TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Sanayi Strateji Belgesi, Türkiye sanayisinin rotası olmalı


05.01.2011 / Ankara



Türkiye Sanayi Strateji Belgesi’nin açıklanması amacıyla düzenlenen toplantıda konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, hükümetten tüm kamu kurumları ile birlikte sanayi stratejisini, ülke gündeminde ön palana çıkarmasını, yapısal dönüşüm ve reform sürecinin ana unsuru olmasını talep ettiklerini söyledi.​ ​
 
Türkiye Sanayi Strateji Belgesi’nin açıklanması amacıyla düzenlenen toplantıda konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, hükümetten tüm kamu kurumları ile birlikte sanayi stratejisini, ülke gündeminde ön palana çıkarmasını, yapısal dönüşüm ve reform sürecinin ana unsuru olmasını talep ettiklerini söyledi. Rotası olmayan gemiye, hiçbir rüzgarın yardım etmeyeceğini belirten Hisarcıklıoğlu, Sanayi Strateji Belgesi’nin de Türkiye sanayisinin rotası olması gerektiğini ifade etti

 

Strateji belgesinin açıklanması amacıyla, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun yanı sıra, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün,Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Ömer Cihad Vardan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral ve çok sayıda sanayicinin katılımıyla Çırağan Sarayı'nda toplantı düzenlendi.

 

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi, 2011-2014 yıllarını kapsıyor ve 72 eylemden oluşuyor. Strateji, yatay ve sektörel politikalar olmak üzere 2 temel üzerine oturuyor.

 

 
Toplantıda konuşan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, eskiden ülke kalkınması için yapılması gerekenin sanayi hamlesi olduğunu hatırlatarak, sanayi ürünlerinin azlığına dikkati çekti.
Şartların değiştiğini, eskiden uygulanan politikaların anlamını yitirdiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, ''Artık sadece fabrika kurmak yetmiyor. Enerjimizi, kaynaklarımızı, sanayimizin daha fazla katma değer üretebilmesi için harcamamız gerekiyor'' dedi.
Son yıllarda sanayinin, küresel ekonomiye hızla entegre olduğunu, ancak, bu entegrasyonun, belli bir stratejiden yoksun gerçekleştiğini, cari açığın hızla artışının da bununla alakalı olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
''Sanayimizin lokomotifi olan sektörlerimiz, üretimin büyük bir kısmını, ithalata bağımlı olarak gerçekleştiriyorlar. Bu tablo yüzünden, sanayicilerimizin, binbir güçlükle ve emek vererek yaptıkları ihracat da, hak ettiğimiz katkıyı bırakmıyor. 2010 yılının ilk 10 ayında sanayimiz yüzde 13 büyüdü. Ama enerji hariç ara malı ithalatındaki artış yüzde 34'e ulaştı. Küreselleşme sizi kendisine uydurduğunda, bir nevi, küreselleşme sürecine teslim olduğunuzda, böyle oluyor. Sanayimizin ithalat gereği daha yüksek biçimde şekilleniyor. Sanayimizde artan ithalat bağımlılığının nedeni, sanayicimiz, müteşebbisimiz değil, eski yatırım teşvik sistemimizdir.''
 
-''Başarırsak ödülü de büyük olacak''
 
Televizyon üretimi örneğini veren Hisarcıklıoğlu, TV sektörünün Türkiye'nin iftihar kaynağı olduğunu,  Avrupa'da satılan her 3 televizyondan birinin Türkiye'de üretildiğini anımsattı.
Son dönemde Avrupa pazarını, sadece Uzakdoğu'ya değil, Doğu Avrupa'ya da kaptırıldığını söyleyen Hisarcıklıoğlu, ''Neden? Tüplü TV'den LCD ve plazmaya geçişi, zamanında sağlıklı biçimde takip edip, tedbir alamadığımız için. Yeni tip TV üretmek için yeterli insan kaynağını, teknolojiyi, araştırma-geliştirmeyi zamanında bir araya getiremediğimiz için'' dedi.
 Şimdi Türkiye'de ilk olarak, bu tabloyu değiştirme fırsatı yakalanabileceğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, ''Kolay bir iş değil elbette. Ama başarırsak, ödülü de büyük olacak'' şeklinde konuştu.
Bunu zamanında başaran ülkeler bulunduğunu, Güney Kore'nin de bunlardan biri olduğunu hatırlatan Hisarcıklıoğlu, ''40 yıl önce ikimiz de ABD'nin kişi başına milli gelirinin yüzde 20'si düzeyindeydik. Bugün biz yüzde 25'deyiz. Kore ise yüzde 60 oldu. Bize 40 yılda 2 tur bindirdiler'' dedi. Rifat Hisarcıklıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Vizyonu, hedefleri iyi tanımlanmış bir sanayi stratejisi, raflarda duran bir doküman olmaktan çıkıp, uzmanından daire başkanına, genel müdüründen müsteşarına, devletin tüm kurumları tarafından benimsenmiş bir yol haritasına dönüşmelidir. Bir kurumun yapmaya çalıştığını, diğer bir kurumun ertesi gün değiştirmeye çalışmadığı bir yapıya kavuşmanın yolu, ortak bir aklın olmasıdır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Hazinesi, Maliyesi, YÖK'ü, TÜBİTAK'ı, SPK'sı, Milli Eğitim Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, hepsi bu ortak aklın parçası olmalıdır. Hükümetimizden, tüm kamu kurumları ile birlikte, sanayi stratejisini, ülke gündeminde ön plana çıkarmasını, yapısal dönüşüm ve reform sürecinin ana unsuru olmasını talep ediyoruz.
Buna paralel olarak, vergi reformunu, eğitim reformunu, yargı reformunu, kamu yönetimi reformunu, firmalarımızın sağlıklı büyümelerini mümkün kılacak şekilde tasarlamalıyız.''
 
-''Türkiye'nin sanayi rotası olacak''
 
Türkiye'nin küresel ekonomide başarıya ulaşmış, bu başarısını sürekli ve sürdürebilir kılabilen şirketlere ihtiyacı bulunduğunu, geçen yıl dünyanın ilk bin şirketi listesinden 52 batılı şirketi düşerken, yerlerine Çin, Kore, Hindistan ve Brezilya'dan şirketler geldiğini belirten Hisarcıklıoğlu, ''İlginç olan, listeye girenlerin tamamının gelişmekte olan ülkelerden olmasıdır. Ama son yıllarda bu listedeki Türk şirketi sayısı hep aynı kaldı. Oysa asıl marifet listeye yeni şirketler katabilmektedir. Bu açıdan hazırlanan, Sanayi Strateji Belgesi'ni bir milat olarak görüyorum'' dedi.
''Komşunun yaptığına ben nasıl değer katarım'' anlayışını destekleyecek politikalar hayata geçirilmesi gerektiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, yatırım teşvik sisteminin, bu belgeye uyumlu olarak yeniden tasarlanması gerektiğini söyledi.
Hisarcıklıoğlu, ''Derler ki; 'rotası olmayan gemiye, hiçbir rüzgar yardım etmez'. Sanayi Strateji Belgesi, Türkiye sanayisinin rotası olmalıdır.  Yine bu belge sayesinde, herkesin görev ve sorumluluğu, bunların ne zaman ve ne şekilde sonuçlandırılacağı da açıkça ortaya konmuştur'' dedi.
 
-Bakan Ergün: “Şimdi reformları hayata geçirmenin zamanı”
 
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ise yaptığı konuşmada, makroekonomik alanda sağladıkları güven ve istikrarın üzerinde mikro alanda ihtiyaç duyulan reformları kararlı bir şekilde hayata geçirmenin zamanının geldiğini belirterek, ''İşte Sanayi Strateji Belgesi ve Eylem Planı, mikro alanlardaki reformları gerçekleştirmemizi sağlayacak bir enstrüman olduğu için son derece önemli ve kıymetlidir'' dedi.
 
-''Belge, bugünden itibaren uygulanacak''
 
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, belgenin kağıt üzerinde kalmayacağını, bugünden itibaren uygulamaya başlanacağını da dile getirerek, belgeyi yakından inceleyenlerin, belgede iyi niyet temennilerinin değil, somut ve gerçekçi projelerin yer aldığını göreceğini söyledi.
Ergün, İzleme ve Değerlendirme Komitesi'nin zaman içerisinde, belli dönemlerde Strateji Belgesine yeni eylemler ekleyebileceğini belirterek, ''Bazı eylemlerin uygulaması gerçekleştiğinde düşecektir, yerine yeni eylemler eklenecektir. Çünkü bugün itibariyle hazırlıkları devam eden, henüz resmileşmemiş bazı projeler var. Strateji Belgesi, yaşayan, dinamik bir belgedir'' dedi.
72 eylemden oluşan strateji belgesinin, öncelikle rekabet gücünü ve verimliliği artırmayı, çevreye duyarlı ve sosyal sorumluluk sahibi bir sanayiye dönüşümü amaçladığını kaydeden Ergün, sanayi stratejisindeki uzun dönemli vizyonlarını ''orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya'nın üretim üssü haline gelme'' şeklinde belirlediklerini bildirdi. Ergün, şöyle devam etti:
''Bu çerçevede, orta ve yüksek teknolojili sektörlerin üretim ve ihracat içindeki paylarını artırmak, düşük teknolojili sektörlerde katma değeri yüksek ürünlere geçişi sağlamak ve becerilerini sürekli geliştirebilen şirketlerin ekonomideki ağırlığını artırmak şeklinde, 3 stratejik hedef belirledik. Strateji belgesinde, teknoloji, Ar-Ge, yenilikçilik, tasarım, markalaşma, kümelenme, bölgesel farklılıklar ve işletme ölçeği, gibi alanlardaki sorunlara çözüm olabilecek eylemler bulunmaktadır. Ayrıca gelişmiş sanayi altyapısı, sanayi üretimindeki çeşitliliği, KOBİ sayısı, nüfus yapısı, coğrafi ve stratejik konum gibi güçlü yönlerimizi daha da güçlü hale getirecek eylemler de mevcuttur. Belge sanayiyle ilgili tüm paydaşların ortak bir akıl etrafında bütünleşmelerini de sağlayacaktır. Böylece KOBİ destekleri, sektörel politikalar, altyapı çalışmaları, teşvik programları veya bölgesel farklılıklar gibi çeşitli alanların uyum içinde çalıştığı bir yapı oluşturacağız.''
Türkiye'nin makro alandaki cazibesinin Sanayi Strateji Belgesinin uygulanmasıyla birlikte mikro alana da yansıyacağına işaret eden Bakan Ergün, ''yerli ve yabancı yatırımcıların ülkemizde yatırım yapma girişimleri ve heyecanları artmış olacaktır. Böylece daha fazla üretim ve ihracat yapılacak, milli gelirimiz artacak, işsizlik oranı gerileyecek, milletimizin refah seviyesi yükselecektir'' diye konuştu.
 
-TÜSİAD Başkanı Boyner: “Strateji Belgesi olumlu bir adım”
 
