TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

İKV 54. Olağan Genel Kurulu İstanbul’da yapıldı


26.07.2016 / İstanbul



Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, "Türkiye’deki gelişmeler konusunda yurt dışındaki muhataplarımıza objektif ve güncel bilgiler veriyoruz. Türkiye’de yaşananları anlatıyoruz. Türkiye'nin bu ortamdan süratle çıkacağını, olağan koşulların ülkeye hakim olacağını belirtiyoruz" dedi.​

Mete, İktisadi Kalkınma Vakfının (İKV) 54. Olağan Genel Kurulu açılışında yaptığı konuşmada, 15 Temmuz gecesi Türkiye'ye dönük kanlı, alçak ve hain saldırıyı lanetle kınayarak, demokrasiye, demokratik kurumlara, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Meclise dönük saldırılara karşı koyarken şehit olanlara Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı ve sabır, yaralanan vatandaşlara da şifa diledi.

 

TOBB'un, darbe girişimi kamuoyuna yansıdığı anda, süratle demokrasinin, seçilmiş meşru yönetimin yanında yer aldığını, darbe girişimini tanımayacağını tüm dünyaya ilan ettiğini anımsatan Mete, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"İlk andan itibaren, yurt dışında birlikte çalıştığımız iş dünyası kurumlarından destek mesajları alıyoruz. Biz de Türkiye’deki gelişmeler konusunda yurt dışındaki muhataplarımıza objektif ve güncel bilgiler veriyoruz. Türkiye’de yaşananları anlatıyoruz. Türkiye'nin bu ortamdan süratle çıkacağını, olağan koşulların ülkeye hakim olacağını belirtiyoruz. Zira görüyoruz ki ülke dışında ciddi bir bilgi kirliliği var. Bu bilgi kirliliğinin süratle giderilmesi gerekiyor. Bilgi kirliliği veya yanlış ve maksatlı bilgi akışının ülkemize zarar vermesinin önüne geçmeliyiz. Bu vesileyle iş dünyasından gördüğümüz destek ve dayanışma mesajlarının yurt dışındaki siyasilerden, ülke liderlerinden gelmemesi bizi üzüyor. Burada da varsa yanlış anlaşılmaları, bilgi eksikliğini süratle gidermeliyiz. Bu darbe girişiminin ülkemiz demokrasisine, iş yapma ortamına, ekonomisine daha fazla zarar vermesinin önüne geçmeliyiz. Olağanüstü Hal (OHAL) döneminin çok iyi değerlendirilerek, ülkemiz demokrasinin ve kurumsal altyapısının güçlendirilmesi yönünde ciddi adımların atılması gerekir. Bu açıdan, Avrupa birliği (AB) ile ilişkilerimizin sürdürülmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum."

 

Mete, yaşı dolayısıyla 1960 ve 1980'i gördüğünü, 1960'ta bir tek silah atılmadığını, kimsenin ölmediğini, 1980'de de kimsenin yaşamını yitirmediğini ama bu olayın farklı olduğunu belirtti.

 

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminde ise halka ait silahların, uçakların kullanıldığını, Meclisin hem üstten hem de yandan tarandığını anlatan Mete, "Milletvekilleri oradaydı. Başbakan'ımız sesini duyduk, 'Çok şükür sağ' dedik, peşinden 1. Ordu Komutanı'mızı duyduk sevindik. TRT karardı, bir hanımefendi çıktı, 'Şunun suratına bak, ne kadar soğukkanlı, bu da onlardan dedik' hâlbuki kadıncağızı konuşturuyorlardı. Birisini bekliyorduk, birisi nerede, kim o birisi. İşte o birisi telefonun görüntüsünde Hande Fırat'ın elinde göründü. İşte o liderdi, 'Çıkın' dedi. 8 dakika geçmedi, herkes sokaktaydı. Lider o idi, halk da bu idi." diye konuştu.

 

Mete, bu kapsamda İKV’nin gelecek dönem faaliyet planını revize etmesinin büyük önem taşıdığını dile getirerek, "Tabii ki bir yandan son dönemdeki gelişmelere yönelik bu çalışmalarımızı sürdürürken diğer taraftan da orta vadeli gündemimize devam edeceğiz. Bu da AB üyelik sürecidir. Bu süreç kapsamlı reformlar gerektiriyor" dedi.

