TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye ve çevre ülkeler şantiye olacak


16.02.2011 / İstanbul



Türkiye İnşaat Malzemeleri Sektör Görünüm Raporu açıklandı. Gelecek beş yıllık süreçte çevre ülkeler ve Türkiye adeta ‘’inşaat halinde’’ olacak.​ ​

 

Türkiye’de artan konut talebi, kentsel dönüşüm projeleri, doğrudan yabancı yatırımlardaki artış beklentisi, yenilebilir enerji alanında yapılması planlanan altyapı yatırımları ve büyük enerji nakil projelerinin ülkemizden geçmesi başta konut inşaatları olmak üzere konut dışı ve altyapı inşaatlarındaki büyümeyi artıracak.  Türkiye’nin yakın coğrafyasındaki ülkelerde de konut ve altyapı yatırımlarının hızlanarak devam etmesi bekleniyor.   

Türkiye ekonomisinin lokomotifleri arasında yer alan  inşaat ve inşaat malzemeleri sektörünün mevcut durumu ve geleceğinin değerlendirildiği Türkiye İnşaat Malzemeleri Sektör Görünüm 2011 Raporu  16 Şubat 2011 Çarşamba günü  Swiss Otel’de düzenlenen bir basın toplantısı ile açıklandı.  Sektörün önümüzdeki 5 yıllık geleceğinin kapsamlı bir şekilde analiz edildiği raporun tanıtım toplantısına Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye Seramik Federasyonu (SERFED) Başkanı Zeynep Bodur Okyay, İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Başkanı Hüseyin Bilmaç, Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu (TİMFED) Başkanı Serdar Dönmez ve Deloitte Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve ortağı M. Sait Gözüm konuşmacı olarak katıldı. Toplantıda inşaat sektöründe faaliyet gösteren  derneklerin başkanları ve firma yöneticileri de hazır bulundu.

 

-Sektör için fırsat kapıları
 
Toplantının açılışında konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, inşaat sektörünün 2010 yılının ilk  dokuz ayında yüzde 18.4 büyüyerek lokomotif görevi üstlendiğini hatırlatarak, “İnşaat sektörünün önünde iki fırsat kapısı aralanıyor. Birinci fırsat kapısı, yurtiçinde. Türkiye’nin önümüzdeki 3 yılda ortalama yüzde 5 büyümesi tahmin edilirken, inşaat sektöründeki büyümenin yüzde 8’in üzerinde olmasını bekliyoruz. Asya-Pasifik bölgesinden sonra inşaat sektörünün en hızlı büyümesinin beklendiği ülke Türkiye’dir. İkinci fırsat kapısı, çevre coğrafyalarda. Doğu Avrupa, Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde inşaat alanında yeni pazarlar açılıyor. Buralardaki pazar potansiyelini en iyi kullanabilecek ülkeyiz. Türkiye ve çevre ülkeler şantiye halinde olacak bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz” diye konuştu. 
İnşaat malzemeleri üreticilerinin çevre pazarlarda etkinliğini artırabilmesi için sadece pazarlama değil, bu ülkelerde üretim tesisi kurma çalışmaları yapmasında fayda olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, “Doğu Avrupa, Rusya, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleri yeniden inşa ediliyor. Ve bu inşaatların yaşam kalitesinin anahtarı Türk inşaat malzemeleri üreticilerinde.  Bizler bunun farkında olup bu bölgelerde daha aktif olmalıyız” dedi. 
 
Sektörün yakın coğrafyada ve Avrupa’da üretim kapasitesi açısından önemli bir konuma sahip olduğunu anlatan TOBB Başkanı, bazı örnekleri şöyle sıraladı: ‘’Çimento üretiminde dünyada yedinci, yakın coğrafyada ise birinciyiz.  Seramikde Avrupa’da ücüncü, bu coğrafyada ikinciyiz. Yine bu coğrafyada dekoratif boyada ikinciyiz, Demir-Çelik üretiminde üçüncüyüz.’’
 
Tunus ve Mısır etkilemez
 
Tunus ve Mısır’daki olayların Türk inşaat sektörünün bu coğrafyadaki pazar payını olumsuz etkilemeyeceğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Biz ticaret ve yatırımlara, gelişmelerin sıcaklığına takılıp kalmadan, uzun vadeli bakıyoruz. Tunus ve Mısır başta olmak üzere, bu coğrafyadaki ülkelerde halkın isteklerine daha fazla duyarlı, daha şeffaf, hesap verebilir ve demokratik yönetim tarzına daha yakın idarelerin kurulması, o ülkelerin hayat standartlarını yükseltecektir. İnsanlar geleceğe daha fazla güven duyacaktır. Bu sayede ticaret ve yatırımlar açısından daha verimli işbirliği fırsatları doğacaktır” değerlendirmesini yaptı.
 
Enerji verimliliği seferberliği
 
Enerjide dışa bağımlı ülkelerden biri olan Türkiye’de inşaat sektörü merkezli enerji verimliliği seferberliğinin başlatılmasının kritik önemde olduğunu ifade eden İMSAD Başkanı Hüseyin Bilmaç ise, sanayide ve binalarda enerji verimliliğine yoğunlaşılması gerektiğini kaydetti. Enerji verimliliğinin finansmanı için dernek olarak üyelerle yoğun çalışmalar yaptıklarını belirten Bilmaç, “Raporda da önemle vurgulandığı gibi; hem binalarda hem de sanayide enerji verimliliğinin finansmanı ile ilgili mevzuat ve kurumsal yapılanma konusunda bu noktada ciddi mesafe kat etmiş diğer ülkelerde uygulanan mali destekler, vergi muafiyeti veya indirimi, hızlandırılmış amortisman, imtiyazlı krediler, üçüncü şahıs finansmanı, tüm binalarda enerji verimliliği için sübvansiyon ve hibeler gibi yöntemler de değerlendirilerek Türkiye koşullarına en uygun yaratıcı çözümlerin geliştirilmesine ihtiyaç vardır” diye konuştu.
Raporun önemli tespitlerden birinin Türk inşaat malzemeleri sanayiinde sektörel işbirliklerinini yeterli düzeyde olmadığını ve geliştirilmesini talep eden Bilmaç, Enerji Ajansı ve Enerji Verimliliği Merkezi kurulmasını önerdi. Bilmaç, yetenekli insan gücünün sektöre çekilmesi gerektiğini kaydederek şu tesbitlerde bulundu:  “İnşaat sektörü, Türkiye’nin en büyük istihdam sağlayan iş kolu özelliğini taşımaktadır. Bununla birlikte; çalışma koşulları ve şirketlerin kurumsallık seviyeleri dikkate alındığında, sektörün tüm değer zinciri boyunca yetenekli ve kalifiye iş gücünü çekmekte yetersiz kaldığı göze çarpmaktadır.”
 
Üretim odaklılıktan teknoloji odaklılığa geçiş şart
 
Raporla ilgili basın toplantısında söz alan Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı (SERFED) Başkanı Zeynep Bodur Okyay,  Türkiye’nin inşaat malzemeleri sektörünün sürdürülebilir rekabet gücüne ulaşması için üretim odaklılıktan, teknoloji odaklılığa geçiş yapmasının şart olduğunu söyledi. Okyay,   “Türkiye’nin inovasyon kabiliyetinin artırılması için iki önemli adımın atılması gerekmektedir. Birincisi alanında öncü global firmaların Ar-Ge merkezlerini Türkiye’ye kaydırmaları ve Türkiye’yi bir Ar-Ge üssü olarak kullanmaları sağlanmalıdır. İkincisi Türkiye’de inovasyon kültürünün yerleşmesi için,  üreticilerin pazar odaklı yapıya geçmeleri önemlidir. Bu üretim ve satış odaklı firmalar için uzun soluklu bir değişimin zorunlu olduğu anlamına gelmektedir” dedi.
Sektörün rekabet gücünü artırmak için kritik konulardan birisinin de markalaşma olduğunu belirten Okyay, şu bilgileri verdi:  “Marka yaratmak uzun soluklu bir mücadeledir. Marka yaratmak, yaratılmış güçlü markaların değerini korumak da sürekli yatırım yapmayı gerektirdiğini bir sanayici olarak deneyimlerimize dayanarak söyleyebilirim. Biz de Kale olarak yapı sektöründeki güçlü markalarımızı değerini korumak için kendimizi müşterimizin yerine koyup, işimize onların gözünden bakmaya odaklanıyoruz. Tasarımdan, üretime, satıştan uygulamaya kadar tüm iş süreçlerimizi buna göre yapılandırıyoruz.”
 
Satış ve dağıtım kanalında değişim
 
Raporun satış ve dağıtım kanalları bölümünün verilerini basınla paylaşan Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu (TİMFED) Başkanı Serdar Dönmez, gelecek beş yılda sektöre yön verecek dinamiklerin inşaat malzemeleri üreticilerinde olduğu kadar satış ve dağıtım kanallarında da değişimi zorunlu kıldığını söyledi. Bayilerin sundukları ürün kategorilerinde uzman hale gelmeleri ve ürünü hizmetle birlikte sunmalarının önemini vurgulayan Dönmez, büyüyen yapı market kanalı ve güçlü üreticiler karşısında birkaç bayinin biraraya gelerek daha güçlü bayilik yapıları oluşturmalarının kaçınılmaz hale geleceğini ifade etti. Dönmez,  TİMFED olarak satış ve dağıtım kanallarında pazarlama, marka yönetimi, tedarik zinciri yönetimi, insan kaynakları yönetimi gibi konularda eğitim faaliyetleri yaptıklarını anlattı..
 
Rapor için özel anketler yapıldı
 
Türkiye İnşaat Malzemeleri Sektör Görünüm Raporu’nun detayları hakkında bilgi veren Deloitte Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve ortağı M. Sait Gözüm, inşaat ve inşaat malzemeleri sektöründe çok sayıda firma ve kuruluşa hizmet verdiklerini ve sektörün gelişimini yakından takip ettiklerini ifade etti. Sektördeki tüm paydaşların beraber gelişimine yönelik önerilere ağırlık verdiklerini vurgulayan Gözüm, araştırma yöntemi hakkında şu bilgileri verdi:
• 16 alt sektörde temsilci dernekler ile yüzyüze ve anket vasıtası ile çalıştık.
• Satış ve dağıtım kanalında, yapı marketler ve bayi distribütör kanalında temsilciler ile görüştük.
• Önde gelen firmaların üst düzey yöneticileri ile de ek görüşmeler gerçekleştirdik.
• Sektörün değer zincirinde önemli yeri olan, müteahhitlik, mimarlar ve müşavirlik kollarında dernek ve firmalar ile görüşmeler gerçekleştirdik.
• Ayrıca, gayrimenkul yatırım şirketleri ve son tüketici eğilimlerine yönelik olarak Deloitte ve Deloitte dışı kaynaklardan yararlandık.
 

 





Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA