19.10.2011 / İstanbul
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de katılımıyla gerçekleştirilen ''27. Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) toplantısı İstanbul’da gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, en zengin İslam ülkesi ile en fakir İslam ülkesi arasında, tam 220 kat gelir farkı bulunduğunu belirterek, ''Biz iş dünyası olarak, bu tablodan son derece rahatsızız. Bu tablonun hesabını, ilahi hesabın görüleceği öbür dünyada hiçbirimiz veremeyiz'' dedi.
Hisarcıklıoğlu, Türkiye ekonomisinin, dönüşüm ve değişim sürecinde, teşebbüs özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, ifade özgürlüğü ile kamu-özel sektör ortaklığı anlayışının etkisi ve katkısının son derece belirleyici olduğunu söyledi. M. Rifat Hisarcıklıoğlu, bu üç anahtar kavramın toplumsal, siyasi ve iktisadi hayattaki değişimin itici gücü olduğunu bildirdi.
Bu temel kavramların ekonomik yapının içine kök saldığını, iktisadi faaliyetlerin, bu kavramların etrafında cereyan ettiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, İslam coğrafyasında yer alan ülkeler olarak, Sovyetler Birliği'nin çöküşü sonrası oluşan yenidünya düzeninden yeterince istifade edemediklerini, bu sürecin sunduğu avantajları ıskaladıklarını kaydetti.
-“Zengin daha zengin, fakir daha fakir oldu”
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, dünya ticaret hacminin 1990 yılında 3 trilyon dolar iken, 2010 yılında 16 trilyon dolara yükseldiğini, 1971 yılında dünya genelinde az gelişmiş ülke sayısı 21 iken, genel anlamdaki zenginleşmeye rağmen, 2011 yılı itibariye 48 ülkeye çıktığını ve en az gelişmiş ülke sayısının, azalmadığı gibi arttığını dile getirdi. Hisarcıklıoğlu, zenginin daha zengin, fakirin de daha fakir olduğunu kaydetti.
Benzer eğilimin İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler için de geçerli olduğunu ifade eden M. Rifat Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
''Öncelikle, 48 ülkenin maalesef 21'i, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesidir. Zengin ve fakir İslam ülkeleri arasındaki gelişmişlik farkı adeta bir uçurum halindedir. SESRIC verilerine göre, en zengin İslam ülkesi ile en fakir İslam ülkesi arasında tam 220 kat gelir farkı vardır.
Biz iş dünyası olarak, bu tablodan son derece rahatsızız. Bu tablonun hesabını, ilahi hesabın görüleceği öbür dünyada hiçbirimiz veremeyiz. Yanı başımızdaki komşumuz, kardeşimiz açlıktan kıvranırken, Somali'de çocuklar açlıktan ölürken, biz kendi sırça köşkümüzde, çevre duvarlarını yükselterek huzur içinde yaşayamayız. Gelir adaletini sağlamalıyız. Gelir adaleti, barış, gelişme ve istikrarın teminatıdır.''
-''Ticaret yapmamızın önüne açın''
Hisarcıklıoğlu, dünya ekonomisinin 2008 yılında başlayan kriz sonrası yeniden şekillendiğini ve yeni bir ekonomi düzen kurulduğunu ve bu yeni yapılanmada yerlerini almak zorunda olduklarını söyledi.
''Bu yeni yapılanmayı da artık ıskalama lüksümüz yoktur'' diyen Hisarcıklıoğlu, doğal kaynak zenginliğinin, halkı zenginleştirmediğini, zenginliğin kaynağının ticaret, girişimcilik ve imalat olduğunu söyledi.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, ülkelerinin ticaret performansının son derece rahatsız edici düzeyde olduğunu, yine SESRIC verilerine göre, dünya ticareti içindeki paylarının yüzde 10,5'i geçmediğini dile getirerek, ''Biz aslında kendi içimizdeki ticarette de sınıfta kalıyoruz. Kendi içimizdeki ticaret 2010 yılı itibariyle toplam ticaretimizin ancak yüzde 17'sidir. İş adamı olarak rica ediyorum, ticaret yapmamızın önünü açın. Daha fazla ticaret yapalım. Ticaret yapmamızın, yatırım yapmamızın önündeki engelleri kaldırın. Uzun süredir ISEDAK'ın gündemindeki TPS-OIC Anlaşması'nı yürürlüğe koyalım'' dedi.
-''Hazreti Hatice de kadın girişimciydi''
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin bir dışa açılma deneyimi olduğunu, rekabetin kalite, kalitenin de daha fazla üretim, istihdam, ticaret ve zenginliği getirdiğini, tekelciliği ortadan kaldırdığını, devletin istediği değil, gerçek girişimcilerin zengin olduğu sistemi getirdiğini anlattı.
