Table of Contents Table of Contents
Previous Page  338 / 458 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 338 / 458 Next Page
Page Background

TÜRKİYE İKLİMLENDİRME SANAYİ SEKTÖR RAPORU

2015

301

zaman zaman geç kalan bu okulların eksikleri sektördeki firma ve STK’ların verdikleri

eğitimler ile kapatılmaya çalışılmaktadır. Bu kapsamda sektörün STK’ları üyelerinin

ihtiyaç duyduğu konularda teknik eğitimler düzenlemektedirler. Ayrıca, sektörün bazı

önde gelen şirketleri, diğer firma çalışanlarının katılabileceği teknik eğitimler

düzenlemektedirler.

Türkiye’deki işgücünün diğer bir avantajı, özellikle Türkiye’nin hitap ettiği zor

pazarlara uyum gösterebilme kabiliyetidir. Orta Asya, Kafkaslar, Ortadoğu gibi hızlı

gelişen pazarlarda Türk işgücü kolay uyum sağlamaktadır.

Teknoloji(+/-):

Üretilen ürünlerin teknoloji seviyesi yüksek olmakla birlikte en üst seviyede değildir.

Ürünlerin büyük bir kısmı henüz argeye dayalı geliştirilmemektedir. Kalifiye

mühendislik işgücü maliyetinin, üretimde yüksek teknoloji kullanan ülkelere göre

daha avantajlı olması, Türkiye’de üretim yapan firmaların bu avantajı kullanmalarını

sağlamaktadır.

Ürünlerde kullanılan teknoloji seviyesinin en üst seviyede olmaması ise ARGE’ye

dayalı ürün teknolojisi geliştirebilme imkanlarının henüz gelişmiş olmaması ile

ilgilidir. Sektörün ARGE’ye verdiği önem artmakla birlikte henüz küresel oyunculara

göre geride olduğumuz bir gerçektir.

Hammadde/Yarımamül(+/-):

İklimlendirme sektörünün yarımamül üretimlerinin bir kısmı Türkiye’de üretilmekle

birlikte, ciddi bir kısmı ithal edilmektedir. Şekil 135’de görüldüğü üzere,

iklimlendirme sektöründeki firmalarla gerçekleştirilen ankette katılımcıların % 62’si

girdilerinin % 30’dan fazlasının ithal olduğunu ifade etmişlerdir. Özellikle

uzakdoğudan yapılan ithalat, sektörün tedarik zincirinin kümelenmeler şeklinde

gelişmesini engellemektedir. Bu durum, sektörün net döviz sağlayıcı bir sektör

olabilmesinin önündeki en önemli engel olarak görülmektedir. Ayrıca ithal girdilerin

yüksek oranda olması, yurtiçi üretimde inovasyon yapabilme yeteneğini azaltıcı bir

etkendir.