Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Bitlis’in ortak aklı oluşturması için şehrin bütünleşmesi gerektiğinin altını çizerek, “2002’de geldim buraya. 2002 ile 2012 arasında yüzde 100 farklılık var” diye konuştu.

Bitlis TSO Başkanı Davut Tezcan’ın isteği üzerine K1 belgesi için yetki verdiklerini hatırlatan Hisarcıklıoğlu, Bitlis’in deprem ve afet bölgesi içinde olduğu için KOSGEB’in sıfır faizli kredi imkânından faydalanabileceğini ifade etti. TOBB’un iş dünyasına sunduğu imkânlardan da söz eden Hisarcıklıoğlu, Kredi Garanti Fonu ve ABİGEM hizmetlerini anlattı.

-Tarım ve hayvancılık

Tarım ve hayvancılığın önümüzdeki yüzyılın ana işi olacağını söyleyen Hisarcıklıoğlu, “Eskiden karnımızı doyurduğumuz işten para kazanma noktasına geldik” dedi.

Teşvik paketini de değerlendiren TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Bizim hükümetten isteyecek birşeyimiz kalmadı. Hepsini yaptılar. Artık bir araya gelerek yatırımcıyı buraya getirmemiz lazım. Hepinizin gittiğiniz gördüğünüz her yerde Bitlis’teki yatırım imkanlarını anlatmanız lazım. Buraya gelip sizi tanıyan başka yere yatırım yapmak istemez. Bunu iyi değerlendirmek lazım” ifadesini kullandı.

-Bitlis TSO Başkanı Tezcan

Bitlis TSO Başkanı Davut Tezcan ise konuşmasında üniversite hayalini gerçekleştirdiklerinden söz ederken, OSB konusunu da değindi. Tezcan, OSB’nin şehrin ileri gitmesinde büyük önem arzettiğini anlattı. Tezcan şöyle konuştu: “Doğu ve güneydoğuda yabancı sermaye yok. Bizim önümüzü açsalar burada küçük ve orta ölçekli sanayi gelişir. Havaalanımızın kamulaştırılması yapılmış, projesi çizilmiş.Bunlar bizim için çok önemli”

Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz ise görev sürecince yaptığı hizmetleri anlatırken, Bitlis’e elinden geldiğince fedakârca hizmet ettiğini vurguladı. Vali Yılmaz, yeni bir OSB alanı hazırladıklarından bahsederek, “OSB’nin yerine 5 bin konut yapmayı düşünüyoruz. Bunu yaparsak OSB Yönetimine 100 milyon para kalır. Bununla da tüm altyapıyı yaparsınız” dedi

Bitlis TSO Başkanı Davut Tezcan ise OSB alanına konut yapmanın mümkün olmadığını, sanayi bölgesi olmazsa arazinin köylüye geri verilmesi üzerine anlaşma yapıldığını savundu.
​