TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türk-Alman Enerji Forumu TOBB’da gerçekleştirildi


12.04.2013 / 



Türk-Alman Enerji Forumu TOBB İkiz Kululer’de gerçekleştirildi. TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faik Yavuz, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Almanya Federal Ekonomi ve Teknoloji Bakanı Dr. Philipp Rösler ile Türk ve Alman şirketlerinin temsilcilerinin katıldığı forumda işbirliği olanakları ele alındı.​ ​

 

TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faik Yavuz toplantıda yaptığı konuşmada Türkiye’nin enerji arz güvenliğini sağlaması için, yerli yatırımcı kadar yabancı yatırımcıya da ihtiyaç bulunduğuna işaret ederek, “İşte bu noktada Almanya ile büyük fırsatlar paylaşıyoruz. Bu iki taraf için de bir kazan-kazan durumudur. Yeni hayata geçirilen yatırım teşvik sistemimiz, özellikle enerjiyle ilgili yatırımlar için, ülkemizin her bölgesinde çok cazip fırsatlar sunuyor” diye konuştu.

Yavuz şunları söyledi:

“Türkiye olarak çok şanslı olduğumuz söylemek istiyorum. Sayın Bakanımız, Türkiye’yi yenilenebilir enerjiye yönlendiren önemli atılımlarda bulundu. Biz de, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitemizde, bu vizyonla, ülkemizin yenilenebilir enerji potansiyelini ortaya çıkaran bir merkez kurduk.
TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi bünyesinde kurduğumuz Dünyanın En Büyük Su Tribünü Tasarım ve Test Merkezi’nin temel atma törenini 2012 yılının Temmuz ayında Sayın Bakanımızla yaptık. Bu merkezin açılışını ise önümüzdeki günlerde yapacağız.

Ayrıca 2010 yılı Mart ayında faaliyete geçen TOBB ETÜ Enerji Araştırmaları Laboratuvarı, yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili Ar-Ge çalışmaları yürütülen bir merkez olmasının yanı sıra; micro ve nano teknoloji ile yakıt pili ve güneş pili üretimi çalışmaları kapsamında da kullanılan bir merkez haline gelmiştir. Aslında bu iki örnekle enerji çalışmalarımızı eğitimle bütünleştirdik. Sayın Bakanımıza bizlere verdiği destek için huzurlarınızda tekrar teşekkür ediyorum.”

-Tamamlayıcı unsurları somut projelere dönüştürmek gerek

Türk Alman Enerji Forumunun ilk aşamasında, enerji sektöründe ülkenin yatırım ihtiyacını karşılamak amacıyla, Türk ve Alman Enerji Sektörünün tamamlayıcı unsurlarını nasıl somut projelere dönüştürebileceklerini görüştüklerinden söz eden Yavuz, “Dün öğleden sonra, “Yenilenebilir Enerji”, “Enerji Verimliliği” ve “Konvensiyonel Elektrik Santralleri, Elektrik Santrallerinin Modernizasyonu ve Linyit Üretimi” konularında üç çalışma gurubunda, Türk ve Alman Bakanlıkları ve Özel Sektör temsilcileri biraraya gelip, işbirliği imkanlarını değerlendirdiler. Bu çalışmaların, Türkiye ve Almaya arasındaki çok boyutlu işbirliğine, derinlik ve çeşitlilik kazandıracağına inanıyoruz” ifadesini kullandı.
 
Türkiye – Almanya çok boyutlu ilişkileri içinde üç ana eksenin ön plana çıktığını bildiren Faik Yavuz şunları söyledi: “Birincisi iki ülke arasındaki siyasi, sosyal ve özellikle de ekonomik ikili ilişkilerdir. İkincisi Türkiye-AB ilişkilerinde Almanya’nın rolü, üçüncüsü ise artık ilk iki ekseni de çok büyük ölçüde etkileyen Almanya’da yaşayan “göçmen” Türklerin varlığıdır. 2002'de 12 milyar dolar olan Türkiye-Almanya arasındaki toplam ticaret hacmi, 10 yıl sonra 2012'de, 35 milyar dolara ulaşmıştır.

Bu durum, Türkiye-Almanya arasındaki ekonomik bağların gücünü ifade etmesi bakımından başlı başına önemli bir göstergedir. Almanya, Türkiye'nin dünyada en çok ticaret yaptığı ülkeler arasında birinci sıradadır. Daha da önemlisi, Türkiye'nin AB ile olan ilişkileri, birçok konuda Türk-Alman ilişkilerinden açık şekilde etkileniyor. Hatta bazı noktalarda doğrudan şekilleniyor. Bu da ilişkilerdeki ikinci eksenin hayati yönünü daha da çok gösteriyor.

Almanya’da 3 milyonluk Türk nüfusu bugün artık kendi girişimci sınıfını oluşturdu ve Almanya ekonomisine katkı verir hale geldi. Almanya’daki 70 bin Türk girişimci 35 milyar Euro tutarında ciro üretmekte ve yaklaşık 350 bin kişiye istihdam sağlamaktadır. Dünyadaki krize rağmen Türkiye ve Almanya arasındaki ithalat ve ihracat rakamları düzenli bir şekilde artıyor. Bu da gösteriyor ki ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin temeli sağlamdır. Türkiye, Avrupa’nın en hızlı büyüyen ülkelerinden birisidir. Hızlı iktisadi büyüme, yatırımcılar için fırsatları da beraberinde getiriyor.”

-Türkiye’nin ihtiyacı Avrupalı şirketleri de cezbediyor

Türkiye’de devamlı artan enerji ve elektrik ihtiyacının, Avrupalı enerji şirketlerini de cezbettiğini vurgulayan Faik Yavuz, Türkiye’nin, Hazar havzasına ve İran’a stratejik yakınlığı ile Avrupa pazarlarına alternatif enerji yolları sunduğunu anlattı. Yavuz, bugün Türkiye’nin, doğu ile batı arasında bir enerji merkezi olma yolunda hızla ilerlediğine işaret etti.

Türkiye Batıda ekonomik krizlerin, Güney’de ve Doğu’da siyasi çalkantıların yaşandığı bir coğrafyanın tam ortasında; istikrarlı, güçlü ve dengeleyici bir ülke konumuna geldiğine vurgu yapan TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faik Yavuz, “Türkiye sahip olduğu ekonomik gücü ve müteşebbis kapasitesiyle bu geniş coğrafyada cazibe merkezi  olmuştur” diye konuştu.


Türkiye’nin, tamamına yakını sanayi ürününden oluşan 152 milyar dolarlık ihracatı ile bu coğrafyanın en büyük sanayi malı tedarikçisi olduğunu söyleyen Yavuz Türkiye’nin ekonomik ve üretim gücü hakkında şu bilgileri verdi: “200’den fazla ülkeye 20 bin çeşit mal satıyoruz. Avrupa’da satılan her dört beyaz eşyadan ve TV’den biri Türkiye’de üretilip Avrupa’ya gitmektedir. ABD’den sonra 13 farklı otomotiv markasının üretimini yapan ikinci ülkeyiz. Lojistik alanında ABD’den sonra dünyanın en büyük karayolu taşıma filosuna sahibiz. Bölgenin yükünü taşıyoruz.

Çin’den sonra dünyanın en büyük müteahhitlik gücüyüz. Müteahhitlerimiz 100 ülkede 243 milyar dolarlık projeyi üstlenmiştir. Dünyanın en fazla tercih edilen 6. turizm destinasyonuyuz. Yılda 32 milyon dünya vatandaşını ülkemizde ağırlıyoruz. Her türlü tarım ürününü üretebilen bir iklimde, tüm tarımsal ürünleri üretebiliyoruz.

Atlantik ile Pasifik arasında en büyük ekilebilir araziye sahip 5. ülkeyiz. En fazla tarım hasılası üreten dünyada 7., Avrupa’da ise 1. ülkeyiz. Özetle, Türkiye hemen her sektörde, Avrupa’nın ve dünyanın en önemli ekonomileri arasına girmiştir ve yoluna hızla devam etmektedir.

