyoruz ki, sektörün yapısal çözümlere ihtiyacı var. Ne bir müteahhidi hapse atınca, ne de başka bir müteahhidin mal varlığına el koyunca, bu kronik problem çözülmüş olmuyor. Hep beraber bu konuda ciddi ve uygulanabilir adımlar atmamızın zamanı çoktan gelmiştir.

Son yaşanan depremden sonra hükümetimiz, alınacak önlemler ve yapılacak düzenlemelerle ilgili cesur ve ciddi bir yaklaşım sergilemektedir. Özellikle hasarlı binaların yıkılmasına yönelik karar, önemli bir adımdır. Bu yaklaşımlarından dolayı sayın bakanımıza teşekkürü bir borç bilirim. Aynı kararlılığın mevzuat değişikliklerinde de gösterilmesi en büyük temennimizdir.

Mevzuat hazırlama sürecinde en önemli hususun tarafların görüşünü almak olduğuna inanmaktayız. Ancak bu yolla, teori ve uygulama arasında uyum sağlanabilir. Bu sebeple kanunlar ve yönetmeliklerin, taraflarla görüşülerek, bilhassa özel sektörün görüşü alınarak hazırlanması büyük önem arz etmektedir. Çünkü sektörü ve mevcut mevzuatla ilgili yaşanan sorunları en iyi o sektörün içindekiler bilir. Bu tecrübeden faydalanmak herkesin hayrınadır. Aksi takdirde,  uygulamada yine hedeflenen sonuçların gerisinde kalma tehlikesi ile yüz yüze geliriz.


-“Denetleyenin parası denetlenenden çıkıyor”

Dikkatinizi, yapı denetimi ile ilgili olarak ülkemizdeki, belki de başka hiç bir ülkede olmayan bir anlayışa çekmek istiyorum. Bizdeki sistemde, işi yapıyorsun, denetçini kendin buluyorsun, üstelik denetçinin ücretini de yine kendin ödüyorsun. Yani denetleyenin parası, denetlenenden çıkıyor. Bu oldukça yanlış bir uygulamadır.

Denetimin başarılı olması için bağımsız olması gerekir. Bağımsızlık sağlanmazsa gerçek bir denetimin varlığından söz edemeyiz. Yine mevzuatta bazı tip binaların, yapı denetimi kapsamı dışında kaldığı görülmektedir. Bu istisnai durum, yapı denetiminin bir formalite olarak algılanmasına sebep olmaktadır. İnşa edilecek her bina denetlenmelidir.

Denetlemenin, ek maliyet getireceği söylenmektedir, fakat burada söz konusu olan insan hayatıdır. Bu sebeple, ek maliyetlere rağmen denetlemeyi tüm yapıları kapsayacak şekilde genişletmeliyiz. Deprem sadece şehirlerdeki yapıları vurmuyor. Van depreminde gördük ki, köylerde de çok sayıda zayiat mevcut. Bu bağlamda yapı denetlemeleri sadece şehirlerle sınırlı kalmamalı, köylerde de etkin yapı denetim sistemi geliştirilmelidir.

Yeni yapılacak binaların denetime tabi tutulması ne kadar önemliyse, var olan binaların depreme karşı hazırlanması da oldukça kritiktir. ilgili yönetmelikte mevcut binaların depreme dayanımlarının belirlenmesi, denetim ve güçlendirme esaslarına ilişkin detaylı talimatlar yer almaktadır. Yönetmelikte uygulanması öngörülen bu maddelerin en kısa zamanda, sistematik bir şekilde, deprem bölgelerindeki tüm binalara uygulanması hayati önem taşımaktadır.
Depremin yıkıcı etkilerini en aza indirmek için atılacak her türlü adımda TOBB olarak göreve hazır olduğumuzun altını çizmek isterim.  TOBB bünyesindeki Türkiye müteahhitlik meclisi ile küçük ve orta ölçekli müteahhitlik meclisimiz sektörel çalışmalarda bulunabilir, sürece katkı sağlayabilir. Bugün burada değerli bürokratlarımızdan ve konularında uzman hocalarımızdan deprem statiği ile ilgili detaylı bilgi alacağız. Bu önemli konunun gündeme taşınması alınacak önlemler açısından bizleri umutlandırmaktadır.”

-Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar


Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar da, ''Mutlaka, Türkiye'nin kentsel dönüşümü, deprem dönüşümü, afet dönüşümü artık olmazsa olmazıdır'' dedi.
Bayraktar, yapı denetimi konusundaki bilinçlendirmenin önemine işaret ederek, bu bilinçlendirmenin herkesin görevi olduğunu belirtti.
Bunun topyekun bir süreç olduğunu ifade eden Bayraktar, çok çeşitli boyutları olan bir çalışma gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi.

