19.12.2016 / Ankara
İstanbul Tahkim Merkezi, ticari uyuşmazlıkların mahkeme yerine hakemlerce çözümlendiği bir merkez olarak devlet mahkemelerinde yıllar süren uzun dava maratonları karşısında, hızlı yargı alternatifi olarak ortaya çıktı. İstanbul Tahkim Merkezi’nin Ankara’da düzenlediği konferans ile bu kuruluşların yönetici ve hukukçularını tahkim yargısı konusunda bilgilendirmeyi, farkındalık yaratmak amaçlandı.
TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar toplantının açılışında yaptığı konuşmada, İstanbul Tahkim Merkezi’nin henüz 1 senelik çok genç bir kurum olduğuna işaret ederek, “Alanında en saygın isimlerden Ziya Akıncı hocamızın başkanlığında çok hızlı bir gelişim gösterdi. İş dünyamıza hem hızlı, hem de normal mahkeme masrafının ortalama yarısı, hatta dörtte biri maliyette, etkin ve güvenilir hizmet sunar hale geldi” diye konuştu.
-Yargı sisteminin yükü ağır
Yargıtay’a temyiz incelemesi için yılda 1 milyonu aşkın dava dosyası geldiğini hatırlatan Yorgancılar şunları söyledi: “1 milyon 400 bin civarında da dosya bulunuyor. İlk derece yargının üzerinde önemli bir iş yükü bulunuyor. Dolayısıyla bunun arkasında da istinaflara önemli iş yükü gelecek. Yargı mensuplarımız, özverili çalışmalarıyla, bu ağır yükün altından kalkmaya çalışıyor. Ama işin içinden çıkılmaz hale gelmemesi için şimdiden bazı tedbirler almamız gerekiyor. Bunun için alternatif çözüm yöntemleri süratle hayata geçirilmeli ve uygulanmaya başlanmalı. Yoksa hepimizin, bu sistemin altında kalma ihtimali var. Bizler, reel sektör olarak, sizlerle istişareye hep önem verdik. Çünkü hukuk sistemi, sadece devletin değil, ekonominin de temel direği. Hukuk güçlü olursa, insanların birbirine, kurumlara ve sisteme olan güveni artar. Güven artarsa, reel sektör önünü daha iyi görür. Daha kolay risk alıp yatırım yapar, üretim yapar, istihdam sağlar. Bugün özel sektörümüzde, işçisi ve işvereniyle 15 milyondan fazla insan çalışıyor. Aileleriyle birlikte 60 milyon kişi buradan evine ekmek götürüyor. Demek ki insanlarımız, çocuklarımız iş bulabilsin, daha iyi şartlarda yaşayabilsin istiyorsak, daha sağlıklı iş ve yatırım ortamı sunmamız lazım. İşte, adil ve etkin bir hukuk sistemi, bu noktada büyük önem taşıyor.”
-Kültürümüzde hukukun önemli bir yeri var
Türklerin kültüründe ve inancında hukukun çok önemli bir yeri olduğunu söyleyen Yorgancılar, mülkün temelinde adaletin bulunduğuna inandıklarına vurgu yaptı. Bireylerin haklarını savunan, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” ilkesinin bu topraklardan çıktığını belirten TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı Ender Yorgancılar, en büyük arzularının, adalet sisteminin en iyi şekilde işlemesi olduğundan bahsetti. Yorgancılar, bu çerçevede, Türk özel sektörü olarak, yargı sistemini güçlendirecek, fiziki kapasitesini iyileştirecek, yargı mensuplarının özlük haklarını artıracak, her düzenlemeyi desteklediklerini bildirdi.
Yargıdaki en önemli sorunlardan biri olan, iş yükünü dengelemek için, alternatif çözüm yollarına daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini ifade eden Ender Yorgancılar, “Mesela, belli bir tutarın altındaki ticari davalarda tahkimi ve bireysel davalarda arabuluculuk sistemini zorunlu hale getirmeliyiz. Bu çerçevede, Adalet Bakanlığımız, tahkim ve arabuluculuğun geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması konusunda önemli çalışmalar başlattı. Yine Başbakanımız, kamunun tüm ulusal ve uluslararası işlemlerinde, İstanbul Tahkim Merkezinin değerlendirilmesine ilişkin bir genelge yayınladı. Tüm bunları çok önemli buluyor ve destekliyoruz” dedi.
-Daha fazla kenetlenmeliyiz
Bugün dünyanın en karışık noktalarının hemen hemen tamamının Türkiye'nin etrafında olduğunu dile getiren Yorgancılar şunları söyledi:
“Çeşitli terör saldırıları ve bir de hain darbe girişimi yaşadık. Sadece son 10 gün içinde, İstanbul ve Kayseri’de, milletimizin huzurunu bozmak isteyenlerin çirkin yüzlerine bir kez daha şahit olduk. Tüm bunlar, birbirimize daha fazla kenetlenmemiz gerektiğini gösteriyor.
Daha fazla birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Zira bugün Türkiye olarak, bütün kurumlarımızla büyük bir imtihandayız.
Petrol veya doğalgaz gibi doğal kaynaklara sahip olmayan Türkiye'de gücümüzü birliğimizden almalıyız. Demokrasi ve hukukun üstünlüğüne sahip çıkmalıyız. Çünkü Hukuk kültürünün ve hukuki kurumların güçlü olduğu bir toplumda, böylesine FETÖ’ler de ortaya çıkmazdı.
Çok şükür ki, bu millet bu ülkeyi böldürmez. Bunu herkese gösterdik.
Bizde TOBB olarak, 15 Temmuz gecesi, sivil toplum ve meslek kuruluşları içerisinde ilk tepkiyi gösteren kurum olduk. Gece saat 00.22’de, TRT'de darbe bildirisi okunur okunmaz, ilk etapta sosyal medya üzerinden 140 bin kişiye ulaştık. Demokrasiden, halkın iradesinden ve hukukun üstünlüğünden yana olduğumuzu açıkça ifade ettik. Arkasından, 81 il ve 160 ilçedeki Odalarımız ve Borsalarımız kanalıyla tüm camiamızı darbe girişimine karşı harekete geçirdik.
Sonrasında şehirlerimizde gerçekleştirilen demokrasi nöbetlerine hem katıldık ve hem de gelenlere gıda ve benzeri destekler sağladık.
Darbe karşıtı milli direnişte şehit düşen vatan evlatları için Devletimizin başlattığı yardım kampanyasında da ilk sırada yer aldık. Ülke genelinde 54 milyon lira yardım topladık.
Bu miktar ülkede toplanan tüm yardımların neredeyse dörtte biri oldu. Bundan sonrada Türk iş dünyası olarak, teröre ve darbe heveslilerine boyun eğmeyeceğiz. Yatırama, üretime, ülkemizi büyütmeye devam edeceğiz. Birlikte çalışarak hukuk sistemimizi daha sağlıklı hale getirme konusunda ne kadar başarılı olursak, ülkemiz ve ekonomimiz de o kadar güçlenecek.
Öyle bir hukuk sistemimiz olmalı ki, herkes adaletinden emin olmalı.
Adaletin terazisinden şüpheye düşmemeli. Eğer adaletin terazisi doğru tartar, adalet zamanında tecelli eder ve adaletin kılıcı doğru keserse, insanların devlete ve sisteme inancı kuvvetlenmiş olur İşte o zaman, daha güçlü bir ülke, daha zengin bir millet olacağız.”
-Anayasa Mahkemesi Başkanı Arslan:
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan ise konuşmasında, bireysel başvuru sayısının 80 bin civarında olduğunu belirterek, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önündeki 47 ülkeden gelen başvuru sayısının 75 bin 200 olduğu düşünüldüğünde nasıl bir iş yüküyle karşı kaldığımız daha iyi anlaşılır. Başka bir ifadeyle Anayasa Mahkemesinin önündeki başvuru sayısı AİHM'in önündeki 47 ülkeden gelen başvuru sayısının üzerindedir. Bu başvuruların yaklaşık 60 bini, 15 Temmuz sonrasında yapılmıştır." diye konuştu.
Konferansın açılışında konuşan Başkan Arslan, İstanbul ve Kayseri'deki terör saldırılarında hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifa diledi.
"Gerçekten zor günlerden geçiyoruz, konuşmakta zorlandığımız, kelimelerin kifayetsiz kaldığı zor günler..." diyen Arslan, dünyada, terörün bu kadar çeşidiyle ve bu kadar yüksek bedeller ödeyerek mücadele etmek zorunda kalan bir başka ülke bulunmadığını söyledi.
Arslan, terörle mücadelenin, siyasi görüşlerin üzerinde, milli bir mesele olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Terör saldırılarının ve onların arkasındaki güçlerin, biri topluma diğeri devlete dönük, birbiriyle bağlantılı iki hedefinin olduğu açıktır. Topluma yönelik amaç, milletin birliğini ve dirliğini bozarak, huzur ortamını zehirleyip, kaotik bir durum hazırlamaktır. Devlete yönelik amaç ise demokratik hukuk devletini paralize ederek, işleyemez hale getirmektir. Bu nedenle toplum olarak, birliğimizi, dirliğimizi ve dayanışmamızı korumaya devam etmeliyiz. Devlet olarak da demokratik hukuk devleti kararlılığımızı sürdürmek durumundayız. Teröre ve terörizme verilecek en anlamlı cevap, inadına birlik ve beraberlik, inadına hukuk ve demokrasidir. Gerçekten de terör, başta yaşama hakkı olmak üzere temel hak ve hürriyetleri toplumsal huzuru ve demokratik hukuk devletini tehdit eden en büyük beladır. Bu nedenle bize düşen tam da terörün yok etmeye ve yıkmaya çalıştığı toplumsal ve siyasal değerleri korumaktır. Bu değerleri korumadaki azim ve kararlılık terörün ve destekçilerinin karabasanıdır."
- ISTAC Başkanı Akıncı
ISTAC Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ziya Akıncı da Kayseri'deki saldırıyı kınadığını belirterek, şehitlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
Akıncı, ISTAC'ın kuruluşundan bu yana kamu ve özel sektörden büyük ilgi gördüğünü dile getirerek, başta TOBB olmak üzere ülke ekonomisi açısından önemli birçok kurumun tahkim merkezinde temsil edildiğini söyledi.
Tahkim merkezinin henüz bir yıldır faaliyette olmasına karşın çok büyük bir ilerleme kaydettiğinin altını çizen Akıncı, "ISTAC, kamu ve özel sektör işbirliğinin ne kadar iyi sonuçlar verdiğini gösteren güzel bir örnektir. Başka bir deyişle, bizler birlik ve beraberlik içinde çalıştıkça projenin bereketi kendiliğinden gelmektedir." diye konuştu.