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, bugün açıklanan sanayi strateji belgesini, geçmiş dönemlerdeki net katkısı belirsiz, teşvik ağırlıklı sanayi politikalarından uzaklaşan ve rekabetçi bir düzenin oluşturulması yönünde olumlu bir adım olarak değerlendirdiklerini kaydetti.
Boyner, Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi'nin açıklandığı toplantıda yaptığı konuşmada, belgenin, Türkiye ekonomisinin yeni 10 yılda yapacağı atılımın önünü açacağını ümit ettiklerini belirtti.
Bugün ekonominin lokomotifi olan Türk sanayisini taze ve çağdaş bir vizyonla çok daha yukarılara taşıma ihtiyacıyla karşı karşıya bulunulduğunu ifade eden Boyner, başarılı bir sanayi politikasından tüm sektörlerde üretkenliği ve verimliliği artıracak bir politikalar demetini anladıklarını söyledi.
Ümit Boyner, stratejinin ele alması gereken belli başlı politika alanlarına da değinerek, şöyle konuştu:
''Ekonomimizin son dönemde sağladığı ciddi ilerlemeye rağmen sanayimizin rekabet gücünü koruyabilmemiz için yatırım ve iş ortamının geliştirilmesi konusunda hala gerçekleştirmemiz gereken reformlar var. Dünyada yaşanan son krizin ardından devletlerin, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörle yeni bir tür işbirliğine gittiğini görüyoruz. Özellikle gelişmiş ekonomiler politika, mevzuat ve organizasyon yapılarını özel sektör liderliğinde ve artık istikrar eksenli değil, büyüme eksenli oluşturuyor. Türkiye'nin de önümüzdeki dönemde makroekonomik dengeleri gözetmek koşuluyla yüksek büyüme hedefinden taviz vermemesi gerekmektedir. Dünya ekonomisinde yaşanan yavaşlama veya kriz dönemlerinin bizi uzun dönemli hedeflerimizin oldukça gerisinde bıraktığını hatırlayalım. Bu nedenle Türkiye potansiyel büyüme hızını yükseltecek politikaları askıya alamaz. Uzun dönemde vatandaşlarını AB ekonomilerindeki ortalama kişi başı gelir düzeyine yaklaştırma politikalarını güçlendirmek zorunda.''
 
-MÜSİAD Başkanı Vardan: “Petrokimya sektörünün de belgeye dahil edilmesini isterdik”
 
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, rekabet gücü analizleri yapılan 7 seçilmiş sektörün arasında, Türkiye'nin sahip olduğu coğrafi, lojistik ve altyapısal avantajlar nedeniyle petrokimya sektörünün de  Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi'ne dahil edilmesini istediklerini belirtti.
 
Vardan, Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi'nin açıklandığı toplantıdaki konuşmasında, bugün açıklanan belgeyi ''aslında Türkiye için çok önemli ama geç kalmış bir çalışma'' olarak tanımlayarak, ''Sanayi devrimini sektiren bir ülkenin evlatları olarak, değişen dünya düzeninde var olabilmek, 2009 küresel krizinin ardından oluşan fırsatları değerlendirmek ve 2023 hedeflerine ulaşabilmek için sanayi bağlamında neler yapılması gerektiğini irdeleyen ve insanımıza yön vereceğini ümit ettiğimiz bu çalışmanın oldukça değerli olduğuna inanıyoruz'' dedi.
 
Türkiye'nin bundan 40 yıl kadar önce Güney Kore'den daha iyi bir ekonomiye sahip iken, bugün birçok makroekonomik gösterge açısından Güney Kore'nin gerisinde kaldığına değinen Vardan, Güney Kore'nin 1960'ların sonundan itibaren benimsediği ve özenle planladığı, üretim ve verimlilik artışını hedefleyen, bilim-teknoloji-sanayi politikaları ve stratejileri sayesinde, 2000'li yılların başında sermaye ve teknoloji yoğun sanayilerde başarılı bir şekilde dünyayla rekabet eder hale geldiğini, birçok marka oluşturduğunu anlattı.
 
Vardan, ''Türkiye ise bu konulardaki plansızlığı nedeniyle, belki de iç çatışmaları nedeniyle, birçok sektörde önde olduğu bu ülkeden, bugün, hemen her sektörde geride kaldı. Sadece yakın tarihe bakarak gözlemlediğimiz bu durum, sanayileşmenin kalkınma üzerindeki önemine verilebilecek anlamlı bir örnektir'' diye konuştu.
 
Belgede de ana hedeflerden biri olan sürdürülebilir ihracat artışı için, Ar-Ge ve inovasyona bağlı, katma değeri yüksek, marka değeri yüksek ürün ve hizmetlerin üretimi ve pazarlanmasının en kritik politikaların başında geldiğine dikkati çeken Vardan, özellikle dış ticaret açığı verilen sektörlerde ithalatı kısacak, yerli üretimi teşvik edecek ve kolaylaştıracak sistemlerin geliştirilmesinin oldukça önem arz ettiğini vurguladı.
 
-TUSKON Başkanı Meral: “Hedefli, stratejili bir çalışma yöntimi önemli”
 
Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral de, ''rotası belli olmayan gemiye rüzgar nereden eserse essin fayda etmez'' diyerek, Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi'nin içeriğinin yanı sıra Türkiye'nin hedefli, stratejili, eylem planlı bir çalışma yöntemine ulaşmış olmasının önemine işaret etti.
 
Bu belgenin güzel söylemlerden sonra rafa kaldırılan bir belge değil, gerektiğinde revize edilip güncelleştirilen, yaşayan canlı bir çalışma olması gerektiğini vurgulayan Meral, ''Uzun süreli kapsamlı çalışmaların ardından hazırlandığı aşikar bu belge küreselleşme sürecinde Türkiye sanayisinin dünya nezdinde konumunu açıkça ortaya koyarken, önümüzdeki fırsatları da bize göstermektedir'' diye konuştu.
 
- Büyükekşi: “Yakaladığımız rüzgarı doğru kullanalım”
 
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi de Türkiye'nin, bölgesinin en büyük sanayi üretim merkezi olarak yükseldiğini, yüksek büyüme gerçekleştirdiğini, üretimini ve istihdamını artırdığını, ihracatında rekorlar kırdığını belirterek, ''Geldiğimiz noktada, yakaladığımız bu rüzgarı doğru kullanarak bir sonraki aşamaya geçmek istiyoruz'' dedi.
 
Başarının sürdürülebilir olması için stratejik düzeyde bir yaklaşımın ortaya konması, uyumlandırılması ve koordine edilmesi gerektiğini ifade eden Büyükekşi, Türkiye'nin mevcut sektörlerinde büyük bir transformasyon ihtiyacının da ortada olduğunu söyledi.
Büyükekşi, ''İşte tam da bu yüzden, AB müzakere sürecinde hazırlanan Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi'nin stratejik netleşmeyi, uyumlanmayı ve koordinasyonu sağlamasının bekliyoruz'' şeklinde konuştu.
 
-Strateji Belgesi’nin içeriği
 
Toplantıda açıklanan Strateji Belgesi, yatay sanayi politikası alanları, piyasaların etkin işleyişini sağlamaya, yatırım ve iş yapma ortamını firmalar için geliştirmeye ve cazip hale getirmeye yönelik çerçeve unsurları içeriyor. Bu kapsamda tüm firmaların rekabet gücünü etkileyen ve farklı kurumlar arasında koordinasyon gereğini ön plana çıkartan, işgücünün niteliğini yükseltecek, finansmana erişimi kolaylaştıracak, yenilikçilik kapasitesini geliştirecek, girdi maliyetlerini düşürecek, çevreye duyarlılığı artıracak yatay politikalar uygulanacak.
Sektörel politikalar kapsamında ''bilgi ve teknoloji'', ''rekabet'', ''yasal düzenlemeler'', ''çevre ve enerji'', ''dış rekabet edebilirlik ve ticaret'' ile ''istihdam ve coğrafi boyut'' alanlarında iyileştirmeler yapılarak sektörlerin rekabet gücünün artırılması hedefleniyor.
Sanayi stratejisi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda, kamu ve özel sektör işbirliğiyle uygulanacak, izlenecek ve değerlendirilecek.
Belge temel olarak 7 ana bölümden oluşuyor. Türkiye ekonomisinin mevcut durumu, dış konjonktür de dikkate alınarak değerlendirilen belgede, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın öncülüğünde gerçekleştirilen ve ilgili tüm paydaşların katılımıyla belirlenen Türkiye'nin sanayi vizyonu anlatılıyor.
Stratejinin temel bileşenlerine yer verilen belgede, temel ve yatay sanayi politikası alanları ele alınıyor. Sektörel sanayi politikası alanlarının irdelendiği belgede, uygulama, izleme ve koordinasyon mekanizmasına değiniliyor.

 





Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA