Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

"Suyun öte tarafından gelen bir ailenin üçüncü kuşağıyım. Faydalı olmakla yoğrulduğumuz için üretmek hep hayatımızda oldu. 20'li yaşlarda üniversiteden sonra, Okuma İstekü Çocukları Destekleme Derneği'ni kurarak çocuklarımıza destek oldum. Sivil toplumculuk öyle bir hayatımıza girdi ki, 20-25 yıldır bu işlerdeyim. Ziraat mühendisiyim. Mühendisliği analitik düşünme noktasında tercih ettim. 20 yıldır gıdada üretim, satış ve ihracat bölümlerindeyim. İki çocuk annesiyim. Çocuklarımdan biri diş hekimi, diğeri avukat. İlk iş hayatıma Vakko'nun kardeş mağazasını Denizli'ye açarak başladım. 27 yaşında 30 kişiyi istihdam ettim. O dönemki heyecanımla ödüller kazandım. 1990'h yıllarda girişimci olmak bu kadar dikkat çeken bir şey değildi. Tekstil sektörü de beni çok heyecanlandırıyordu. Ama şehir değişince gıda sektörüne geçtim. Bir şeylere başlamak büyütmek ve belli bir noktaya getirmek bana iyi geliyor. 4 ayrı sektörde iş kurdum ve geliştirdim. Son yaptığım iş olaraksa incirin üretim ve ihracatıyla ilgileniyorum."

-KADINLAR ÜRETMEK İSTİYOR

Türker, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu olarak projelerini de şöyle aktardı. Aydın'a geldiğim dönemde iş hayatında geldiğim noktanın dışında kadınlarla yaptığım işlerin de bana iyi geldiğini gördüm. 2014 yılı sonunda TOBB Kadın Girişimciler Kurulu'nda, Aydın ve Ege Bölge Başkam seçildim. Kadınlar çok üretmek istiyordu ama liderlikte sorun vardı. Aydın Kadın Girişimciler Derneği'yle çalıştık ve Atölye Arakne'yi kurduk. Hasır çanta, kumaş çanta ve şapkalar üretmeye başladık. Bu projede 68 kadın yer alıyor. Halen bu atölye faaliyette ve maske üretiyor. Çalışmalarımız sırasında gördük ki, asgari ücretli çalışan bir kadının iş hayatı evlendikten soma değil anne olduktan soma bitiyor.

-KREŞ AÇTIK

Bu nedenle, Çalışan Anneler ve Mutlu Çocuklar Projesi'ni oluşturduk. Aydın Sanayi Odası'yla birlikte çalıştık, kalkınma ajansı destek verdi. Organize Sanayi de arsa tahsis etti ve maliyeti 1.2 milyon lira olan bir anaokulu açtık. Organize Sanayi'de çalışan anneler servisle çocuklarım da götürüyor ve okula bırakıyor. Her yıl ilave olarak neler yapabileceğimize bakıyor ve yeni kararlarla birlikte okulumuzu geliştiriyoruz. 50 çocuğumuz bu okulda eğitim alıyor. Bir annenin en verimli olduğu zamanlarda, çocuğunu birilerine emanet etmesi gerekiyor. Bu nedenle okulu açtık. Bunun dışında irili ufaklı birçok proje de yer aldık. Kızkardeşim Projesi, Geleceği Yazan Kadınla Projesi. TOBB'un oluşturduğu her proje gündemimizde yer alıyor, iyi oda başkanlarıyla birlikte çalışıyorum. İnandığımız her projeye onlar da inanıyor.

-İNTERNET DÜNYASINA GEÇECEĞİZ

Yeni dönemde ise oluşturacağımız projeler internet bazlı ekonomi projeleri olacak. Para kazanmak için bir dükkana ihtiyaç olmadığım gördük. Sahaya tekrar indiğimizde buna yoğunlaşacağız. Bizim bölgemizde tarımsal tabanlı üretim daha etkin. Kadınların bu sektörlerde daha etkin olabilmesi için çalışıyoruz. Üniversiteyle özel sektör girişimcilik dersi veriyoruz, bu yıl 5. yılımız. Kurulan hayallere ulaşmak için verilen çabalara katkı sağlıyoruz. Finansçı ve insan kaynaklar uzmanı isimlerle çalışıyoruz.

-SEÇME VE SEÇİLME HAKKI İÇİN ÖZEL PROGRAM

Bu yıl kadının seçme ve seçilme hakkında Atatürk'e teşekkür için, Türkiye'de ilkleri yapan 22 kadım canlandırdık. Zamansız kadınlar projesiydi ismi. 1500 kişilik bir salonda bir araya geldik. İz bırakan kadınlarımıza yer verdik. O günün ruhunu yansıttık. Kurul üyeleri olarak rollerimize uzunca bir süre çalıştık, ben Latife Hanimi canlandırdım. Bize verilen bütün hediyelere teşekkür için bunu yapmak istedik. Bir ilde seçilmiş 15 kadının o ildeki dinamiklere etki edeceğine inanıyoruz. Bizim yapacağımız çalışmalar, diğer STK'lar da örnek olacaktır. Son söz olarak, TOBB Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu'na, harika ekibine, müdürümüz Batuhan Bey'e, Handan Hanım'a çok teşekkür ediyoruz. Keşke daha büyük işler yapabilsek."

-NASIL GİRİŞİMCİ OLDULAR?

