Previous Page  68 / 80 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 68 / 80 Next Page
Page Background

68

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği •

www.tobb.org.tr

72. GENEL KURUL

Son yıllarda ülkemizde enerji verimliliği ile ilgili olarak güçlü bir yasal ve politika

çerçevesi oluşturdu. Başta Enerji Bakanlığımız olmak üzere, Sanayi, Ulaştırma,

Çevre ve Şehircilik Bakanlıklarımız ile TSE ve TÜBİTAK gibi kurumlarımız önemli

adımlar arttılar. Bu tür uygulamaların sayısını ve ölçeklerini artırmalıyız.

Konun üçüncü boyutu da küresel ve insani boyut. İnsanoğlu asırlardır doğayla

savaş halindeydi. Artık sona gelindi, savaşı kazanıyoruz. Ama kazanırken aslında

kaybetmişiz. Artan nüfus ve şehirleşmeden dolayı, insanlığın doğal kaynaklara

yönelik talebi, dünyanın yerine koyabileceği miktarın üzerine çıktı ve artmaya da

devam ediyor.

Yapılan araştırmalar, dünyanın kendini yenileme kapasitesini kalıcı olarak bitme

noktasına geldiğini gösteriyor. 1970’li yılların ortalarından itibaren her yıl dünyanın

kendini yenileme kapasitesinin üzerinde tüketimgerçekleşti. Ve bugüne geldiğimizde,

artık her sene Ağustos ayında dünyanın o sene için ürettiği tüm doğal kaynakları

tüketmiş oluyoruz. Yani geri kalan 4 ay stoktan yiyoruz ve bu süre her sene daha da

büyüyor.

Kredi kartı borcunu ödemeden sonraki döneme aktaran biri gibiyiz. Borç sürekli

büyüyor. 7 milyar insanın doğal kaynak tüketimine yetişmek için, artık mevut dünya

yetmiyor, 1,5 dünya gerekiyor.

Peki, bu hayati konuyu, verimli ve sürdürülebilir kalkınma ile nasıl bağdaştıracağız.

Bugün herkes dünyamızın 4. sanayi devriminin eşiğinde olduğu konusunda hemfikir.

Ama bunun nasıl bir şey olacağı konusunda rivayet muhtelif.

4. sanayi devriminin öncekilere benzemeyeceğini düşünüyorum. 1. sanayi devrimi,

su ve buhar gücü etrafında üretim sürecini organize etti. Mekanikleştik. 2. sanayi

devriminde, elektrik sayesinde, üretim süreci kitleselleşti. Üretim bandı o zaman

ortaya çıktı. 3. sanayi devriminde, elektronik ve bilgi işlem teknolojileri sayesinde

üretim sürecinde otomasyon mümkün hale geldi. Robotların sayısı gün be gün arttı.

Kitlesel üretim için artık o kadar çok insan gerekmiyor.

Şimdi 4. sanayi devriminin eşiğindeyiz. Ben bunun öncekilerden radikal bir biçimde

farklı olacağını düşünüyorum. Üretim sürecinin dijitalleşmesinin, makinelerin

birbirleri ile doğrudan iletişime geçmesinin çok ötesinde bir şeyler olacak gibi

geliyor bana.

İlk üç sanayi devriminin ortak özelliği, üçünün de karbon bazlı bir büyüme stratejisinin

ürünü olmalarıydı. Her üç sanayi devriminde de büyümek daha fazla karbon salımı

demekti. Daha hızlı büyümek isteyenin, çevreyi daha fazla kirletmesi gerekiyordu.

Bugün Çin’in başkenti Pekin’de sağlık açısından kırmızı alarma neden olan hava

kirliliğine işte böyle bakmak gerekiyor. Dünün kalkınma anlayışının temelinde

havayı kirletmek vardı. Hızlı büyüme çevreyi rekor hızla tahrip etti. Dünya hızla

kirlendi. Hem iktisadi, hem sosyal, hem de çevresel bir sürdürülebilirlik problemi

ortaya çıktı.