Bu süreçte, teşebbüs hürriyeti, ifade hürriyeti ile kamu-özel sektör ortaklığını halka sınırsız şekilde sunmaları gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, ''Özgürlükler olmadan, risk üstlenecek, geleceğe yatırım yapacak teşebbüs ruhu ve müteşebbis bulamayız. Girişimci orta sınıfı oluşturamayız. Gelişmenin de zenginleşmenin de ülkenin birlik ve bütünlüğünün de çimentosu girişimci orta sınıftır'' dedi.
Hisarcıklıoğlu, insan kaynağının yarısını kullanarak zenginleşemeyeceklerini, girişimci orta sınıfın erkek olabildiği gibi doğal olarak kadın da olacağını ifade ederek, şunları söyledi:
''Genel anlamda girişimciliğin, özellikle de kadın girişimciliğin önündeki engelleri kaldırmalıyız. Bu konuda da Peygamber Efendimiz'in yolunu takip etmeliyiz. Peygamber Efendimiz'in eşi Hazreti Hatice'nin bir kadın girişimci olduğunu bilmeyenimiz herhalde yoktur. Peki öyleyse, neden kızlarımızın toplumun zenginleşmesine katkı sağlamasının önünü açmıyoruz? Çok acıdır, ama burada vurgulamak istiyorum. Yine SESRIC verilerine göre, 57 İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkenin dünya üretimi içindeki payı, Almanya'dan da Japonya'dan da daha düşüktür.''
-''Vize engelini kaldırın''
TOBB olarak, özel sektör gelişimi ve girişimcilik deneyimleri ile bilgi birikimlerini paylaşmaya haır olduklarını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, ''Güçlü, işleyen, hizmet üreten, girişimciliğe destek veren Ticaret ve Sanayi Odası sistemi için, İslam ülkelerine dönük olarak, kapasite geliştirme programları uyguluyoruz. Aynı şekilde, yatırım ortamının iyileştirilmesi, organize sanayi bölgeleri, ulaştırma, ticaret borsaları gibi alanlarda deneyimlerimizi paylaşan eğitim programları gerçekleştiriyoruz'' dedi.
Hisarcıklıoğlu, İslam ülkelerinin, iş dünyasının önündeki vize engelini kaldırmaları, İslam ülkeleri arasındaki ticareti artırmak için, TPS-OIC Anlaşması'nı yürürlüğe koymaları, ticaret ve yatırımı kolaylaştırmak ve teşvik etmek için, İslam ülkeleri arasında bir tahkim sistemini İslam Odası çatısı altında kurmaları, ulaştırma altyapısını iyileştirmeleri ve gümrük prosedürlerini uyumlaştırmaları gerektiğini kaydetti.
-Cumhurbaşkanı Abdullah Gül
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de toplantıda yaptığı konuşmada, ''Bugün coğrafyamızda cereyan eden toplumsal hareketler, değişimin zamanının geldiğinin, geri döndürülemez bir dönüşüm sürecinden geçmekte olduğumuzun kanıtıdır. Artık yapılması gereken değişime direnmek yerine öncülük etmek, çağımızın gereklerine ve halkımızın meşru özlem taleplerine cevap verebilecek siyasi, sosyal ve ekonomik reformları uzlaşı ve diyalog yoluyla süratle gerçekleştirmek olmalıdır'' dedi.
Gül, İSEDAK'ın, üyelerini 27 yıldır kesintisiz olarak bir araya getiren ve üyeleri arasında kalıcı işbirliği altyapısının oluşmasına hizmet eden bir platform olduğunu söyledi.
-Vizelerin kaldırılması
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, son yıllarda bazı İSEDAK üyesi ülkeler arasında vizelerin kaldırılmasını vatandaşların serbest dolaşımına yönelik önemli bir adım olarak gördüğünü belirterek, ''Uluslararası turizm pazarının giderek daha rekabetçi hale geldiği günümüzde özel sektörle sağlanacak diyalog ve işbirliği, turizm hizmet kalitesini ve rekabet gücünü arttırarak, ülkelerimizin dünya turizm pazarından hak ettiği payı almasına katkı sağlayacaktır'' dedi.
-Tarım sektörünün hayati önemi
Cumhurbaşkanı Gül, 2009 yılında gerçekleştirilen İSEDAK Ekonomi Zirvesi'nde tarım, turizm ve ulaştırma konularını işbirliğini güçlendirmede 3 öncelikli sektör olarak belirlediklerini anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Geçen süre zarfında bu sektörlerdeki işbirliğimizde kaydedilen gelişmeleri umut verici olarak görüyorum. Ancak, bu konularda işbirliğimizi derinleştirmek için daha fazla gayret göstermemiz gerektiği kanaatindeyim”
-Özel sektörün yerinin güçlendirilmesi
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, özel sektörün İSEDAK faaliyetleri içindeki yerinin güçlendirilmesi gerektiğini sık sık dile getirdiğini aktararak, özel sektörü ekonomik ve ticari işbirliğini arttırmanın en güçlü ayaklarından biri olarak gördüğünü vurguladı.
Devlet yetkililerinin özel sektör temsilcilerinin taleplerini önemsemesi gerektiğine, özel sektör için uygun faaliyet ortamları hazırlaması ve gerekli düzenlemeleri kararlılıkla hayata geçirmesi gerektiğine işaret eden Gül, İSEDAK kapsamında yürütülen özel sektör çalışmalarının ülkelerin firmalarına sorunlarını paylaşma, iş bağlantıları yapma ve yakınlaşma imkanı sunduğunu belirtti.
Gül, bu kapsamda var olan özel sektör çalışmalarının güçlendirilerek sürdürülmesini önemli gördüğünü vurgulayarak, ülkelerin özel sektör temsilcilerinin bu etkinliklere katılımını tavsiye ettiğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İslam dünyasında da milyonlarca insanın gıda kıtlığından ve yetersiz beslenmeden mustarip olduğunu belirterek, ''Son yıllarda Afrika kıtasında yaşanan kuraklıkla durum daha da vahimleşmiş, milyonlarca insan açlığın pençesine düşmüştür. Yaşanan insanlık dramına karşı Türkiye'de birçok yardım kampanyası başlatılmıştır. Bu kampanyaların halkımızın yoğun ilgisine mazhar olduğunu ve bugüne kadar Türkiye'de toplam 350 milyon dolarlık yardım toplandığını memnuniyetle ifade etmek isterim'' dedi.
Gül, ''27. Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) Toplantısı''nın açılışında yaptığı konuşmada, İslam dünyasında yaşanan sıkıntılara da değindi.
-En az gelişmiş ülkelerin sorunları
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, en az gelişmiş ülkelerin sorunlarının sadece bu ülkelerin omuzlarına yıkılamayacak kadar ağır olduğunun bilincinde olduklarını vurgulayarak, ''Biz Türkiye olarak en az gelişmiş ülkelerin sorunlarına yönelik küresel bilincin oluşturulması amacıyla bu ülkelere olan desteğimizi çeşitli uluslararası platformlarda sürdürmekteyiz'' dedi.
-İİT Genel Sekreteri İhsanoğlu
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu da konuşmasında İİT içi ticaret oranı, 2004 yılında yüzde 14,5 iken 2010 yılında yüzde 17,03'e, mali olarak da 2004 yılında 205 milyar dolar olan İİT içi ticaret değerinin 2010 yılında 539 milyar dolara ulaştığını belirterek, ''Bu trend devam ederse, İİT 10 yıllık eylem programında konulan yüzde 20 İİT içi ticaret hedefine 2015 yılına kadar ulaşılacağına şüphe yoktur'' dedi.
İhsanoğlu, İİT içi ticaret rakamlarının, 2005 yılından bu yana yükselmeye devam ettiğini, bu yükselişin artan ticaret finansmanı ve ticaret teşviki faaliyetlerinin müşterek etkisi sayesinde gerçekleştiğini söyledi.
İhsanoğlu, ''Bu trend devam ederse, İİT 10 yıllık eylem programında koyulan yüzde 20 İİT içi ticaret hedefine, 2015 yılına kadar ulaşılacağına şüphe yoktur'' dedi.
-''Açlık ve yetersiz beslenme çeken insan sayısı 230 milyon''
İİT üye devletleri arasındaki artan karşılıklı ticarete ek olarak, ekonomik büyümenin sağlanması ve yoksulluğu azaltmaya yönelik ikiz hedeflere tarım, kırsal kalkınma ve gıda güvenliği konusunda yürürlükte olan İİT stratejilerinin uygulanması ile ulaşılabileceğini kaydeden İhsanoğlu, şu bilgileri verdi:
''İİT üye devletlerinde açlık ve yetersiz beslenme sıkıntısı çeken insan sayısının, 230 milyon civarında olduğu tahmin edilirken, büyüme bozukluğu çeken dünya çocuklarının yüzde 90'ının da İİT üyesi devletinde yaşıyor olması üzücüdür. Üye devletlerimizin yılda 40 milyar dolar değerindeki bir gıda açığını kapatmak zorunda olması da aynı derecede üzüntü vericidir. Bu durum giderek artan petrol, enerji ithalatı giderlerinden kaynaklanan ödeme dengesi sorunlarını da ağırlaştırmaktadır.
Adınız Soyadınız | |
E-Posta Adresiniz | |
Kullanıcının E-Posta Adresi | |
Gönderenin Notu |