23.05.2016 / İstanbul
Hisarcıklıoğlu, “2015’de 690 bin kişiye yeni istihdam sağladık. 222 milyar lira makine ve teçhizat yatırımı yaptık. Bavul ticareti de dâhil 152 milyar dolar mal ihracatı gerçekleştirdik. Uluslararası taşımacılık hizmetlerinden 14 milyar dolar, turizmden 27 milyar dolar döviz kazandırdık. Yurtdışında 5,1 milyar dolarlık yeni yatırıma imza attık. Özel sektör kaynaklı tüm bu başarılar, bizlere moral ve cesaret veriyor. 2016 yılında da kararlı adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz. Ama riskleri de göz ardı etmeyeceğiz” diye konuştu.
ICC Türkiye Milli Komitesi 62’inci Genel Kurulu İstanbul’da gerçekleştirildi. Genel Kurulun açılış konuşmasını gerçekleştiren ICC Türkiye Milli Komitesi ve TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, FED’in faiz artırım sürecine başlamasıyla birlikte, yeni bir küresel finansal yapının ortaya çıktığını, borçlanmanın daha maliyetli ve daha zor hale geleceğini vurgulayarak, “Kamu ve özel sektör olarak bu yeni ortama adapte olmalı ve buna uygun yeni politikalar tasarlamalıyız” dedi.
Dünyadaki ekonomik görünümün değiştiğine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, 2014-2015 döneminde küresel büyümenin itici gücünün, ABD ve Avrupa’nın artan ithalatı olduğunu, 2015’de gelişmiş ülkelerin ithalatı yüzde 4,5 büyürken, gelişen ülkelerin ithalatındaki artışın binde 5’te kaldığını, 2016 için de gelişmiş ülkelerin ithalatında daha fazla artış yaşanmasının beklendiğini söyledi.
-“Gelişmiş ülkelerin büyüme hızı, gelişen ülkeleri yakaladı ve geçti”
Bu yüzyıl içinde bir ilk yaşandığını anlatan Hisarcıklıoğlu, “İlk defa gelişmiş ülkelerin büyüme hızı, Çin ve Hindistan hariç gelişen ülkeleri yakaladı ve geçti. Gelişen ülkelerin büyüme hızındaki bu yavaşlama, küresel gelir eşitsizliği açısından da kaygı verici. Halen dünya genelinde işsiz sayısı tam 197 milyon kişi. 2016’da bu sayının 2,3 milyon kişi daha artması bekleniyor. Ve bu artışın tamamı gelişen ülkelerden kaynaklanacak” dedi.
Hisarcıklıoğlu, bir diğer önemli gelişmenin de küresel ticarette görüldüğünü, küresel ticaret artışının artık yüzde 3’ü bile zor yakaladığını belirterek, “Gelişmiş ülkelerin mal ithalatındaki artış, gelişmekte olan ülkelerin üstüne çıktı. 2016’da da bu devam edecek gibi görünüyor. Demek ki bizin gibi sanayi ürünü ihracatçısı ülkeler için AB ve ABD pazarı yeniden öne çıkacak” diye konuştu.
-“Dünyanın en zengin ülkeleri kalmamak için, bir araya geliyor”
Ham petrol fiyatının geçen sene yüzde 40 civarında gerilediğine vurgu yapan Hisarcıklıoğlu şunları söyledi: “Bu sene yatay seyretmesi bekleniyor. Petrol fiyatındaki bu düşüş, çok ilginç başka bir gelişmeye de yol açtı. 1980’deki büyük petrol krizinden beri, yani son 35 senede ilk defa, ABD ile OPEC ülkeleri arasındaki dış ticaret, ABD lehine fazla verir hale geldi. Bunun sadece iktisadi değil, siyasi ve dış politik etkileri de olacak gibi görünüyor”.
Artan küresel rekabetin yeni küresel ittifakların kurulmasına zemin hazırladığına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “Dünyanın en zengin ülkeleri bile geride kalmamak için, bir araya geliyor. Yani bir bütünün parçası olmak daha fazla talep görüyor. ABD, bir taraftan Avrupa Birliğiyle yeni bir ticaret ve yatırım girişimi başlatıyor.
Diğer taraftan da yükselen Asya Pasifik ülkeleriyle ekonomik işbirliği kuruyor. Küresel ekonomiye şekil verecek yeni ittifaklar doğuyor. AB, pazar alanını genişletmek için son 5 yılda 21 ülkeyle serbest ticaret anlaşması imzaladı. Çin, Afrika’ya büyük bir açılım başlattı. Hem Afrika pazarına yerleşiyor hem de kıtanın maden kaynaklarının ve geniş arazilerinin kullanım haklarını alıyor. Gelişmekte olan ülkelerse, daha fazla yatırım çekebilmek için sürekli reformlar yapıyor. Mevzuatlarını yatırımcı dostu haline getiriyor, iş yapma kolaylığı endeksinde yükseliyorlar.
Türkiye olarak, küresel arenada tek başımıza mücadele etme lüksümüz yok. Büyümek için hem dış kaynak, hem de teknoloji girişi sağlamak mecburiyetindeyiz. Bu yüzden AB üyelik sürecinin canlandırılması çok önemli. Benzer bir gelişmeyi, AB ve ABD arasındaki Trans Atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı konusunda da sağlamalıyız. Ülkemiz ekonomisinin ve reel sektörün geleceği açısından burada yer almamız şart” dedi.
