20.12.2012 / Ankara
HABER FOTOĞRAFLARINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ.
TÜRKİYE-AB KİK 31. TOPLANTISI 2. GÜN OTURUM FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ.
Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) 31. Toplantısı TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde, AB Bakanı Egemen Bağış ve Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Başkanı Staffan Nilsson'ın katılımıyla TOBB Birlik Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Hisarcıklıoğlu burada yaptığı konuşmada, Türk ve Avrupa Birliği (AB) üyesi ülke firmalarının Mısır, Tunus ve Filistin'de birlikte iş yapmalarını sağladıklarını belirterek, ''Buna 300'ün üzerinde firma katılmak için müracaat etti'' dedi.
Toplantıda konuşan Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin AB üyeliğinin, AB'nin üzerine inşa edildiği değerlerin tüm kıta tarafından benimsenmesi ve Avrupa kıtasının bütünleşmesi çabaları için önemli olduğunu vurguladı.
Hisarcıklıoğlu, KİK toplantısına AB kurumlarının katılımının üst düzeyde olmamasını eleştirerek,''AB kanadından AB kurumlarının çalışmalarımıza katılım düzeyi bizi mutlu etmiyor.'' dedi.
Türkiye'nin AB katılım sürecini hızlandırmak zorunda olunduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, pozitif gündemin getirdiği iyimserlikten yararlanmak gerektiğini söyledi.
Hisarcıklıoğlu, TOBB, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu ve Ekonomi Bakanlığı olarak, Türk ve AB üyesi ülke firmalarının, Mısır, Tunus ve Filistin'de birlikte iş yapmalarını sağladıklarının altını çizerek ''Projemiz AB ve Türk iş çevrelerinden büyük ilgi gördü. 300'ün üzerinde firma katılmak için müracaat etti'' diye konuştu.
Birlikte çalışmak için bu ve benzeri projeleri artırmak gerektiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, sivil toplum diyaloğu, öğrenci değişim gibi projeleri hazırlamak gerektiğine dikkati çekti.
Hisarcıklıoğlu, bunları yaparken de, her iki tarafta insanların gönlünü kazanmak gerektiğini belirterek, ''Erasmus Programı'ndan yararlanma hakkını kazanan bir öğrenci, vize gerçeği ile karşı karşıya kalarak hayal kırıklığı yaşamamalı. Bir AB üyesi ülkeye fuara katılmak üzere parasını ödeyip stant kiralayan ve ürünlerini gönderen işadamı, vize almayla ilgili sıkıntıların getirdiği olumsuzluklarla karşılaşmamalı. Zira bu vize konusu, kurmak istediğimiz entegrasyona yakışmıyor. Zaten ilişkilerimizin hukuki boyutuyla da hiç uyuşmuyor'' şeklinde konuştu.
-''Avro krizinin aşılmasında yapılmaması gereken, AB'nin içe kapanması''-
AB üyelik sürecinin Türkiye'nin siyasi, sosyal ve ekonomik modernizasyonu için itici bir güç ve reçete olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, bu nedenle, biz ilişkilerin, başlangıçta belirlendiği gibi, tam üyelik hedefiyle tekrar canlandırılması ve hızlandırılması gerektiğine inandıklarını söyledi.
Hisarcıklıoğlu, AB ile birlikte hareket eden bir Türkiye'nin AB'nin de menfaatine olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
''New York Times gazetesinin dünyaca tanınan yazarı Tom Fridman geçenlerde akşam yemeğinde misafirimdi. O akşam ki sohbetimizde bana şunu söyledi, 'Avrupa Kıtası'na yatırım yapacak olsam, Türkiye Bonosunu tereddütsüz satın alırdım.' Bu arada satın almak istemediği ülke bonosunu söylemeyeceğim. AB'nin özellikle de Avro Bölgesi'nin ciddi ekonomik sorunlarla uğraştığının biliyoruz. Sorunların aşılmasında, son dönemde cesaret verici adımlar atılıyor. Belki daha hızlı hareket edilebilir. Ancak, gördüğümüz kadarıyla, AB bu krizi bir fırsat haline getirmeye çalışıyor. Ekonomik ve parasal politikalar ile mali politikalarında yeni bir yönetişim sistemi inşa ediyor. Komşumuz Yunanistan'ın borç krizini aşmasına destek veren kararlar, Avro Bölgesi'nin geleceğine umutlu bakmamızı sağlıyor. Ben AB'nin içinde bulunduğu borç krizini aşacağına inanıyorum. Hafta başında ABD'deydim. IMF ile görüştüm. Amerikan Ticaret Odası Başkanı ile görüştüm. Özellikle, Yunanistan'ın Avro Bölgesi'nde tutulmasına dönük AB liderlerinin gösterdiği kararlılık, bizde olduğu gibi, orada da gelecek için umut oluşturdu. Aynı şekilde, ekonomik ve parasal birliğin yönetişim yapısının güçlendirilmesi yönündeki adımlar da çok önemseniyor.''
Hisarcıklıoğlu, avro krizinin aşılması yönünde başlangıçta, yavaş ve tereddütlü adımlar atıldığını belirterek, şimdi artık doğru kararlar alındığını belirtti.
Avro krizinin aşılmasında hiç yapılmaması gereken şeyin, AB'nin içe kapanması olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Avrupa Komisyonu'nun tavsiye ettiği şekilde, genişleme sürecinin fırsat olarak görülmesini, genişleme sürecinin, AB ekonomilerine getirdiği katkının, gereksiz popülist yaklaşımlarla ihmal edilmemesini istedi.
-''Suriye'deki katliam, ikinci Bosna olmaya doğru gidiyor''-
AB'nin güney ve güney doğusundaki komşularında yaşanan tarihi dönüşüm sürecinin, AB'nin dış politikasında da daha güçlü olmasını gerektirdiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
''AB'nin yumuşak gücünün daha fazla farkına varması ve bunu öne çıkarması gerekir. Tunus'ta, Mısır'da, Libya'daki değişim sürecine destek verilmesi gerekiyor. Aynı şekilde, Suriye'de yaşanan insanlık trajedisine daha fazla seyirci kalınmaması gerekir. 100 binden fazla insan sığınmak üzere Türkiye'ye kaçtı. Aynı şekilde Irak'ta da Ürdün'de de sığınmacılar var. Suriye'deki katliam, ikinci Bosna olmaya doğru gidiyor. Dur denilmesi lazım. Buna seyirci kalanlar, yarın belki kendi ülkelerindeki seçimi kazanabilir. Ama, gelecekte hiç de olumlu anılmayacakları kesin. Bölgemizdeki bu değişim süreci, AB'ye dış politikada, daha çok sorumluluk yüklüyor. Türkiye ile diyalog daha da güçlendirilmeli. Ahde vefa ilkesine sadık kalınarak, Türkiye-AB katılım süreci engellenmemeli. Dolayısıyla, AB'ye verilen Nobel Barış Ödülü, Avrupa ekonomisinin gerçekleri ve MENA Bölgesi'ndeki tarihi dönüşüm süreci, Türkiye-AB katılım sürecinin hızlandırılmasını gerektiriyor. Bu gerçekleri görmezden gelemeyiz. Başımızı kuma gömerek bu sorumluluklardan kaçamayız. Birlikte çalışmak zorundayız.''
- AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ise, AB'nin çifte standartlarına karşı olduklarını, KKTC'ye uygulanan ambargoların kalkması gerektiğini belirterek, "Avrupalılar kendi sözlerini tutsun, biz de Kıbrıs'a tüm limanlarımızı açalım'' dedi.
Bağış, yaptığı konuşmada, ''AB'nin çifte standartlarına karşıyız. Kuzey Kıbrıs meseleleri için 8 faslımız veto edildi. 6 tane daha faslımızı veto edecek olan şımarık 26 tane ülke ile karşı karşıyayız. Kuzey Kıbrıs'a uygulanan ambargo kalksın. Avrupalılar kendi sözlerini tutsun, biz de Kıbrıs'a tüm limanlarımızı açalım'' dedi.
AB Dönem Başkanlığı'nı devralacak olan İrlanda'ya ziyaretinin ardından Türkiye'ye AB sürecinde olumlu mesajlarla döndüğünü ifade eden Bağış, ''İrlandalı muhataplarımızın Türkiye açısından sürecin ne kadar kritik bir aşamada olduğunun idraki içerisinde olduklarını gözlemledik. Ocak ayında tekrar İrlanda'ya ziyaretimiz olacak. Esasen aynı olumlu sinyalleri Fransa'dan da alıyoruz'' diye konuştu.
Türkiye ile AB ilişkilerinde parlamentonun ne kadar önemi varsa sivil toplum kuruluşlarının da aynı derecede önemi olduğuna dikkati çeken Bağış, sivil toplum kuruluşlarının AB sürecinin olmazsa olmaz bir unsuru ve temel direklerinden biri olduğunu kaydetti.
Farklı kesimlerden, farklı düşüncelerden sivil toplum kuruluşlarının AB hedefi altında bir araya geldiğini ve bir ülkü birlikteliği sergilediğini ifade eden Bağış, toplumun her kesiminden vatandaşların bu sürece destek verdiğini, AB hedefi etrafında rahatlıkla bir araya geldiğini söyledi.
''AB'nin karşılaştığı güçlüklere yardımcı olabilmek, çözüme katkı sağlamak için biz buradayız'' diyen Bağış, AB'nin dipsiz kuyularda çözüm arayan siyasetçilerini gördükçe de hayretle izlediğini vurguladı.
- Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Eş Başkanı Mustafa Kumlu
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Genel Başkanı Başkanı ve Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Eş Başkanı Mustafa Kumlu, Avrupa Birliği (AB) ile vize sorunu konusunda ''Sesimizin Brüksel'de, Berlin'de, Lahey'de, Paris'te duyulmadığını ifade etmek isterim'' dedi.
Toplantıda konuşan Kumlu, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin olumlu yönde gelişimi açısından umutlarını kaybetmek istemediklerini belirterek, bu noktada sürece hız ve etkinlik kazandırılması, ilişkilerin canlandırılması gerektiğini dile getirdi.
Kumlu, komite olarak iktisadi, siyasi ve sosyal pek çok konunun değerlendirildiğini ifade ederek, ''Ama ne yazık ki, bir vize konusunda bile henüz çözüm sağlanamamış, Türk vatandaşlarının vize almadan AB üyesi ülkelere gitmesi olanaklı hale getirilmemiştir. Bu çileye son verilmesi yönünde, KİK'in bizimle aynı düşüncede olduğunu biliyor, bugüne kadar verdikleri destek nedeniyle komitenin Avrupa kanadına teşekkür ediyoruz. Ancak sesimizin Brüksel'de, Berlin'de, Lahey'de, Paris'te duyulmadığını ifade etmek isterim'' diye konuştu.
-''İlkbaharda Türkiye için yeni fasıllar açılabilir''-
AB-Türkiye Karma İstişare Komitesi Eş Başkanı Arno Metzler de bugünlerde vize konusunda ilerleme olduğunu belirterek, ''27 Avrupa ülkesi bir süreç üzerinde anlaşmıştır. O da tasarıda bir yol haritası olacağıdır. Tabii burada bir anlaşmanın da imzalanması söz konusu. Ümit ediyoruz. Tüm bunlar anlayışla Türk ortaklarımız ve dostlarımız tarafından kabul edilecektir'' diye konuştu.
İlkbaharda Türkiye için yeni fasılların açılacağını tahmin ettiğini belirten Metzler, o zaman belli bir duraklama döneminden sonra tekrar ilerlemeler kaydedilebileceğini söyledi.
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Tuğrul Kudatgobilig ise Türkiye'de hem işveren konfederasyonları hem de işçi sendikalarının ortak paydada buluşarak bir çok reform gerçekleştirdiğini kaydetti.
Avrupa Birliği'nin ekonomiyi batırdığını, Türkiye'nin ekonomisinin ise yukarıya doğru gittiğini ifade eden Kudatgobilig, ''AB, 5 dönemdir hiç bir fasıl açmadı, 18 tane aptal sebepten dolayı kapatılmış fasıllar var'' diye konuştu.
Adınız Soyadınız | |
E-Posta Adresiniz | |
Kullanıcının E-Posta Adresi | |
Gönderenin Notu |