14.10.2017 / Adana
Panelin açılışında konuşan TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Şahin Bilgiç, panelde hem standardizasyonun belirlendiği ayna komiteleri hem de demir-çelik sektörünü ve sektördeki gözetim ve muayene işlemlerini konuşacaklarını söyledi.
TOBB, Bilim, Sanayi Teknoloji Bakanlığı ve Türk Standartları Enstitüsü olarak yıllardır işbirliği içerisinde çalıştıklarını anımsatan Bilgiç, “Bu birliktelik ile hem bağlarımızı hem de işbirliği alanlarımızı daha da güçlendiriyoruz. Geçtiğimiz Mayıs ayında TOBB ve TSE olarak yeni bir işbirliğinin daha tohumlarını attık. İş dünyasının standardizasyon faaliyetlerine daha etkin katılımını sağlamak için bir protokol imzaladık. Bu zamana kadar Türk Standartları Enstitüsü tarafından yürütülen çalışmaları, özel sektörün tecrübelerinden daha çok yararlanmak için yola çıktık” dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’ye teşekkür eden Şahin Bilgiç, özel sektörün, üretimin ve yatırımın önünü açan birçok reformda Bakan Özlü’nün imzası olduğunu, bunun en son örneğini Üretim Reform Paketinde de gördüklerini belirtti.
Her şeyin bir standardı olduğuna değinen Bilgiç, “Demir-çelik sektöründen tutun, en basit bir sanayi ürüne kadar, her şeyin standardı var. Bir şeyin standardı değiştiğinde, biz de o standarda göre iş yapıyorsak, süreçlerimizi ona göre şekillendiriyoruz” dedi.
Standartların üretim ve iş yapış şekline ilişkin şartnameler olduğuna vurgu yapan Bilgiç şöyle devam etti: “Peki bu standartlar nasıl belirleniyor? CEN, CENELEC, ISO, IEC gibi kuruluşların kendi komitelerince belirleniyor bu standartlar. Bu komitede ise birçok ülkenin sandalyesi var. Hangi ülkeler? Fransa, Almanya, İtalya gibi birçok ülkenin sandalyesi var. Aslında Türkiye olarak bizim de sandalyemiz var. Ama Fransa, Almanya, İtalya ve diğer birçok ülkenin sanayicisi veya tüccarı konunun önemli olduğunu düşünerek, bu sandalyeleri doldururken, bizim bazı sandalyelerimiz şimdiye kadar boş kalmış, yeteri kadar doldurulamamış. Dolayısıyla şimdiye kadar birileri bizim yerimize standartlar belirlemiş. Biz sadece izlemişiz, onlar ne yazarlarsa onu yapmak zorunda kalmışız. Hatta zaman zaman belirlenen standartlarda üretim yapamamış, kimi pazarlara girmekte güçlükler yaşamışız”.
Bu noktada standardizasyon faaliyetlerine katılımın büyük bir öneme sahip olduğunu belirten Bilgiç, “Biz artık tüccar ve sanayiciler olarak bu komitelerdeki yerlerimizi almalıyız. Eğer dünyada ilk 10 ekonomi içerisinde girmek istiyorsak, 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak istiyorsak mutlaka bu komitelerde, çalışmalarda bulunmak zorundayız. Genel anlamda bu ayna komitelerdeki eksikliğimizden bahsettik ama tam aksine güzel örneklerimiz de var. Bakın bugün Avrupa’da satılan her 3 beyaz eşyadan biri Türkiye’de üretiliyor. Türkiye, dünyanın en büyük ikinci beyaz eşya üreticisi. Türkiye bugün bu başarıları elde ettiyse, geçmişte bu alanda standartlara verdiği önemin payı büyüktür. İşte bu yüzden Türk sanayisini buralarda daha çok temsil etmeliyiz. İşte bu yüzden bu konuda artık TOBB olarak elimizi taşımızın altına koyduk. Bakanlığımızın da desteği ile TOBB ve TSE olarak yoğun ve etkili bir işbirliği yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Bilgiç, standardizasyon komiteleri ile aslında Türk tüccar ve sanayicisinin 2 önemli kazanımı bulunduğunu belirterek şunları kaydetti: “Birincisi, olası standart değişikliklerine karşı önceden hazırlıklı oluyorsunuz veya değişikliklere şerh koyarak ülkemizin üretimine yönelik tehditleri bertaraf ediyorsunuz. İkinci olarak, bu komiteler aslında iş dünyası için müthiş bir teknoloji ve tecrübe transfer platformu oluşturuyor. Bu iki kazanım da Türkiye için çok önemli. Standartların belirlenmesi sürecinde yer almayı, milli bir mesele olarak görmemiz gerekiyor”.
Şahin Bilgiç, salonda bulunanların, bu uluslararası komitelere katılarak Türkiye’yi temsil edeceğini, oralarda ülke menfaatlerini korudukça, özel sektör ve Türkiye’nin kazanacağını söyledi.
Komitelerin, Türk sanayi ve ticari ürünlerini dünya pazarlarında kabul ettirmek için çok önemli olduğunu ifade eden Bilgiç, “Bu işi ancak sizlerin katılımı ile birlikte başarılı bir sonuca ulaştırabiliriz. Burada önemli olan bu komitelere ilgi göstermeniz ve faaliyetlerine katılmanız. Ancak burada şunu atlamamamız gerekiyor. Bu yol çok uzun bir yol. Biz hemen, bugünden yarına standartları değiştirmeye başlayamayacağız. Bu kervana yeni katılan arkadaşlar, önlerindeki ilk birkaç toplantıda, bu komitelerde neler konuşulduğunu, yöntemleri anlayacak, ardından görüş vermeye başlayacak ve sonrasında ancak standartları yönlendirmeye başlayabileceğiz. Dolayısıyla sabırlı olmalı ve sebat ederek bu çalışmalara en az 2 sene boyunca karşılık beklemeden katılmalıyız” dedi.
Demir-çelik sektörünün Türkiye için öneminden bahseden Bilgiç şunları söyledi: “Bu sektör ekonomimiz ve sanayileşmemizde lokomotif bir sektör olmuştur. Türkiye, 30 milyon tondan fazla ham çelik üretimi yaparak ve dünyada 9. Sırada yer alıyor. Demir-çelik ve demir-çelikten eşya ihracatımız, 12 milyar dolar seviyesinde, miktar olarak ise 15 milyon ton civarındadır. İthalatımız ise ihracatımızın biraz daha üzerindedir. Hem sanayimiz hem de dış ticaretimiz için önemli olan demir-çelik sektörünün gözetim ve muayene hizmetleri de bizim açımızdan önem arz etmektedir. Üretim ve dış ticarette kaliteyi korumak için gözetim ve muayene göz ardı edilmemesi gereken süreçlerdir”.
Adınız Soyadınız | |
E-Posta Adresiniz | |
Kullanıcının E-Posta Adresi | |
Gönderenin Notu |