-''Depremlerde Türkiye ekonomisi yüzde 15 geriye düştü''-

Türkiye'nin inşaat firmalarının çok önemli başarılara imza attığını ve dünyanın bir çok yerinde iş yaptığını belirten Bayraktar, ''Ama ne yapıyoruz biz? Gittiğimiz zaman orada biz oyun kurucu değiliz, senaryo yazarı da değiliz, şartnameleri yapıcı da değiliz. Ne oluyor? Adeta işi alsak bile birinci elden, çok zor ortakla alıyoruz. Yüzde 70-80 ortaklı iş alabiliyoruz. Oyun kuran başkaları olduğu için, malzemeyi onun dediği yerden alıyoruz, müşavirliği onun dediği adam yapıyor, hak edişleri onun dediği gibi ödeniyor. Biz istenilen karı elde edemiyoruz. Adeta taşeron gibi çalışıyoruz'' diye konuştu.

Son 100 yıldaki depremler nedeniyle Türkiye ekonomisinin göreceli olarak yüzde 15 geriye düştüğüne işaret eden Bayraktar, ''Sırf Marmara ve Düzce depremlerinde, ekonomimizin yüzde 10-12'si gitti'' dedi.

Bayraktar, 7.2'lik bir deprem söz konusu olduğu takdirde, İstanbul'da Fatih, Eminönü, Bahçelievler ve Zeytinburnu'nda, 110 bin binanın yıkılacağını hesapladıklarını ifade ederek, bunun altından kalkılamayacağını söyledi. Bakan Bayraktar, ''Mutlaka, Türkiye'nin kentsel dönüşümü, deprem dönüşümü, afet dönüşümü artık olmazsa olmazıdır'' diye konuştu.

-''Yapı denetiminde biz yeni bir şey icat edemeyiz''-

''Yapı denetiminde biz yeni bir şey icat edemeyiz'' diyen Bayraktar, dünya ne yaptıysa, onlardan daha çok çalışarak ve onlardan esinlenerek, Türkiye'nin kendi şartlarına uygun sistemin geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Bayraktar, Türkiye'nin bunu yaparken, en önemli ve avantajlı argümanının, genç ve dinamik nüfusu olduğunu kaydetti.

Yapı denetimlerinin de çok sıkı bir şekilde denetlenmesi gerektiğini ifade eden Bayraktar, mühendislerin de ekonomik durumlarının iyileştirilmesinin önemine işaret etti.
''Bizim elimizdeki en büyük argüman çok çalışmak ve çok sorumluluk almaktır'' diye konuşan Bayraktar, kademeli şekilde, herkesin kendi oranı nispetinde sorumlu olma sisteminin getirilmesi ve şikayet müessesesinin işletilmesi gerektiğini söyledi.

-''5 tane yapı denetim şirketi kurduran var''-

 

Bayraktar, ''5 tane yapı denetim şirketi kurduran var. Bir tanesini kapatıyorsun, öbürüyle devam ediyor. Öbürünü kapatıyorsun, öbürüyle devam ediyor. Baş edemiyorsun ki... Yani bütün bunları, hepsini elden geçirmemiz lazım. Bunun için biz kararlıyız'' dedi.
Müteahhitlerin de kaliteli iş yürütmesinin önemine işaret eden Bayraktar, teknik müşavirlik kuruluşlarının elden geçirileceğini belirtti. Bayraktar, ''Ama serbest ticaret sistemini de tahrip etmeden, ciddiyetini de kaybetmeden, devletin denetim sorumluluğu mekanizmasını da en etkin bir şekilde işin içerisine koymak suretiyle bu işi yoluna koyacağız. Biz burada kamu kuruluşlarının da bir şekilde, yine teknik müşavirlikler tarafından denetlenmesinin de önünü mutlaka açacağız. Onu da dışarıda bırakmayacağız'' diye konuştu.
Dünyada yoğun şekilde konut ihtiyacının bulunduğunu belirten Bayraktar, Türkiye'nin yapı sektöründeki deneyiminin bu anlamda, bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

-''Denetleyenin ücretinin denetlenen tarafından verilmesi yanlış''-

Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Başkanı Nevzat Demirsoy ise 5 Şubat 2008 tarihinde yapılan yönetmeliğe kadar herkese yapı denetim belgesi verildiğini ve bu nedenle işin sulandırılmasına neden olunduğunu kaydetti.

Demirsoy, 1 Ocak 2011'de yapı denetiminin yaygınlaştırılması için Bakanlar Kurulu'nca alınan kararın da çok önemli olduğunu vurguladı.

Van'da, yapı denetimi yapılan 64 binada, depremler sonrasında en ufak bir hasarın meydana gelmediğini gördüklerini ifade eden Demirsoy, bu durumun, yapı denetiminin önemini gösterdiğini söyledi.

AK Parti Kayseri Milletvekili Pelin Gündeş Bakır da Türkiye'deki yapı denetim sistemindeki en önemli eksikliklerden birinin, müteahhitlerin, kendilerini denetleyecek yapı denetim firmalarını kendilerinin seçmesi olduğunu belirtti.







Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA