12.02.2015 / İstanbul
Hisarcıklıoğlu, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclisi'nin Şubat ayı toplantısında, Türkiye'deki ihracatın büyük firmalar tarafından yapıldığı yönünde bir algı olduğunu, ancak tam tersine ülkede ihracatın yüzde 59'unu KOBİ'lerin gerçekleştirdiğini söyledi.
KOBİ'lerin aslında dış ticaret açığının kapanmasına büyük katkı sağladığına işaret eden Hisarcıklıoğlu, Türkiye'deki ithalatın ise yüzde 40'ının KOBİ'ler tarafından yapıldığını dile getirdi.
İhracatın ithalatı karşılama oranı Türkiye genelinde yüzde 60 iken, bu oranın KOBİ'lerde yüzde 90 olduğuna dikkati çeken Hisarcıoğlu, KOBİ'lerin dışa bağımlılığı en az olan işletmeler olduğunu kaydetti.
Hisarcıklıoğlu, "Aslında Türkiye'nin cari açığının çözümü de yine KOBİ'lerde. Bu yüzden KOBİ'lere büyük destek vermemiz ve güçlendirmemiz lazım" dedi.
İhracatın yüzde 65'inin mal mukabili yapıldığını ve bunun bir risk unsuru olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Yani açık hesap veriyoruz. Bu büyük bir risk unsuru. Bu oran her yıl bir önceki yıla göre artarak gidiyor. Önceki yıl yüzde 61'di, şimdi yüzde 65'e geldi. Yarın dışarıdaki paramızın tahsilatında sorun yaşayabiliriz. Bu kapsamda Eximbank'ta kaynak var. İhracat yaparken Eximbank'ın ihracat sigortasını kullanıyor olmamız lazım. Bunun ideali peşin satabilmek ama rakibimiz çok, satamıyoruz. İthalatta ise tam tersi bir tablo var. İthalatımızın yüzde 49'unu peşin alıyoruz. Yani dış ticarette veresiye satıp peşin alıyoruz" diye konuştu.
Döviz kuru ve kredi faizlerinin kendileri için önemli olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, iki faktörün de direkt yük olarak üzerilerine geldiğini söyledi.
İş yaparken en önemli sorunlardan birinin istihdam üzerindeki vergi yükleri olduğunu aktaran Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: "OECD'de istihdam üzerindeki vergi yükü yüzde 35, Türkiye'de ise yüzde 59. Bir diğer yükümüz, kıdem tazminatı. Burada da dünya şampiyonuyuz. Türkiye'nin en büyük sorunu istihdam. Her yıl bir milyon kişiye iş bulmak durumundayız. Bunu da ancak özel sektör eliyle sağlayabiliriz. İş bulmayı cazip hale getirmemiz lazım. Onun için de istihdamın üzerindeki bu yüklerin makul seviyelere çekilmesi lazım. İstihdamın üzerine gelen her yük kalıyor. Sistem bize diyor ki 'Adam istihdam etme, paranı götür faize ver, kafan rahat'. Bizim üretmeye, almaya, satmaya ihtiyacımız var."
Hisarcıklıoğlu, bu noktada TOBB, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Türkiye İş Kurumu'nun (İş-Kur) elini taşın altına koyarak Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) projesini hayata geçirdiğini dile getirdi.
UMEM projesini Türkiye'de en az kullanan ilin İstanbul olduğunu aktaran Hisarcıklıoğlu, "Bu kapsamda eleman istihdam ederseniz istihdamınız üzerindeki vergi yükü yüzde 18 iniyor. Şuna üzülüyorum; bu projeden en çok yabancı sermayeli şirketler faydalanıyor. Onlar bu işin farkında, biz değiliz" dedi.
- "Seçimlerin ardından yapısal reformlar hızla gerçekleştirilmeli"
Rifat Hisarcıklıoğlu, 2015 yılına ilişkin fırsatlar ve tehditlere ilişkin şunları kaydetti: "Türkiye, dünya ekonomisine entegre olmuş bir ülke. Onun için dünyadaki herhangi bir ekonomideki gelişmeden otomatik olarak hepimiz etkileniyoruz. ABD'de Fed'in faiz kararı uygulamaya alınırsa para bulmakta zorlanılan bir döneme gireceğiz gibi görünüyor. Fakat diğer taraftan bizim gibi ülkeleri rahatlatan bir açıklama Avrupa Merkez Bankası'nın 'Parasal genişlemeye dönüyorum' demesi. Yani 'Muslukları biraz açacağım' dedi. Bu, bizim gibi cari açık veren ülkeler açısından çok önemli.
Petrol fiyatlarının da avantajları ve dezavantajları var. Türkiye 60-70 milyar dolar enerji ithalatı yaptığı için cari açığımız açısından petrol fiyatlarının 50 dolar seviyelerine inmesi avantajlı ama ihracat yaptığımız, mal ve hizmet geliri aldığımız açısından sıkıntılı. Çevre coğrafyamızdaki gelişmeler de bizim ekonomimizi olumlu veya olumsuz etkileme noktasında risk veya fırsat unsurları."
Hisarcıklıoğlu, 2015 genel seçimlerinin de önemli olduğunu belirterek, "2010 yılında itibaren bir seçim sarmalına girmiştik. Her yıl seçim yaşadık. Fakat 2015'te yapılacak seçimlerden sonra önümüzdeki 4 yıl Türkiye'de seçim olmayacak. Onun için 4 yıl bizim için büyük bir fırsat, bunu iyi kullanmamız lazım" dedi.
Türkiye'nin 2015 genel seçimlerinin ardından yapısal reformları hızla gerçekleştirmesi gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "1998-2002 arasında Türkiye'de kişi başına düşen gelir 4 bin dolardı. 2002'de hızla yapılan yapısal reformlara bağlı olarak Türkiye tarihi bir sıçrama yaptı. Kişi başına düşen gelirde 2,5 misli sıçrama oldu. Tarihimizde özel sektör olarak Türkiye'yi 6 yılda 2,5 misli büyüttüğümüz bir başka dönem yok. Fakat 2008 kriziyle olduğumuz yerde sayma dönemi başladı. 'Krizden çıkalım' dedik, yapısal reform yapmayı unuttuk. Türkiye 2,5 misli büyümüşken, son 7 yıldır 10 bin dolara takıldık kaldık. İşte 2015 Haziran ayı sonrasında önümüzdeki 4 yıl seçim yok. Yapısal reformlar seçimlerin olmadığı dönemde yapılır. Yapısal reformlar gerçekleştirildiği takdirde Türkiye ekonomiye yeni bir ivme kazandıracaktır" değerlendirmesinde bulundu.
-İTO Yönetim Kurulu Başkanı Çağlar
TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar da, geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bir ziyarette bulunduğunu anımsatarak, bu ziyarette Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul'a ve İTO mensuplarına verdiği değeri bir kez daha hissettiğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı uzun yıllardır tanıdığını belirten Çağlar, "Geçen hafta bir kez daha gördüm ki bütün vaktini ülke için ayırması ve heyecanla çalışması bizim de çalışmalarımıza güç veriyor" dedi.
Çağlar, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu başkanlığında Başbakan Ahmet Davutoğlu'na yaptıkları ziyarette de görüş ve önerilerini en üst düzeyde değerlendirme imkanı bulduklarını ifade etti.
Geçen ay Davos'ta Dünya Ekonomik Forumu'na katıldıklarını anlatan Çağlar, Davos'ta dikkati çeken en önemli şeyin Türkiye'nin ekonomik alandaki başarılarının konuşulması olduğunu söyledi.
Davos'ta Türkiye ekonomisindeki fırsatları konuştuklarını, dev projeleri ve küresel krize rağmen büyümesini sürdüren ülke ekonomisinin gerçeklerini ifade ettiklerini aktaran Çağlar, "Bize Türkiye'nin başarı hikayesini sordular. Sonuç olarak Türkiye'nin Davos'ta kaygıyla değil, gıptayla izlendiğine şahit olduk. Türkiye büyüyor. Riskleri fırsatlara ve fırsatları da başarıya çeviriyor. Bunu ekonomimizin en önemli aktörleri olarak sizler yapıyorsunuz" diye konuştu.
Çağlar, bunu anlamak için makro ekonomik göstergelere bakmaya gerek olmadığını belirterek, şunları kaydetti: "Sokağa çıkıp piyasada dolaştığınız, iş yapan insanlarla konuştuğunuz zaman Türkiye'nin üreten gücü ortaya çıkıyor. Faiz meselesinin üzerinde bu kadar dikkatle durmamızın sebebi de bu. Çünkü iyi biliyoruz ki bu ülkenin girişimcisi, sermayedarı, tüccarı finansman noktasında mengeneye alınmazsa kendi gücünü ortaya koyar. Fakat ekonomiyi rehin almaya çalışan faiz ve döviz lobisine de edilecek laflarımız var. Bilmelisiniz ki döviz ve faizdeki her dalgalanma hepimizin içinde bulunduğu gemiye zarar veriyor.
Bizim ticaret ve üretimimizi bu oyunlarla baltalamaya çalıştığınız müddetçe yarın bunun hesabını veremezsiniz. Çünkü biz de iş dünyası olarak iş yapma ve büyüme ilhamımızı biri 300, diğeri de 100 yıl önce yazılmış kitaplardan değil bu ülkenin gerçeğinden, insanımızın enerjisinden reel ekonomiden alıyoruz. O nedenle de faizlerin düşmesi gerektiğini, sadece makro ekonomik göstergelere bakarak değil, enflasyon hesabındaki milimetrik hesaplara göre değil, piyasaya ve ekonominin gerçeklerine bakarak söylüyoruz."
İbrahim Çağlar, daha önce paylaştıkları 2015 Küresel Vizyon Projesi'nin basın lansmanını gelecek hafta yapacaklarının bilgisini verdi.
Ticari Faaliyet Endeksi'ne ait son rakamları aktaran Çağlar, "Endeks'in üretim alanında şubat ayında 47,3, nisan ayında 57,4; ticaret alanında şubat ayında 40,3, nisan ayında 46; hizmet alanında şubat ayında 53,8, nisan ayında 56,9; genel ticari faaliyet endeksinin ise şubat ayında 43, nisan ayında ise 50,8 olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Her alanda bir yükseliş var. 50'nin altını gören endeks, bu sınırın üstüne çıkıyor" ifadelerini kullandı.
Adınız Soyadınız | |
E-Posta Adresiniz | |
Kullanıcının E-Posta Adresi | |
Gönderenin Notu |