TÜRKİYE DEMİR VE DEMİRDIŞI METALLERMECLİSİ RAPORU 2016
3
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /
www.tobb.org.trTABLO-1: ÇELİK SEKTÖRÜNDEKİ TESİSLERİN FAALİYETE GEÇİŞ TARİHLERİ
MKEK
1928 Habaş
1987
Ede
2010
Kardemir
1937
İDÇ
1987
Platinum
2010
Erdemir
1965
Çebitaş
1989
Tosçelik
2010
Çolakoğlu
1969 Ekinciler
1989
Özkan
2010
Kroman
1969 Sidemir
1992
Baştuğ Metalurji
2010
İçdaş
1970 Yazıcı
1994
MMK Metalurji
2011
Çemtaş
1972 Yeşilyurt
1997
Koç Metalurji
2013
İsdemir
1977 Kaptan
2002
Egemen Met.
2014
Asil Çelik
1979 Nursan
2005
Ege Demir
2015
Ege Çelik
1982 Sider
2006
Sıddık Kardeşler
2016
Diler
1984 Bilecik D.Ç.
2009
Kaynak: TÇÜD
1980’li yıllarda yaşanan ekonomideki liberalleşme hareketleri, sadece Türk ekonomisi
açısından değil, çelik endüstrisinin gelişimi açısından da dönüm noktası olmuş;
çelik sektörü 1980’li yıllarda, yeni EAO’lu tesislerin kurulmasına ve serbest piyasa
mekanizmasının tüm yönleri ile işletilmesine yönelik düzenlemelere paralel olarak
büyükbir gelişmegöstermiştir. 1980yılından sonra, sektörünağırlıklı bir şekildeEAO’lu
tesislere yönelmesi, bu yatırımların, entegre tesislere kıyasla çok daha küçük ölçekte
finansman gerektirmesinden ve Türkiye’de, entegre tesislerin temel hammaddesi
olan zengin demir cevheri yataklarının bulunmamasından kaynaklanmıştır. Entegre
tesislerin temel hammaddesi demir cevheri, EAO’lu tesislerin temel hammaddesi ise
çelik hurdasıdır.
Entegre tesisler ile EAO’lu tesislerin maliyet yapıları büyük farklılıklar göstermekte,
hatta EAO’lu tesisler arasında dahi, tesisin bulunduğu bölgeden, girdi kaynaklarına
yakınlığına, finansal durumuna ve ulaşım imkânlarına kadar pek çok faktör, maliyet
yapısını ve kârlılığı etkilemektedir.
Özel sektörün çelik üretimine yönelmesi, 1980’li yıllarda, ekonomik istikrar tedbirleri
kapsamında sağlanan teşvikler sonrasında artmaya başlamıştır. Böylece 2000 yılında,
Türkiye’nin ergitme kapasitesi, 1980 yılına göre yaklaşık 5 misli artışla, 20 milyon ton
seviyesine ulaşmıştır.