11.10.2011 /
Yapılan değişikliklerden birisinin de, nüfusu 5000’in altında olan yerlerin yapı denetimi dışında bırakılması olduğunu hatırlatan Meclis üyeleri, devletin tüm vatandaşların can ve mal güvenliğinden sorumlu olduğuna vurgu yaptılar.
Nüfusu 5000’in altında olan yerlerde, deprem olmayacağına ve buradaki binaların zarar görmeyeceğine dair kimsenin garanti veremeyeceğine değinilen toplantıda, ‘kamu binaları - özel binalar’ veya ‘büyük yerler - küçük yerler’ ayırımı yapılmaksızın tüm binaların denetime tabi olması gerektiği vurgulandı. Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli Müteahhitlik Meclisi Başkanı Bekir Adıyaman da, “İçinde insan yaşayan her yer yapı denetimi kapsamında olmalı” diyerek, konunun insan yaşamı için önemine işaret etti. Adıyaman, söz konusu değişiklik ile kurulan merkez ve il yapı komisyonlarında mutlaka özel sektör temsilcilerinin yer alması gerektiğini ifade etti.
-‘Özel sektörün görüşü alınmazsa, hazırlanan mevzuat, uygulamada sorun çıkarır’
Yasal değişikliklerin özel sektörün görüşü alınmadan hazırlanamayacağını vurgulayan sektör temsilcileri, bu kapsamda müteahhitlere sorulmadan müteahhitlik ve şantiye şefi tanımı yapılmasının, yapı denetim yönetmeliği hazırlanmasının yanlış olduğunu savundular. Meclis üyelerine göre uygulamada çıkabilecek sorunların önüne geçilebilmesi ve mevzuatın daha sağlıklı hazırlanması için özel sektörün görüşlerine başvurulması gerekiyor.
-‘Mevzuatın sık değişmesi, sektörü zor durumda bırakmakta’
Müteahhitleri yakından ilgilendiren kamu ihale mevzuatının sürekli değişmesi sebebiyle takipte zorlandıklarını ifade eden Meclis üyeleri, ihaleye çıkılabilmesi için yer tahsisi ve ödeneğinin çözümlenmesi, işin sürelerinin gerçekçi olarak belirlenmesi ve yaklaşık maliyetin hesaplanmasından kaynaklı sorunlar ve iş bitirme belgeleri ile ilgili sıkıntıların çözümlenmesini talep ettiler.