-G20 ve B20 çalışmaları
2015 Kasım’ında gerçekleştirilen G20 ve B20 zirvelerinde yaptıkları çalışmaları anlatan Hisarcıklıoğlu şunları kaydetti: “ICC en yakın network ortağımız olarak, dünyanın önde gelen CEO’ların görev aldığı, B20 Uluslararası İş Dünyası Danışma Konseyi’nin de sekretaryasını başarıyla yürüttü. Ankara ve Antalya’da yapılan B20 Zirvelerimizde, ICC Başkanı Terry McGraw, ICC Başkan Yardımcısı Sunil Mittal, ICC Onursal Başkanlarından Marcus Wallenberg ve birçok ICC Yönetim Kurulu ve ICC G20 CEO Danışma Grubu üyeleriyle bir araya geldik.
Ülkemizin bu son derece önemli zirvelere ev sahipliği yapma fırsatını değerlendirerek, KOBİ’lerin sesini daha çok duyurabilmek için harekete geçtik. Bildiğiniz üzere küresel istihdamın yüzde 60’ını, istihdam artışının yüzde 80’ini KOBİ’ler sağlıyor. Hem B20 gündeminde, hem de G20 gündeminde KOBİ’lere daha fazla yer ayrılması için büyük çaba harcadık. TOBB ve ICC olarak küresel ölçekte KOBİ’lerin haklarını savunacak Dünya KOBİ Forumu Vakfı’nın kuruluşunu İstanbul’da gerçekleştirdik”.
Bir özel sektör girişiminin G20 liderleri tarafından desteklenmesinin ayrı bir gurur kaynağı olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, “Dünya KOBİ Forumu Vakfı’nın amacı; KOBİ’lerin sorunlarının, küresel ölçekte daha yakından ve daha sıkı takip edilebilmesi ve KOBİ’lerin küresel değer zincirlerine daha kolay uyum sağlayabilmesidir. Dünya KOBİ Forumu Vakfı, dünya çapında KOBİ’lerin temel sorunlarına yönelecek. Politikaların belirlendiği küresel platformlarda, KOBİ’lerin görüşlerini dile getirecek.
KOBİ’ler için yeni destek modelleri arayarak finansmana erişim alanında KOBİ’lere yol gösterecek. KOBİ destekleri konusunda ülkelere yardımcı olacak. Gelişen bilgi işlem teknolojilerinin KOBİ’ler için kullanımını teşvik edecek” dedi.
-ICC’nin misyonu
Hisarcıklıoğlu, ICC’nin temel misyonunun tüm dünyada kabul gören ve ticarette ülkeler arasındaki farklı uygulamaları kaldırmayı amaçlayan iş kuralları oluşturmak olduğunu söyledi.
Dış ticaretin kolaylaştırılması konusuna önem verdiklerini anlatan Hisarcıklıoğlu, “Zira özellikle KOBİ’lerimizi ihracata daha fazla yönlendirmemiz lazım. Aynı malları, aynı şirketlerle, aynı pazarlara satarak, ihracatı 150 milyar dolardan 500 milyar dolara çıkartabilmemiz mümkün değil. Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği düzenlemesi, Türkiye ekonomisinin ihracat performansını önemli ölçüde artırdı. Ama bu etkileyici ihracat performansının yüzde 65’i, aynı şirketlerin aynı ürünleri aynı pazarlara satmalarından kaynaklandı. Her yıl 10 bin yeni ihracatçımız ortaya çıkıyor. Ama mevcutlardan da 9 bini ihracatı bırakıyor. Demek ki ihracatı kolaylaştırarak daha yaygın hale getirmemiz lazım” dedi.
ICC tarafından yeni bir ticaret finansmanı sistemi geliştirildiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “İsmi, Banka Ödeme Yükümlülüğü (Bank Payment Obligation), yani kısaca BPO. ICC bu yeni ödeme yöntemini uygulanabilir bulmuş ve buna yönelik yeni kurallar yazarak yürürlüğe sokmuştur. BPO, hem riski azaltan, hem de operasyonel yük ve maliyeti düşüren bir sistemdir. Sistemin işleyişi akreditife benzemekte ama operasyon fiziki belgeler üzerinden değil, merkezi sistem tarafından online yapılmaktadır. Bazı Türk bankaları tarafından da kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle açık hesap veya mal mukabili çalışanlara daha güvenli ve hızlı bir tahsilat imkânı getirmektedir. Buna en çok da bizim ihtiyacımız var. Zira ihracatımızın yüzde 66’sını mal mukabili, yani açık hesap yapıyoruz. Bu yeni gelişen ödeme yöntemini tanıtmaya başladık. Daha geniş kitlelere de duyurmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Hisarcıklıoğlu, ICC’nin iş dünyasına sunduğu en önemli hizmetlerden birinin de uyuşmazlıkların çözümü alanında yürüttüğü çalışmalar olduğunu, ICC Milletlerarası Tahkim Divanı’nın dünyanın önde gelen tahkim merkezlerinden bir olduğunu söyledi.
Tahkim konusunda en önemli gelişmelerden birinin de İstanbul Tahkim Merkezi’nin kurulması olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “İstanbul’da kurulmuş olan bu Tahkim Merkezi, coğrafi, ekonomik, bölgesel ve kültürel açıdan birçok avantaja sahip olacaktır. Ülkemizde alternatif uyuşmazlık yöntemlerinin kullanımı arttıkça, İstanbul bu coğrafyada uyuşmazlık çözüm merkezi haline gelecek. Dünya genelinde uluslararası tahkim davalarının ticaret ve finans alanında yoğunlaşması, gelecekte İstanbul Tahkim Merkezi’nin hitap edeceği en geniş kesimin iş dünyası olacağını da ortaya koyuyor” dedi.
Adınız Soyadınız | |
E-Posta Adresiniz | |
Kullanıcının E-Posta Adresi | |
Gönderenin Notu |