 

Atılması gereken daha fazla adım, yapılması gereken daha çok reformun olduğuna dikkati çeken Mete, "Türkiye'nin bu reformları gerçekleştirme kararlılığında olduğunu da biliyoruz. Vize serbestisi diyaloğunu bir an önce tamamlamalıyız. Gümrük Birliği’nin modernizasyonu gündemimizde. Bu konudaki beklentimiz, atılacak adımların toplumun tüm kesimleriyle kurulacak yakın istişare ve diyalog sonrasında ortak akılla belirlenmesidir. Öte yandan AB ile ABD arasında yürütülen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Müzakereleri'nin dışında kalmamalıyız" görüşünü de paylaştı.

 

-İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu

 

İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu da 15 Temmuz akşamı devlet ve hükümete yönelik hain darbe girişiminin, Türk milletinin her kesimi tarafından demokrasiyi korumak adına gösterilen mücadele sayesinde önlendiğini söyledi.

 

Zeytinoğlu, bundan sonra da bu tür girişimlerin gerçekleşmemesi ve devlet içine yerleşmiş ihanet şebekelerinin kökünün kazınması için gerekli adımların atılacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:

 

"İKV olarak bu çabalarında devlet ve hükümetimizin yanında olduğumuzu belirtmek isterim.

Bu doğrultuda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) koordinasyonunda düzenlenen, 538 sendika, konfederasyon, meslek örgütü ve STK’nın TBMM'de darbeye karşı açıkladığı ortak bildiriye katıldık. İş dünyası olarak demokrasiye yapılan her türlü müdahaleye karşıyız. Her zaman demokrasiye sahip çıkacağız. Bu en önemli vatandaşlık görevimizdir. Beklentimiz, bu olağan dışı dönemi bir an önce atlatarak, demokratik sistemi tüm kurumları ve prensipleri ile rayına oturtmak ve Avrupa Birliği (AB) bütünleşme sürecine kaldığımız yerden devam etmektir. AB ile mülteci anlaşması ve vize serbestliği süreciyle yeniden canlanan ilişkilerimizi geliştirmeyi ve ekim ayında gerçekleşmesini umduğumuz vize serbestliği takvimine yeniden işlerlik kazandırmayı umuyoruz."

 

Zeytinoğlu, İKV olarak AB hakkındaki bilgi açığını gidermeyi, kamuoyu ve iş dünyasını son gelişmeler hakkında bilgilendirmeyi ve Türkiye'nin AB ile ilişkilerine ve bütünleşme sürecine katkı sağlamayı hedeflediklerini anlattı.

 

Türkiye-AB ilişkilerindeki gelişmelere ilişkin de bilgi veren Zeytinoğlu, şu görüşleri paylaştı: "Gerek mülteci krizinin iki taraf için de bir kazan-kazan durumuna yol açacak şekilde çözümlenmesi gerekse vize serbestliğinin sağlanmasının, Türkiye-AB ilişkileri üzerinde yapacağı olumlu etki İKV olarak sıklıkla vurguladığımız konular arasında yer aldı. Yaşanan son olaylar, AB ile ilişkilerin arka plana düşmesine yol açsa da darbe girişiminin soruşturulması ve suçluların yargıya teslim edilmesi sonrasında, demokratik sistemin olağan akışına geri dönmesi sonrasında AB ile ilişkilerin Gümrük Birliği'nin revizyonu, vize serbestliği ve müzakere süreci çerçevesinde yeniden hızlanmasını bekliyoruz. Gümrük Birliği'nin modernizasyonu çerçevesinde de müzakerelere ön hazırlık olarak çalışmalar devam etti. AB ve Türkiye tarafı etki analizi çalışmalarını gerçekleştirdi. İKV olarak Gümrük Birliği'nin güncellenmesi sürecinin ilgili sektörler üzerindeki olası etkilerini ortaya koymak için etki analizi projeleri yürütmekteyiz."

 

Zeytinoğlu, Britanya'nın AB üyesi olarak kalıp kalmayacağının oylandığı referanduma da değinerek, yeni Başbakan Theresa May önderliğinde ülkenin AB'den ayrılmasına ilişkin bir müzakere sürecinin başlamasına yönelik beklentisini dile getirdi.

