Previous Page  23 / 260 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 23 / 260 Next Page
Page Background

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği • www.

tobb.org.tr

3

EKONOMİK RAPOR - 2016

DÜNYA EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ

2

2008 yılı sonlarında dünya ekonomisi, tarihin en büyük finansal krizlerinden birisiyle

karşılaşmıştır. Krizden ve etkilerinden kurtulmak adına önce ABD ve sonra AB Merkez

Bankaları likidite seviyelerini daha önce görülmemiş oranlarda artırmıştır. Bu sayede

hızla büyüyen küresel likidite gelişmekte olan ülkelere akmış ve bu ülkelerin ekonomilerini

canlandırarak küresel büyümenin lokomotifi olmalarını sağlamıştır.

Kriz sonrası özellikle gelişmiş ekonomilerde süregelen durağanlık azalmakla birlikte devam

etmektedir. Zayıf küresel talep, azalan verimlilik oranları, istikrarsız emtia fiyatları, jeopolitik

riskler ve siyasi belirsizlikler bu yavaşlamada etkili olmuştur. Bunun yanında Çin gibi

gelişmekte olan ekonomilerdeki büyümenin yavaşlaması, küresel büyümeyi daha da zora

sokmuştur. OECD’ye göre bu durum yavaş büyüme tuzağı olarak adlandırılmaktadır ve

Dünya 5 yıldır bu tuzağın içinde bulunmaktadır.

2008’den sonraki toparlanma sürecinde küresel büyümedeki yavaşlığın yanında kalitesi de

zayıf kalmıştır. Özellikle gelişmiş ülkelerdeki büyüme, dengesiz bir görünüm sergilemiştir.

Bu dengesizlik hem ülkelerin kalkınmalarındaki farkta hem de harcama bileşenlerinde

görülmektedir. Tüketimlerdeki ılımlı yükselişe rağmen yatırımlar yeterince hız kazanmamıştır.

2016 yılına gelindiğinde gelişmiş ülkeler; canlanmayan küresel ticaret, politik belirsizlikler

ve yatırımlardaki yavaşlama gibi olumsuz koşulların etkilerini hissetmeye devam etmiştir.

ABD’deseçimsonrası yeni yönetiminbüyümeodaklı politikalaraöncelik vereceği beklentisi ve

FED’in faiz artırımı kararı sonrasında dolar önemli ölçüde değer kazanmıştır. Yeni yönetimin,

ABD ekonomisinde daha korumacı ve genişleyici bir politika izlemesi beklenmektedir.

Bu korumacı tavır küresel ticareti önemli ölçüde olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir.

Genişlemeci tutumla devlet harcamalarının artması ve vergilerin azalması beklenmekte, bu

gelişmelerin özel tüketimi de artırması ve ABD ekonomisinin hızlanması öngörülmektedir.

Öte yandan kamu harcamalarının ve buna bağlı borçlanma ihtiyacının artacak olması

ve enflasyondaki yükseliş, ABD’deki faizlerin artmaya devam edeceği ve küresel döviz

likiditesinin ABD’ye geri döneceği beklentisini güçlendirmektedir.

IMF’ye göre Brexit sonrası, İngiltere’de yurtiçi talep, tahminlerin üzerinde gerçekleşmiştir.

Bu durum İngiltere’nin büyümesinin beklenen seviyenin üzerinde gerçekleşmesini

sağlamıştır. Bunun yanında enflasyon da beklenen seviyenin üstüne çıkmış ve oluşan bu

enflasyonun kalıcı olacağı öngörülmüştür. Euro bölgesi, artan belirsizliklerden etkilenmeye

devam etmektedir. Avrupa Merkez Bankası (ECB), öncelikle aylık 80 milyar avroluk varlık

2 Bu bölümün hazırlanmasında Dünya Bankası tarafından hazırlanan “Global Economic Prospects”, IMF tarafından hazırlanan “World

Economic Outlook” ve OECD tarafından hazırlanan “Economic Outlook” raporlarından yararlanılmıştır.