25.06.2011 / İstanbul
Haberin videosu için tıklayınız.
Anlaşma, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, DEİK İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı, Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Onursal Başkanı Victor Fung'un şahitliğinde, Türk-Hong Kong İş Konseyi Kurucu Başkanı Hakan Bulgurlu ve HKTDC Avrupa Bölge Direktörü Lore Buscher tarafından Dünya Odalar Federasyonu (WFC) Başkanı Rona Yırcalı'nın Türkiye ziyareti onuruna Fung için Four Seasons Otel'de verdiği öğle yemeğinde imzalandı.
İmza töreninde konuşan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Türkiye'deki yatırımcılardan olan Fung'un ülkenin en büyük ihracatçılarından biri olduğunu da ifade etti. Türk özel sektörü olarak Asya Pasifik ülkeleri ve özellikle Çin ile ekonomik ilişkileri güçlendirmek istediklerini dile getiren Hisarcıklıoğlu, 18. yüzyıla kadar dünya ekonomisinin yüzde 50'den fazlasına hükmeden Asya Pasifik ülkelerinin şimdi tekrar yükselişe geçtiğini söyledi.
Hisarcıklıoğlu, Çin'in küresel ekonominin büyüme motoru haline geldiğini belirterek, geçen yıl 2010 sonunda Türkiye ile Çin arasındaki ticaretin 19 milyar dolara çıkarken, Türkiye'nin bölge ülkeleri ile ticaretinin ise 43 milyar dolar gerçekleştiğini, ancak ikili ticarette ''müthiş'' bir dengesizlik olduğunu, Türkiye'nin 33 milyar dolarlık açık verdiğini, Çin ile de 15 milyar dolarlık bir açıktan söz edilebileceğini bildirdi.
-“Çin, bir fırsat okyanusu”
Rifat hisarcıklıoğlu, ''Türk iş dünyası olarak kadim dostumuz Çin ile iktisadi ilişkilerimizi küresel düzeyde geliştirmek ve güçlendirmek için çalışmalıyız. İkili ekonomik ilişkileri sadece karşılıklı ticaret olarak görmemeli. Yaratıcı, yenilikçi çözümler geliştirerek ilişkilerin tüm boyutlarını dengelemek ve ilişkilerimizi karşılıklı menfaatlere hizmet edecek bir düzleme oturtmamız gerekmeketedir. 2023'de yıllık 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşabilmenin yegane koşulu Asya Pasifik ve dolayısıyla Çin pazarındaki konumumuzu güçlendirmemiz gerekmektedir'' diye konuştu.
Hep ucuz bir pazar olduğu düşüncesiyle Çin ve Hindistan, özellikle Asya Pasifik ülkelerini ihmal ettiklerini belirten Hisarcıklıoğlu, Türk iş dünyası olarak Çin'in ''bir fırsat okyanusu'' olduğunu gördüklerini, Çin'de iç tüketimin arttığını, şehirleşmenin hız kazandığını ve tüketimdeki kalitenin arttığını, Çin'in yaşamakta olduğu bu ekonomik dönüşüm sürecinin Türk şirketleri için bir çok fırsatları beraberinde getirdiğini anlattı.
Hisarcıklıoğlu, ''Sayın Cumhurbaşkanımız ile Çin'e yaptığımız ziyarette hayatımda en çok gördüğüm BMW arabası Pekin'deydi. Ama çoğu çakmayşdı. Müthiş bir marka ve tüketim merakı var. Müthiş bir pazar var. Markaya yönelik bir pazar var. Bu fırsatı kaçırmamalıyız. Çin'in sadece hızla artan enerji ve hammadde talebi değil, aynı zamanda gıda talebi de bizi heyecanlandırmaktadır. Bu anlamda da büyük fırsatlar olduğunu düşünüyorum'' şeklinde konuştu.
Dünyadaki dönüşümün farkında olduklarını ifade eden Hisarcıklıoğlu, ''Türk iş alemininin çatı kuruluşu olarak bir ayağımız Pasifik'te bir ayağımız Atlantik'te. Tüm Türk iş dünyasının da bu şekilde olması lazım. Sadece gözümüzü Batı'ya dikip 400 milyonluk ve önümüzdeki dönemde ekonomik olarak nereye gideceği belli olmayan bir bölgenin içinde tıkınıp kalmamamız lazım'' dedi.
Meksika'nın dünyanın 14. büyük ekonomisi olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girilmesi isteniyorsa Türk iş dünyasının sadece Avrupa eksenli değil, muhakak ABD, Orta Amerika, Latin Amerika ve Asya eksenli işini büyütmek durumunda olduğunu söyledi.
Hisarcıklıoğlu, yakın zamanda DEİK Şanghay temsilciliğini açacaklarını da bildirdi.
