Previous Page  139 / 161 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 139 / 161 Next Page
Page Background

TÜRKİYE DEMİR VE DEMİRDIŞI METALLERMECLİSİ RAPORU 2016

123

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

www.tobb.org.tr

ürünleri kapsayan 2016/670 sayılı teknik düzenlemeye paralel olarak, tebliğin, ilgili

maddesinin çıkarılarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından, AB üyesi ülkeler

ile yassı çelik ürünler dışındaki diğer ürünleri de kapsayacak şekilde revize edilmesine

ihtiyaç duyulmaktadır. Benzer şekilde, Ekonomi Bakanlığı Ürün Güvenliği Denetimi

Genel Müdürlüğü tarafından da, tebliğ kapsamındaki ürünlerin ithalat denetiminin

yapılabilmesi için, İthalat Rejimine eklenmesi önem taşımaktadır.

15. Çelik Sektörü Sonuç Değerlendirmesi

Çelik sektörü, otomotiv, makine, beyaz eşya, elektrik elektronik, metal eşya, gemi

inşa ve savunma sanayi gibi sektörlere girdi veren niteliği ile imalat sanayi sektörleri

ve dolayısıyla Türkiye ekonomisi için stratejik önem arz eden bir noktada yer

almaktadır. Ancak ekonominin kilit sektörleri ve sanayileri için bu kadar büyük önem

arzeden çelik sektörü, 2016 yılında potansiyelinin %64’ü kadar üretim yapabilmiştir.

Sektörün üretim kapasitesini etkin bir şekilde kullanamamasında, devlet destekli ve

dampingli ithal ürünlerin yarattığı haksız rekabetin engellenememiş olması yanında,

sektörün üzerindeki maliyetleri arttırıcı nitelikteki yük ve fon uygulamalarının devam

etmesi de etkili olmuştur. Sektörün, 51.5 milyon tonluk kurulu kapasitesine rağmen,

yalnızca 33.2 milyon ton üretim gerçekleştirebildiği, 18 milyon ton civarındaki

kapasitesini kullanamadığı görülmektedir. Sektörün tam kapasite ile çalışması

halinde, 2016 yılında yaklaşık 26 milyar dolar civarında gerçekleşmiş olan cirosunun

37 milyar doların üzerine çıkacağı ve Ülkemiz için 10 milyar doların üzerinde ilave

değer yaratacağı hesaplanmaktadır. Önümüzdeki yıllarda, çelik ürünlerini girdi olarak

kullanan otomotiv, makine, sanayi, beyaz eşya, gemi inşa, savunma sanayi, inşaat

sektörlerle birlikte, çelik sektörü de yüksek bir büyüme potansiyeli taşımaktadır.

Devletten doğrudan veya dolaylı yardım almadan faaliyetlerini ve yatırımlarını

sürdüren çelik sektörümüzün, son yıllarda devlet yardımları ile üretim yapan tesislerin

teşvikli ve dampingli çelik ithalatı ile rekabet etmek durumunda kalması, üretim ve

ihracat göstergelerini olumsuz yönde etkilemiştir. Ayrıca, G. Kore örneğinde olduğu

gibi, Türkiye ekonomisi ve çelik sektörümüz üzerindeki yaratacağı etkileri ortaya

koyabilecek ciddi etki analizlerine dayandırılmadan Serbest Ticaret Anlaşmaları

imzalanması sektörümüzü tahrip etmekte ve anlaşmaların etki analizlerinin

sonuçlarına göre yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.