Hibeti Zeytin: 2010 yılında Mimoza isimli işletmemizi açtım. Başladığımızda bir ortağım vardı, ancak 2 yıl sonra ortağım ayrıldı. Şu anda restoran ve beach club olarak faaliyet gösteriyoruz. Halkla ilişkiler okudum, ama hizmet sektöründeyim. Eşimin ayrı bir işi var. Restoranı ben işletiyorum, çocuklarım da arada destek oluyor.

Gamze Yolcu Metin: Diş hekimiyim. Mezun olduktan sonra bir süre özel bir tıp merkezinde çalıştıktan sonra eşimle birlikte kendi işimizi kurmaya karar verdik. 2010 yılında da merkezimizi açtık ve şirketleşme adımları attık. Şu anda limited şirket olarak faaliyete devam ediyoruz. 7 çalışanımız var. En çok gurur duyduğum şeylerden biri çalışanlarımız. Çalışanlarımızın hepsi de kadın.

Yasemin Ateş: Psikolojik danışmanım. Üniversite öğrenciliğinden itibaren kendi işimi yapmak istiyordum. Aydın Söke'de de böyle bir ihtiyaç olduğunu görünce kolları sıvadım. Psikolojik sağlık hizmetleri çok bilinen bir alan değil. Bu nedenle kurulduktan sonra ilk aşamada insanlarla ücretsiz görüşmeler yaptım, bu hizmetin kendi hayat kalitelerine yansımalarını görmelerini sağladım. 12 yıldır da devam ediyoruz. Sadece Aydın ve ilçeleri değil, İzmir ve Muğla gibi geniş bir bölgeye de hizmet veriyoruz. Meslekte de 22. yılımı doldurdum.

Semra Ağaçcı: Aslında ev kadınıyım. Mutfağı seven biri olarak incirden lezzetler yapmaya başladım. Eşimin de yönlendirmesiyle incir üzerine çalışmaya başladım. Nişanlarda, bayramlarda ikramlara başladım. Yaptığım incirli çikolataları, akaryakıt istasyonumuzda da sunmaya başladık. Uzun uğraşlar sonucunda başardım. "Yingari" isimli bir çikolata markam var. Aydın'da mağazamız var, İzmir'de de açtık. İnciri çok sevdiğim için işleri bu noktaya taşıyabildik.

Hezer Sermin Kırıcı: İşletme mezunuyum, 20 yıldır gıda sektöründeyim. 1975 yılında kurulmuş bir aile şirketinin başındayım, tatlı üretiyoruz, içecek tozu üretiyoruz. Ben geldikten sonra ihracat yapmaya başladık, sistemleştik, kurumsallaştık. Herkes daha disiplinli bir şekilde çalışmaya başladık. Birçok değişime imza attık, ama yavaş yavaş yıkmadan değiştirdik. Aynı zamanda Aydın Sanayi Odası'nda Meclis Başkan Yardımcısıyım. Ben ikinci kuşağım, benim de iki oğlum var. Büyük oğlum tıp istiyor, küçük oğlum ise bizim işlerimiz için daha istekli.

Bahtiyar Çekici: Sigortacıyım, aynı zamanda medikalciyim. 2009 yılında geçmişten kalan bilgimle 'kendi işimi yapmak istiyorum' dedim ve boş bir dükkan buldum. Daha öncesinde başka birinin yanında sigortacılık yapıyordum ama evlenince işi bırakmıştım. Evlenince eşim istemedi, ihtiyacımız da yoktu. Ama ben üretmek istedim. Böyle yola çıktım. Geldiğimiz noktada kendimi sigortacı olarak tanımlıyorum. 23, yaşında bir oğlum ve 15 yaşında bir kızım var.

Berna Akyüzlü: 22 yıllık öğretmenlikten sonra emekli oldum. Eşim gıda ürünleri ihracatı yapıyordu. Sık sık yurtdışına gidiyordu. O gittiğinde işlerin başında biri olsun istedi ve onun şirketine ortak oldum. 2009 yılında işlere böyle başladım. İncir, kayısı, zeytin, vişne gibi ürünlerin üretimi ve ihracatını yapıyoruz. Ben şirkete geldikten sonra sorumlu denetçi olarak çalışmaya başladım. Kalitede, insan kaynaklarında genel müdür yardımcısı olarak çalışıyorum. Benden sonra iş hacmimiz, yatırımlarımız arttı, hesap kontrollerini de devraldım. Bir atılım sürecimiz oldu. Türkiye'deki kadınların işe gelmesi genelde mecburiyetten olur. Benimkisi de biraz mecburiyetten gibi oldu. Ben işlere biraz farklı bakıyorum, ama bu farklı bakış açısı avantaj da oldu. Oğlum da geldi, ihracatın başında da o var. 8 dil konuşabiliyor ve firmamızın ortaklarından biri oldu. 3 şirketimiz var. Kızım da İngilizce ve Çince çalışıyor, üretimin başına geçecek.

Esin Ülkü Beyazıt: 6 yıl bankacılıkta yatırım ve finans uzmanı olarak çalıştıktan sonra, çocuğum doğunca bir çocuğu yetiştirmenin önemini fark ettim ve 2007 yılında kreş ve gündüz bakım evimi açtım. 13 yıldır da 120 çocuk kapasitesiyle hizmet veriyorum. 2 yıl genç girişimciler kurulunda faaliyette bulunduktan sonra kadın girişimciler kuruluna geçtim. Hayattaki en kıymetli şeyin çocukların eğitimine katkıda bulunmak olduğunu düşünüyorum. Emanet çocukların sorumluluğu bambaşka. Üniversitede öğretim görevlisi olarak da faaliyette bulundum.