-Yırcalı: ''Hong Kong ile bir iş konseyi kurmamış olmanın eksikliğini hissediyorduk''
Rona Yırcalı ise DEİK olarak klasik pazarlardaki konumlarını güçlendirip yeni yükselen pazarlardaki paylarını artırmayı hedeflediklerini, küresel ekonomideki dönüşüme paralel olarak Afrika, Latin Amerika, ve Asya Pasifik bölgeleri ile ekonomik ilişkilerini geliştirmeye özel önem verdiklerini, Asya Pasifik bölgesinin küresel pazarın ağırlık merkezi haline geldiğini, bu bölgeyi sadece ucuz hammadde tedarik merkezi olarak değil, aynı zamanda Türk ihraç ürünleri için önemli bir pazar ve bir sermaye ihracatçısı olarak gördüklerini söyledi.
Türk iş dünyası olarak bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek için gerekli işbirliği mekanizmalarını kurmaları gerektiğini belirten Yırcalı, Asya Pasifik bölgesinde bu yıl dünyanın ikinci büyük ekonomisi haline gelen Çin'in en önemli pazar olduğunu, artık küresel pazarlarda birçok eğilimi Çin'in belirlediğini, dünyanın tüm perakende devlerinin bu pazara girmek için çalıştığınıbu pazarın taleplerine ve zevklerine uygun ürünler geliştirme çabasının sürdüğünü anlattı.
Yırcalı, ''Hong Kong da bu bölgenin önemli bir ekonomik merkezidir. Dünyanın Çin'e açılan kapısı olarak kabul edilen Hong Kong, tekstil, elektronik eşya üretimi, turizm, lojistik gibi sektörlerde de gittikçe genişleyen bir ağırlığa sahiptir. DEİK olarak Hong Kong ile bir iş konseyi kurmamış olmanın eksikliğini hissediyorduk'' dedi.
-Fung: ''Türkiye'deki işlerimizi daha da büyütmek istiyoruz''
Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Onursal Başkanı Victor Fung da, burasının neredeyse ikinci evi olduğunu belirterek, hong Kong'daki iş fırsatlarına değindi. Fung, iki canlı ekonominin birbirinden çok fazla şey alabileceğini, Hong Konglu şirketlerin Türkiye'nin değerinin farkında olduğunu, çok tanınan bir otel zincirinin İstanbul'daki ilk otelini önümüzdeki yıl açacağını bildirdi.
Fung, Hong Kong'un dünyadaki en büyük 10. ticaret kenti olduğunu belirterek, Hong Kong'un Çin'e geçiş için bir platform ve Çin'in 3. ticari ortağı olduğunu, Çin'deki en büyük direkt yabancı yatırımı Hong Kong'un sağladığını, Çin ile Türkiye arasındaki ilişkilerin arttığını, Hong Kong'un Çin ile bağlantısının Türk iş adamları için yeni alanlar açtığını kaydetti.
Türk markaları ve tasarımcılarının Hong Kong ile Çin'e iş yapabileceğini belirten Fung, Vestel ve Atasay'ın Hong Kong'da ofisleri bulunduğunu, bu şirketlerin Hong Kong'dan iş yürütmenin önemine vardığını, Türk fuarcıların sayısının arttığını, Asya'nın ticari fuar merkezi Hong Kong yoluyla Çin'de önemli piyasalara erişilebileceğini ifade etti.
-Li & Fung Group bu yıl Türkiye'de yüzde 20 büyüme öngörüyor
Li & Fung Group Başkanı da olan Fung, imza töreni öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Türkiye'yi Ortadoğu ve Asya için bir kapı olarak gördüklerini ifade ederek, orta ve uzun vadede Türkiye'nin büyük bir potansiyeli bulunduğunu, bütün bölge için merkezi bir güç olduğunu Doğu Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu, hatta Rusya satış ve dağıtım açısından çok önemli bir merkez konumunda bulunduğunu kaydetti.
Koç Holding Yönetim Kurulu'nda bulunan Fung, Türkiye'nin ticaret anlamında daha da büyümesi için IT ve lojistik altyapısını güçlendirmesi gerektiğini vurgulayarak, ''Türkiye, Avrupa pazarına cevap verebilecek bir pazar. Biz de Türk ürünleri satıyoruz. Burası AB için satın alma yaptığımız bir merkez. Türkiye'deki işlerimizi daha da büyütmek istiyoruz. Türkler iyi girişimciler. Kalite ve stil sahibiler. Ulaştırması hızlı. Hızlı cevap veren bir pazar. Türkiye'de tekstil ve tasarım güçlü. Türkiye bizim için hem Avrupa'ya hem de Asya'ya açılan bir kapı'' şeklinde konuştu.
Li & Fung Group'a bağlı LF Centennial Pte. Ltd. İstanbul Operasyonları Kıdemli Başkan Yardımcısı Kadri Akdemir de yüzde 95'i tekstilden oluşan Türkiye'deki alımlarının geçen yıl 400 milyon dolar olduğunu belirterek, İstanbul'dan yönetttikleri bölgedeki alımlarının ise yaklaşık 1 milyar dolar seviyesinde bulunduğunu, bu yıl yüzde Türkiye'de yüzde 20 büyüme öngördüklerini bildirdi. Akdemir, ''En büyük pazarımız Avrupa. Ürünlerimizin yüzde 90'ı bu bölgeye gidiyor'' dedi.
Adınız Soyadınız | |
E-Posta Adresiniz | |
Kullanıcının E-Posta Adresi | |
Gönderenin Notu |