Previous Page  108 / 161 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 108 / 161 Next Page
Page Background

TÜRKİYE DEMİR VE DEMİRDIŞI METALLERMECLİSİ RAPORU 2016

92

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

www.tobb.org.tr

Her ne kadar, oransal açıdan Türkiye’nin ithalatından daha yüksek oranda AB’ye

ihracat yaptığı gibi bir durum sözkonusu ise de, değer açısından bakıldığında, AB

ülkelerinden ithalatımızın, ihracatımızdan % 30-40 civarında daha yüksek olduğu

gözlenmektedir. Bu çerçevede, AB ile Türkiye arasındaki dış ticaret dengesi, tamamen

Türkiye’nin aleyhine seyretmektedir. İhracatının yarıya yakınını AB ülkelerine yapan

Türkiye, ithalatının da %40 civarındaki bölümünü AB’den gerçekleştirmektedir.

Bir dönem yıllık 30 milyar dolara kadar çıkan ve 2015 yılında 15 milyar dolara

gerileyen AB ile aramızdaki dış ticaret açığı, 2016 yılında 10 milyar dolar seviyesinde

gerçekleşmiştir. Son 10 yıllık dönemde, AB ile aramızdaki dış ticarette AB lehine

toplam 200 milyar dolar tutarında açık verilmiş olması, Türkiye ile mevcut ekonomik

ilişkilerin sürdürülmesinin AB açısından önemini net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Buna rağmen, Türkiye’nin AB ile genel dış ticareti, çelik ürünleri dış ticaretine

göre daha dengeli bir yapı sergilemektedir. Özellikle 2007 yılından sonra AB’ye

yönelik çelik ürünleri ihracatının azalması ve AB’den çelik ürünleri ithalatının

artış eğilimi göstermesi neticesinde, 2012-2015 döneminde, Avrupa Birliği’nden

gerçekleştirdiğimiz çelik ürünleri ithalatı, ihracatımızdan 4 milyon tona yakın daha

yüksek seviyelerde gerçekleşmiştir. 2016 yılında Türkiye, yarı, yassı ve uzun ürünlerden

oluşan çelik ürünleri ithalatının miktar açısından % 29’unu, değer açısından % 39’unu

AB bölgesinden yapmıştır. AB’nin çelik ürünleri ihracatımızdaki payı ise, miktar ve

değer açısından % 18-20 aralığında seyretmektedir.

Gümrük Birliği ve AB ile büyüyen ekonomik ilişkiler, başlangıçta Türkiye’de sanayinin

Avrupa standartları seviyesine yükseltilmesi açısından yararlı olmuştur. Ancak mevcut

durum itibariyle, AB’ye üyelik perspektifi ortadan kalktığından, Anlaşma Türkiye’nin

aleyhine işlemeyedevametmektedir.Örnekvermekgerekirse, Türkiye ileABarasındaki

Serbest Ticaret Anlaşması gümrük vergilerinin sıfırlanmasını gerektirmektedir.

Ancak sıfır gümrükle AB piyasasına erişim imkanı sağlayan benzeri Serbest Ticaret

Anlaşmaları AB ile diğer ülkeler arasında da imzalandığından, AB piyasası Türkiye için

avantajlı konumunu kaybetmiştir. Buna karşılık Türkiye, AB dışındaki ülkelere gümrük

vergisi uyguladığından, bu durum vergisiz olarak Türkiye’ye ihracat yapabilen AB’de

yerleşik üreticiler için, Türkiye piyasasında özel bir alan oluşmasına yol açmış ve

Türkiye piyasası AB’li üreticilerin tabii gelişme alanı haline dönüşmüştür.