2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefliyoruz. Bu nedenle, Türkiye’nin 2023 yılı hedefleri arasında, her sektörde olduğu gibi, enerji alanında da önemli hamlelerde bulunmalıyız. Hedeflerimize ulaşmak için, ülkemizin konut ve sanayi sektörlerinde artan ihtiyacına cevap verebilecek bir enerji sektörüne ihtiyacımız var.  Yani enerji arzımızın ihtiyacı karşılaması lazım. Dünyada Çin’den sonra enerji talebi en hızlı artan ikinci ülke konumundayız. Büyümeye devam eden ekonomimiz, artan milli gelir ve nüfusa paralel olarak enerji ihtiyacımız devamlı büyüyor. Türkiye’nin elektrik enerjisi kurulu gücü ve tüketimi son 10 yılda, iki katına çıktı. Geçtiğimiz on yılda özel sektör, üretime yönelik 50 milyar dolar civarında yatırım gerçekleştirdi. Bu çok büyük başarıdır. Yıllardır süren ‘Türkiye bir gün elektriksiz kalacak’ söylemleri bu yatırımlar sayesinde boşa çıkmıştır.”

-Enerji üretme kapasitesi artmalı


Türkiye’nin 2023 hedeflerimize bakıldığında halen 150 milyar dolar ihracatı ve 800 milyar dolarlık milli geliri 3 katına çıkartmanın öngörüldüğünü hatırlatan Yavuz, “Demek ki, 2023’de enerji üretme kapasitemizin de bugünkünün üç katı olması gerekir. Bu gücün büyük kısmını, hidroelektrik, rüzgar ve nükleer enerjiden karşılamamız gerekiyor” dedi.

Enerji sektöründe faaliyet gösteren firmalara daha kapsamlı hizmet sunulması amacıyla, Birlik bünyesinde kurulan Enerji Sektör Meclisi ile ülkenin enerji sektöründe önde gelen firmalarımızı bir platformda topladıklarını açıklayan Faik Yavuz, “Bugünün sorunlarına çözüm üreten ve yarının ihtiyaçlarını planlayan bir mekanizma olarak, Enerji Sektör Meclisimizden beklentilerimiz de büyük” dedi.

-Hitachi - Anadolu  Grup  Anlaşması

Öte yandan Enerji Forumu öncesinde Hitachi ve Anadolu Grup arasında bir işbirliği anlaşması imzalandı. Anlaşma Enerji Bakanı Taner Yıldız ve Almanya Federal Ekonomi ve Teknoloji Bakanı Dr. Philipp Rösler’in şahitliğinde gerçekleştirildi.


-Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da konuşmasında, Türkiye'de yenilenebilir enerji kaynaklarının oranının, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin ortalamalarının iki katı olduğunu belirterek, "Yüzde 25-26 civarında. Bunu 2023 yılına kadar en az yüzde 30'lara çıkartmayı, her ürettiğimiz enerjinin üçte birinde yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanmayı düşünüyoruz" dedi.

Bakan Yıldız, Almanya'nın "taşları yerine oturmuş bir ülke" olduğunu, alt yapı çalışmalarını yıllar önce bitirdiğini, sadece Avrupa'da değil dünyada da çok önemli bir noktaya geldiğini söyledi.

Türkiye'nin son yıllarda büyüdüğünü, enerji sektöründeki yatırımların iki katına çıktığını, kamunun yatırımlarının da özel sektörle paylaşıldığını anlatan Yıldız, hükümetin son 10 yıldaki çalışmalarıyla ülkenin büyürken şekil değiştirebildiğine işaret etti. Enerji politikalarının hükümetlere göre değişmediğini, devlet politikası haline geldiğini kaydeden Yıldız, Türkiye'de enerji arzı güvenliğiyle ilgili bir problem kalmadığını belirtti.

Yıldız, Türkiye'nin 2023 yılına kadar tükettiği enerjinin yüzde 20'sini tasarruf edebileceğini belirterek, şöyle konuştu:

"Türkiye'de yenilenebilir enerji kaynaklarının oranı, iftihar ederek söylüyorum ki Avrupa Birliği üyesi ülkelerin ortalamalarının iki katıdır. Yani yüzde 25-26 civarında. Şu anda her ürettiğimiz enerjinin dörtte biri yenilenebilir enerji kaynaklarından kaynaklanmaktadır. Bunu 2023 yılına kadar en az yüzde 30'lara çıkartmayı, her ürettiğimiz enerjinin üçte birinde yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanmayı düşünüyoruz. Bu da doğru bir strateji, doğru bir politika."

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, Türkiye'nin coğrafi konumuna da vurgu yaparak, bu bağlamda önemli işbirliklerine imza atabileceklerini, ülkede siyasi istikrarın yakalandığını ve sürdürülebilir hale getirildiğini söyledi.

-Almanya Başbakan Yardımcısı Rösler

Almanya Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Teknoloji Bakanı Philipp Rösler ise, yenilenebilir enerjide koşulların Türkiye'de mükemmel olduğunu ve Türkiye'ye katkıda bulunmak istediklerini belirterek, "Tabii bunun için yasal düzenlemelerin hazırlanması gerekiyor" dedi.

Türkiye'ye 50'den fazla Alman şirketinin temsilcisi ile geldiğini söyleyen Rösler, heyetinin daha geniş olabileceğini ancak yer olmadığı için katılımın sınırlı kaldığını dile getirdi. Rösler, ilk kez bu kadar kalabalık bir heyetle seyahat ettiğini belirterek, "Bu, Türk ekonomisine ne kadar değer verdiğimizin bir göstergesi" diye konuştu.

Türk ekonomisinin son 10 yılda büyük başarılara imza attığını ve bunun tesadüf olmadığını kaydeden konuk Bakan, Türkiye ile Almanya arasında uzun vadeli ilişki istediklerini, bu çerçevede birçok alanda işbirliği yapılabileceğini söyledi.

Rösler, Türkiye'de enerji santral parklarının nasıl modernize edileceği konusunu görüştüklerini, enerji verimliliğini ele aldıklarını ve yenilenebilir enerji üzerinde görüşmeler yaptıklarını belirtti.
"Yenilenebilir enerji alanında Türk ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunmak istiyoruz" diyen Rösler, şöyle devam etti:

"Türk hükümetinin enerji konusunda bağımlılıktan kurtulmak istediğini biliyoruz. Bu cari açığına çare için de katkı yapacaktır. Yenilenebilir enerji konusunda çok büyük deneyimimiz var. Bu tür enerji için Türkiye'deki koşullar mükemmel. Rüzgar ve güneş kullanımıyla verimliliği artırmak mümkün. Biz de bu konuda yardımcı olmaya hazırız."


-"Birincil enerjide dışa bağımlılık yüzde 70'i aştı"-

Dünya Enerji Konseyi Türkiye Milli Komitesi Başkanı, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Enerji İş Konseyi Başkanı Süreyya Yücel Özden, enerji alanında giderek serbest piyasanın hakim rol üstlendiğini ifade etti.
Türkiye enerji sektörünün birincil ve ikincil enerji kaynakları açısından kritik bir durumda olduğunu belirten Özden, şöyle konuştu:

"Birinci enerji kaynakları açısından ülkemiz yılda yüzde 4-5 arasında talep artışına sahip. İkincil enerji kaynaklarına baktığımızda, özellikle elektrik enerjisini referans olarak verirsek, değişik düşük veya yüksek enerji taleplerine göre, yılda yüzde 6,5-7,5 arasında değişen bir talep artış oranına sahiptir. Bunun temel nedeni ülkemizdeki sosyal ve ekonomik faaliyetlerin giderek artması, bu faaliyetlerin aksaksız şekilde devam ettirilmesi için de gerekli enerji girdilerinin sağlanması zorunluluğudur."

Türkiye enerji sektörünün başka bir özelliğinin "dışa bağımlılık" olduğunu vurgulayan Özden, ülkedeki dışa bağımlılık oranının birincil enerji kaynakları açısından yüzde 70'i aştığını kaydetti.





Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA