TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Rakiplerimizle aynı şartlarda üretim yapmak istiyoruz


12.01.2012 / İstanbul



3. Ulusal Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı’nın açılışında konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, ''Kaynaklarımız kıt olmasına rağmen, enerji deryamız varmış gibi davranıyoruz, tasarruf etmeyi düşünmüyoruz ve kaybediyoruz. Açık söylüyorum cepten yiyoruz. Bize gelen en büyük şikayet girdi maliyetlerinin yüksekliği. Rakiplerimizle aynı şartlarda üretim yapmak istiyoruz'' dedi.​ ​

 

31. Enerji Verimliliği Haftası kapsamında düzenlenen ''3. Ulusal Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı WOW İstanbul Otel'de gerçekleştirildi. Etkinliğin açılışında bir konuşma yapan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin dünyanın krizde olduğu bir dönemde yüzde 9,6 büyüyen bir ekonomi olduğunu ve özel sektörün yatırım, üretim ve istihdam rekorları kırdığını vurguladı.

Bu rekorların, başarıların ''su yakarak'' olmadığını, ciddi anlamda enerji tüketildiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, yıllardan beri, ekonomide ve sanayide en çok sıkıntısını çektikleri konuların başında verimliliğin geldiğini söyledi.

Hisarcıklıoğlu, ''Kaynaklarımız kıt olmasına rağmen, enerji deryamız varmış gibi davranıyoruz, tasarruf etmeyi düşünmüyoruz ve kaybediyoruz. Açık söylüyorum cepten yiyoruz. Enerji zaten çok pahalı. Önümüzdeki dönemde de fosil yakıtı fiyatlarının düşmesi için somut bir neden görünmüyor. O zaman yapılması gereken en akıllıca şey, verimliliği artırmak suretiyle maliyetleri düşürmektir'' dedi.

-''Alın terimizi elin yabancısına veriyoruz''-

Kendisine gelen en büyük şikayetin girdi maliyetlerinin yüksekliği olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
''Rakiplerimizle aynı şartlarda üretim yapmak istiyoruz. Bize rakiplerimizle aynı sahada top oynama imkanının verilmesini istiyoruz. Ama açık söylüyorum, sanayiciler olarak bizim de üzerimize düşenler var. Ne yazık ki biz sanayide halen, bir ürün elde etmek için, Avrupalının iki katı enerji kullanmak zorundayız. Türkiye 1000 dolarlık katma değer üretmek için 270 kilo petrol eş değeri harcarken, Almanya aynı üretim için 160 kilo petrol eş değeri enerji harcıyor. Tasarruf ettiği enerji Alman vatandaşının, sanayicisinin cebinde kalıyor.''


Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'nın (TEPAV) yaptığı sektörel bir çalışmada 2005-2008 yılları arasında toprak-çimento sektörü yüzde 3,3 büyürken, sektörün aynı dönemdeki enerji tüketiminin yüzde 14 arttığını, kimya sektörü yüzde 2,3 büyürken,  enerji tüketimi yüzde 4,5 olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, ''Sanayiciler olarak bizler, kazandığımız parayı, alın terimizi elin yabancısına veriyoruz. Emeğimizin önemli bir bölümünü, enerji ihraç eden ülkelere aktarıyoruz.  Bu durumu değiştirmek için; sanayiciler olarak adım atmak zorundayız. Artık gerekli yatırımı yaparak, aynı işi daha az enerjiyle yapabilen yeni ekipmanları kullanmalıyız. Daha az enerji kullanan makinelere hızla geçmeliyiz. Çünkü tasarruf edilen enerji, üretilen enerjidir ve aslında en ucuz enerjidir. Enerji tasarrufu ettikçe para kazanırsınız. Yani bu işte 'bedava para' var'' diye konuştu.

-Yatırımlar kısa sürede geri dönüyor-

Hisarcıklıoğlu, Enerji Bakanlığının 1 milyon liraya kadar enerji verimliliğini artıracak projelere destekleri olduğunu, destek olmadan yatırımların 6 ayda, 9 ayda döndüğü projeler bulunduğunu kaydetti.

Sanayicilerden enerjilerini boşa harcamamalarını ve buradaki kazancı ıskalamamalarını isteyen Hisarcıklıoğlu, enerji verimliliğinin hem sanayiciye hem de ülkeye kazandıracağını söyledi.

Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin enerjinin yüzde 80'ine yakınını dışarıdan ithal ettiğini belirterek, ''Hem enerjiyi dışarıdan temin edeceksin, hem döviz ödeyeceksin, hem de enerjiyi israf edeceksin. Bu kabul edilebilecek bir durum değildir. Hele hele 'israf haramdır' kültüründen gelen bizler için, bu israf bize hem bu dünyada hem de öbür dünyada bedel ödetir. Bu dünyada kazancımızdan oluruz, öbür dünyada da boşa harcanan kaynağın hesabını sorarlar'' diye konuştu.

Enerji üretimini daha verimli hale getirirken, çevre tahribatını asgari seviyelerde tutacak teknolojileri de kullanmaları gerektiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, hidroelektrik ve rüzgar kaynakları başta olmak üzere, birçok yenilenebilir enerji kaynağı açısından zengin bir ülkede olan Türkiye'de hem çevreyi korumak, hem de enerji güvenliği ve dışa bağımlılığı azaltmak için bu kaynakları en etkin şekilde kullanmaya öncelik vermeleri gerektiğini söyledi.
Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin nükleer enerji konusunda geç kaldığını, elektrik arzında sağlıklı bir çeşitlendirme sağlamak için, elektrik üretim kaynakları arasına nükleer enerjinin mutlaka dahil edilmesi gerektiğini kaydetti.

Önümüzdeki 10 yıl zarfında, Türkiye'nin petrol ve doğalgaz ithalatı faturasının 500 milyardan fazla olmasının beklendiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, yerel kaynaklara yapılacak her yatırım, dışarıya bağımlılığı ve bu büyük faturayı azaltacağını vurguladı. 
 

-Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ise konuşmasında, hidroelektrik santrallerine (HES) karşı çıkanlar bulunduğunu belirterek, ''Tabii ki enerji Türkiye'nin en tabii kaynaklarından. çevrenin ve yeşilin dostu olarak bütün bu kaynakları harekete geçireceğiz. Yalnızca tek taraflı değil yıkarak değil. Zaman zaman çok hoyratça çalışan ve çevreye duyarlı olmayan müteahhitlerimiz de var. Ben  onları destekleyemem. O yüzden çevreyle uyumlu ve yeşile saygılı bütün bu yatırımları yapmak zorundayız'' ifadesini kullandı.

Yıldız, ''31. Enerji Verimliliği Haftası'' kapsamında WOW İstanbul Otel'de düzenlenen ''3. Ulusal Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı''nın açılışında yaptığı konuşmada, Uluslararası Enerji Ajansı'nın son verilerine göre dünya 2050 yılına kadar petrol ve doğalgazın ağırlığını koruyacağını, buna kömürü de katarsak şu anda dünyadaki üretim payı yüzde 85 civarında olan bu 3 temel kaynağın en fazla dünyada yüzde 75'lere kadar düşebileceğini kaydetti.
Türkiye'nin bu kaynakları önemli ölçüde ithal ettiğini, petrolü, doğalgazı, enerjinin her bir kaynağını bir havuz olarak düşündüklerinde, bu havuzun yıllık maliyetinin bölgede yaşanan siyasi istikrarsızlıklarla, manipüle edilen petrol ve doğalgaz fiyatlarıyla beraber 55 milyar dolarlık bir kalem olduğunu ifade eden Yıldız, ancak kullanılan yerlerin hepsinin enerji sektörü olmadığını söyledi.

Yıldız, ''Bizim otobüslere, tırlara ulaşıma kullandığımız bütün petrol ve türevleri de bu değer içinde. Bunun takribi değeri 2011'de yalnızca ulaştırma sektörüne ayrılan pay 25 milyar dolar civarında'' dedi.

Cari açıkta en büyük payı oluşturan 55 milyar doların nerelere harcandığını, zaman zaman kendilerine sorulduğunu dile getiren Yıldız, bunun 25 milyar dolarının 15 milyondan fazla taşıtlara giden yakıt miktarı olduğunu kaydetti.

Yıldız, 10 yıl önce fuel-oil veya herhangi bir türevin enerji verimliliğinde kullanılıyor iken şu anda geliştirdiğimiz diğer kaynakları bunların yerine ikame ettikleri için şu anda petrol ve türevlerini elektrik üretiminde kullanmadıklarını kaydetti.

Yerli kömür kaynaklarını geliştirdiklerini, linyitlerin 11,5 milyar ton civarında olduğunu, taş kömürünün de o kadar olmasa da ciddi bir değeri bulunduğunu anlatan Yıldız, bütün bunlarla beraber ithal kömürün önünü kesiyor olmaları gerektiğini söyledi.

Yıldız, HES'lerle ilgili olarak da şunları ifade etti:
''Bir kısım HES'lere karşı çıkanlarımız var. Tabii ki enerji Türkiye'nin en tabii kaynaklarından. Hem ciddi güzelliklerinden olan çevrenin ve yeşilin dostu olarak bütün bu kaynakları harekete geçireceğiz. Yalnızca tek taraflı değil yıkarak değil. Zaman zaman çok hoyratça çalışan ve çevreye duyarlı olmayan müteahhitlerimiz de var. Ben  onları destekleyemem. Enerji projesi gerçekleştiriyor olsa da. O yüzden çevreyle uyumlu ve yeşile saygılı, zeytin ağaçlarıyla beraber bütün bu yatırımları yapmak zorundayız.  Bütün bu saydığımız değerler Türkiye'nin kaynağıdır. Türkiye'nin artısıdır ama aynı zamanda enerji kaynakları da Türkiye'nin artısıdır. Bunlar birbirlerini zıtlamazlar, birbirini eksik hale getirmezler tam tersi birbirini desteklemeliler. HES'ler alakalı yapılan mücadelenin bizlere yol su köprü olarak değil, tamamen doğalgaz ithalatı olarak geri döneceğini bilmemiz lazım. Bu şuur içinde davranıyor olmamız lazım.  Gelirlerimizi çeşitlendirirken,  giderlerimizi de mutlaka kısmamız lazım.''
Yıldız, Türkiye'nin enerji verimliliğiyle ilgili her ne kadar kanunu çıkarsa da yönetmeliklerini mevzuatlarını ikincil mevzuatlarını çıkarmış olsa da hala bu konuda uzun bir mesafe kat edeceği yol bulunduğunu söyledi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, ''Enerji verimliliğindeki başlıca hedefimiz, 2023 yılına kadar şu anki bulunduğumuz rakamlardan yüzde 20 civarında tasarruf etmektir. Bu çok uçuk ve ulaşılamaz bir rakam değil. Bizim elimizdeki son veriler, yüzde 20 tasarruf edebileceğimizi gösteriyor'' dedi.





Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA