18.07.2012 / Ankara
Kapasite raporlarının, 5174 sayılı kanun uyarınca odalar tarafından düzenlendiğini anımsatan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Raporlar Birliğimizce onaylanarak talep sahiplerine veriliyor. Kapasite raporları, ülkemizin sınaî üretim gücünü tespit etmek ve sanayi bilgi sistemini oluşturmak açısından son derece önemli. Bunun yanında sanayicimiz açısından da, sanayi sicil belgesinin alınması, enerji indiriminden yararlanılması, teşvik ve ihalelerle ilgili belgelerin derlenmesi için gerekli” dedi.
Hisarcıklıoğlu, 1980’li yıllarda yılda yaklaşık 5.000 civarında kapasite raporu düzenlendiği, 2012 yılında ise Türkiye’nin sanayileşmesine paralel biçimde, bu rakamın 30.000’lere ulaştığını ve önümüzdeki yıllarda kapasite raporlarının sayısının ihracat hedefleri ve sanayileşme hızı doğrultusunda çok daha yukarılara çıkacağını ifade etti.
-“2012 yılı başı itibariyle tamamen otomasyona geçildi”
2008 yılında kapasite raporlarının hazırlanması sürecinde önemli değişiklikler yaptıklarını belirten TOBB Başkanı, “Teknolojik gelişmeler ve yazılım alt yapısının kurulması ile ilk olarak Ankara Sanayi Odası’nda başlayan kapasite raporu otomasyon sistemi tüm odalarımıza yayıldı. 2012 yılı başı itibariyle tamamen otomasyona geçildi.
Ayrıca, daha önce raporlarda kullanılan ISIC kodlama sistemi yerine, yine bu dönemde AB’de kullanılan PRODCOM kodlama sistemine geçildi. Birçok kurum ve kuruluş sisteme doğrudan ulaşmak için Birliğimize başvuruyor. Elektronik ortamda belge temin ederek işini hızlandırmak istiyor. Bu talepler sizler tarafından hazırlanan kapasite raporlarının ne kadar önemli belgeler olduğunu ortaya koymaktadır. Birliğimiz bu durumun bilincinde” şeklinde konuştu.
-“Artık kim ne iş yapıyor biliyor olacağız”
Kapasite raporlarının düzenlenmesinde ne kadar hassas olunması gerektiğini bildiklerini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Kapasite raporları ülkemiz için ciddi bir veri kaynağı. Biz TOBB olarak Türkiye’deki veri ihtiyacının farkındayız. IV. İstatistik Konseyinde alınan karar gereği Birliğimize Sanayi Kapasite Raporu İstatistiklerinin açıklanması sorumluluğu verildi. Biz de çalışmalarımızı hızlandırdık.
Uzun zamandır NACE kodları üzerinde çalışıyoruz. Faaliyet kodlarının yenilenmesi için kolları sıvadık. Herkesin tek bir NACE kodu numarasına sahip olması ile artık kim ne iş yapıyor biliyor olacağız. Diğer taraftan, kapasite raporu ekspertiz sistemini geliştirmek için de ciddi bir çalışma başlattık. Bu sebeple Yönetim Kurulumuz kapasite raporu düzenleyecek eksperlere eğitim ve sertifika verilmesi konusunda bir karar aldı ve bunu tüm odalarımıza duyurdu.
Bu toplantı, söz konusu sürecin ilk adımıdır. Odalarımızdaki tüm raportör ve eksperlere eğitim vereceğiz. Raportör ve eksperlerimiz bu eğitimler sonucunda sertifikalarını alacaklar. Gerekli yasal altyapının da düzenlenmesi ile bundan böyle sertifikası olmayan hiçbir eksper kapasite raporu düzenleyemeyecek” dedi.
-''Benim yüzümü yere baktırmayın''
Kapasite raporlarına dair bazı sıkıntılar tespit ettiklerine işaret eden Hisarcıklıoğlu, odalar tarafından sanayicilere verilen kapasite raporlarının bazılarının gerçeğe uygun olmadığı, işyerine gidilmeden kapasite raporu düzenlendiği, firmadaki mevcut durum ile kapasite raporunda belirtilen miktarların uygunluk göstermediği, kağıt üzerinde aynı adreste birden fazla firmanın gözüktüğü, aynı adres ve tek bir tesis için birden fazla kapasite raporu alındığı, firmanın fiziki olarak adresinde bulunmadığı halde kapasite raporu aldığı iddialarının kendilerine bildirildiğini kaydetti.
Hisarcıklıoğlu, kapasite raporu hazırlanmasında ve onaylanmasında görevli olanların yetki ve sorumluluklarının açık bir şekilde belirtildiğini dile getirerek, bu çerçevede, özel önem taşıyan sektörlerin üretim tesislerinin, üretim kapasitelerinin, makine ve ekipmanları ile personel sayılarının belirli aralıklarla ilgili odalarca denetlenmesinin öngörüldüğünü söyledi.
Kapasite raporlarının Türkiye açısından önemine değinen Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: ''Yaptığınız iş aslında Türkiye açısından en önemli şeylerden bir tanesi. Niye biz zengin olmak istiyoruz. Ben Türkiye'yi geziyorum soruyorum 'Zengin olmak istemeyen var mı?' diyorum. Bazen salonlarda bir kişi çıkıyor. O da zaten zengin, onun için istemiyor. Onun dışında herkes zengin olmak istiyor. Zengin olacaksak bu neyle olacak? Ancak üreterek mümkün... Biz doğru bilgiyi üretemezsek, nasıl yatırımcıyı doğru şekilde yönlendireceğiz? Burada büyük vebalimiz var. Kusura bakmayın, önümüzdeki dönemde işini düzgün yapanla yapmayanı ayrıştıracağım. Eş, ahbap, dost, çavuş ilişkisi olmaz. Kurumsal olarak arkadaşlık ilişkisi olmaz, açık söyleyeyim. 'Rifat' olarak ben cebimden 100 lira veririm, o sadece beni ilgilendirir. Ama 70 milyonu ilgilendiren bir mesele söz konusu olduğu zaman bunun sorumluluğu hepimizedir. Benim sizden ricam gerçeğine uygun yapmanız. İşin hilesi dürüstlüktür. Dürüst olan adam sonunda kazanır. Bazen kaybediyormuş gibi gözüksem de dürüstlükten vazgeçmediğim zaman maddi manevi kazanan ben oldum. Önümüzdeki dönem bu iş daha sıkı olacak. Bu işi düzgün yapın ki yarın bana 'Türkiye'de kaçak mazot varmış, bunun sebebi sizmişsiniz' dedirttirmeyin. Benim yüzümü yere baktırmayın.''
Adınız Soyadınız | |
E-Posta Adresiniz | |
Kullanıcının E-Posta Adresi | |
Gönderenin Notu |