 

Bu olayın, diğer bazı AB ülkelerinde de AB karşıtı akımların güçlenmesine ve cesaretlenmesine yol açtığını hatırlatan Zeytinoğlu, "AB’nin bütünlüğü ve geleceği açısından gerçek bir sınama olan bu gelişmenin, Türkiye gibi aday ülkelerin AB üyelik hedefleri açısından da önemli sonuçları olacak. Britanya'nın üyelikten ayrılmak için AB ile müzakere edeceği yeni anlaşma, AB ile ilişkiler için yeni bir model ortaya çıkarabilir. Türkiye gibi aday ülkeler için de tam üyelik hedefi saklı kalmak şartıyla bu model ilişkilerin geliştirilmesi için bir yol haritası oluşturabilir" diye konuştu.

 

Zeytinoğlu, AB desteğini ölçen kamuoyu araştırmasının ikincisini bu sene gerçekleştirdiklerini, 23-24 Nisan tarihlerinde, 18 şehirde bin 254 kişi ile yüz yüze yapılan anket sonuçlarının oldukça ilginç bulgular ortaya koyduğunu aktardı.

 

Kamuoyunda AB üyeliğine desteğin geçen seneye göre 13 puan artarak yüzde 75,5 düzeyine çıktığını anlatan Zeytinoğlu, "Bu yüksek oran, AB sürecine ve yapılacak reformlara da kamuoyunun büyük ölçüde destek verdiğini ortaya koyuyor. AB üyeliğinin yakın süreçte gerçekleşeceğine yönelik beklenti ve inancın ise düşük olduğunu gördük. Katılımcıların sadece yüzde 35,6'sı bu yönde olumlu bir beklentiye sahip. Buradan da AB üyeliğinin gerçekleşeceğine dair inancın yeniden güçlenmesi için hem Türkiye olarak bizim hem de özellikle AB'nin atması gereken önemli adımlar olduğunu görmüş olduk" değerlendirmesinde de bulundu.

 

-"Milletin mücadelesi dünyanın örnek alması gereken bir ders niteliğinde"

 

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye'nin olağanüstü gündemi nedeniyle her zamankinden farklı duygular içinde bir Genel Kurul yapıldığını belirterek, "15 Temmuz gecesi, milletimizin birlik ve beraberliğine, demokrasimize, huzur ve güvenimize karşı alçakça bir darbe girişimi gerçekleştirildi. Paralel yapı olarak adlandırılan FETÖ terör örgütü tarafından gerçekleştirilen bu teşebbüs, milletimizin tek yürek olarak milli irademize sahip çıkması karşısında, ne mutlu bizlere ki hezimete uğratıldı" değerlendirmesinde bulundu.

 

Bahçıvan, ekonomiye onlarca yıl kaybettirecek, yıllarca alın teriyle elde edilen kazanımları yitirmeye neden olacak, toplumun refahını ve mutluluğunu zedeleyecek bu kanlı maceraya girişenleri nefretle ve şiddetle kınadığını söyledi.

 

Öncelikle cesur ve dik duruşundan dolayı başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Başbakan Binali Yıldırım’a, Parlamentoya ve hükümete şükranlarını ileten Bahçıvan, sözlerine şöyle devam etti:"Milli iradeyi savunmak için bedenlerini kahramanca siper eden demokrasi şehitlerimize Allah’tan rahmet, başta acılı aileleri olmak üzere tüm milletimize baş sağlığı, yaralanan demokrasi gazilerimize de acil şifalar diliyorum. 15 Temmuz gecesinde ve sonrasında demokratik sistemi işler halde tutmak için milletimizin sergilediği fedakârca mücadele, bütün dünyanın örnek alması gereken bir ders niteliğindedir. Eğer bu olayı dünyaya doğru anlatabilirsek ekonomimiz ve ülke imajımız açısından çok iyi kullanabileceğimiz bir imkân olarak değerlendirebileceğiz. Şükürler olsun, darbe girişimini milletçe el ele verip güçlenerek durdurduk. Bundan sonra normal hayata dönerek, ekonomimizin çarklarının aksamadan yoluna devam ettiğini bütün dünyaya göstermenin mücadelesini veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz."

 

Bahçıvan, içeride bu mücadele sergilenirken dış dünyanın da ihmal edilmemesi gerektiğini, geçirilen bu sancılı süreci ve ekonominin güçlü temellerini dış dünyaya en doğru şekilde anlatmak için İKV’nin önemli bir rolü olduğuna inandığını vurguladı.

 

Türkiye'nin çok sıkıntılı günlerden geçtiği bir dönemde dış dünyadaki dostlarının tavırlarının, sergiledikleri tutumun son derece önemli olduğuna dikkati çeken Bahçıvan, şunları kaydetti:"İyi günlerde herkes dost olabilir. Önemli olan bugünlerde dostluk göstermektir. Özetle, gerçek dostluklar zor zamanlarda belli olur. Yarım asrı aşkın süredir devam eden Türkiye-AB ilişkileri daha önce pek çok zorlu dönemden geçti. Bugün de bu zorlu dönemlerden birini yaşıyoruz. Avrupa Birliği kurumları tarafından 15 Temmuz öncesinde ülkemize yönelik eleştirileri bir şekilde anlayışla karşılayabilirdik. Ancak Avrupalı dostlarımızın 15 Temmuz’un ardından yaptıkları açıklamalarda daha dikkatli ve özenli olmalarını bekliyoruz.

Daha çok empati yaparak, bizi daha iyi anlamaya çalışmalılar. Avrupa Birliği, demokrasimize, huzur ve refahımıza yönelen tehdidin vahametini çok daha iyi anlamaya çalışmalıdır. AB kurumları ve AB üyesi ülkelerin hükümetleri Türkiye’de yaşananları, her yönüyle nasıl bir tehlike atlattığımızı çok daha iyi takip etmeliler. Zaman, samimi dostluğu ortaya koymanın zamanıdır. Bunu şimdi yapmayacaklar da ne zaman yapacaklar?"

 

Bahçıvan, bazı uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının, Türkiye'nin yanında olmaları gerekirken erken ve talihsiz açıklamalar yaptığını aktararak, "Objektif kriterlere dayanmayan, spekülasyona ve suiistimallere açık bu değerlendirmeler, bu kurumların ciddiyetini erozyona uğratıyor. Avrupa Birliği, bu kurumların gerçeği yansıtmayan değerlendirmelerine itibar etmemelidir. Ön yargılı peşin hükümlerle adım atmaktansa ülkemiz ekonomisi hakkında bilgi sahibi kurumlarımızla karşılıklı bir iş birliği yoluna gidilmelidir" ifadelerini kullandı.

 

Sanayiciler olarak Türkiye'nin geleceğine inandıklarını vurgulayan Bahçıvan, "Uzun vadeli bir perspektife sahip, kalıcı ve nitelikli yabancı yatırımların artarak devam edeceğinden hiç kuşku duymuyoruz." dedi.

 

-"Halk kendisine doğrultulan silahlara en güzel şekilde karşılık verdi"

 

İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz, Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiği günlerde İKV Genel Kurulu'nun çok önemli olduğunu, halkın kendisine doğrultulan silahlara en güzel şekilde karşılık verdiğini anlattı.

 

İKV'nin Türkiye'nin ekonomik ve sosyal kalkınmasına hizmet ettiğini dile getiren Kopuz, sözlerini şöyle tamamladı:"İKV, Türkiye'nin diğer ülkeler ve AB ile olan ilişkilerini geliştirmek ve yurt dışında tanıtımını yapmak için çalışıyor. Bu kurum iki darbe gördü, muhtıralar gördü, post modern darbeyi gördü ama hiçbiri 15 Temmuz gecesi yaşadığımız kadar haince bir darbe girişimi değildir. Birçoğumuz 1960 ve 1980 darbelerini, 12 Mart'ı, 28 Şubat'ı gördük. Hiçbirinde darbeciler bu kadar acımasız ve hain olmamıştı, vatandaşı tanklar, helikopterlerle vurmamıştı, Meclise saldırmamıştı. Bizi eleştiren Fransa, kendi ülkesindeki OHAL'i uzatıyor, Almanya küçük bir terör olayında OHAL ilan ediyor, bize gelince karşı çıkıyorlar. Bu tamamen samimiyetsizlik ve ikiyüzlülük. Onların hükümetleri anlamak istemese de biz onların halklarına, iş adamlarına, tüccarlarına bunu anlatmalıyız."

 

Konuşmaların ardından İKV'nin faaliyetleri ve mali raporu görüşmeleri basına kapalı gerçekleştirildi.

 





Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA