TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türk - Alman Ekonomi Kongresi Yapıldı


22.06.2007 / İSTANBUL



Hisarcıklıoğlu: ''Artık Türkiye’nin AB üyeliğinin takvimi konuşulmalıdır. Türkiye için tam üyelik dışında alternatifler, sorumlu kişi ve kurumlar tarafından artık konuşulmamalıdır'' ​



Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, artık Türkiye'nin AB üyeliğinin takviminin konuşulması gerektiğini, Türkiye için tam üyelik dışında alternatiflerin sorumlu kişi ile kurumlar tarafından konuşulmaması gerektiğini kaydetti.



Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türk – Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TATSO), Alman - Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK) işbirliğinde düzenlenen ''Türk-Alman Ekonomi Kongresi'' İstanbul'da yapıldı.



Kongrenin açılışında bir konuşma yapan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, 2006 yılında 23 milyar dolar olarak gerçekleşen iki ülke arasındaki ticaret hacminin orta vadede 50 milyar dolara ulaşmasını arzu ettiklerini vurguladı.



1980 yılına kadar sadece 24 Alman firmanın Türkiye'de faaliyet gösterdiğini, bu rakamın günümüzde 3 bine yaklaştığını belirten Hisarcıklıoğlu, firma sayısı bazında Türkiye'deki Alman yatırımlarının yabancı yatırımlar arasında birinci sırada yer aldığını, 2006 yılında Türkiye'ye Almanya'dan giren doğrudan yabancı yatırımların 360 milyon doları aştığını söyledi.



Almanya'da faaliyet gösteren yaklaşık 70 bin Türk kökenli girişimcinin 30 milyar avronun üzerinde ciroya ulaştığını ve bu girişimcilerin yaklaşık 350 bin kişiye istihdam sağlar duruma geldiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, 2010 yılında Almanya'daki Türk girişimcilerin toplamda 650 bin kişiye istihdam sağlamasının beklendiğini bildirdi.



Türkiye'nin AB sürecine değinen Hisarcıklıoğlu, bu ilişkilerin şu anda sıkıntılı bir dönemden geçtiğini, AB'nin ciddi bir liderlik sorunu yaşadığını, birliğin ana gücünü oluşturan değerleri birer birer terk ettiği görüşlerini aktardı.



İç politika kaygılarıyla AB'nin geleceği düşünülmeden yapılan taahhütlerin Birliği zayıflattığını, AB'nin giderek stratejik düşünme ve hareket etme refleksini kaybettiğini savunan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: ''Almanya, AB'nin lider ülkelerinden biridir. Derinleşme yönündeki en kritik dönemde AB'nin dönem başkanlığını Almanya'nın üstlenmiş olması şanstır. Almanya'nın gayretlerine rağmen katılım sürecinde beklediğimiz sürat sağlanamadı. AB üyesi ülke ve Türk kamuoyuna yanlış mesajlar verildi. Artık Türkiye'nin AB üyeliğinin takvimi konuşulmalıdır. Türkiye için tam üyelik dışında alternatifler, sorumlu kişi ve kurumlar tarafından artık konuşulmamalıdır. Geçmişte verilen sözlerin üye ülke hükümetleri tarafından bir anlamı olmalıdır.''



Hisarcıklıoğlu, Dünya Odalar Federasyonu tarafından düzenlenen ve tüm dünyadan iş adamlarını bir araya getiren Dünya Odalar Kongresinin beşincisinin TOBB'un ev sahipliğinde 4-6 Temmuz 2007 tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleştirileceğini, bu etkinliğe Almanya'dan odaların ve iş adamlarının geniş katılımlarını beklediğini aktardı.



- TÜRK-ALMAN SANAYİ VE TİCARET ODASI BAŞKANI LEOPRECHTING -



Türk-Alman Sanayi ve Ticaret Odası (TATSO) Başkanı Dr. Rainhardt Freiherr von Leoprechting, Türkiye'nin AB'ye alınmasının TATSO tüzüğünde hedef olarak yer alacağını belirterek, ''Yeni tüzük muhtemelen 4 Ekim 2007 tarihinde oylamaya konacak. Bunun için Berlin'de bir toplantı yapılacaktır'' dedi.



Kongrenin açılışında konuşan Freiherr von Leoprechting, bu yıl kongrenin 3'üncüsünün gerçekleştirildiğini ve kongrede 55 sergileyici, 800 misafir ve 70 konuşmacının bulunduğunu belirterek, ''Geçen yıl Almanya'nın başkenti olarak Berlin'de misafir olduktan sonra, bu yıl yine Boğaziçi metropolü, mutluluğun kenti İstanbul'a dönüyoruz tekrar'' dedi.



Leoprechting, kongrenin konusunun bu yıl da yine Türk ve Alman şirketleri için diğer pazarın potansiyelini, yatırım fırsatlarını ve işbirliği imkanlarını gözler önüne sermek olduğunu ifade ederek, herkesin girişimci hareketler için yeni ilhamlar ve yeni fikirler edineceği inancında olduğunu söyledi.



Türkiye ile Almanya'nın uzun zamandır çok çeşitli ilişki ağlarıyla ve dostlukla birbirine bağlanmış partner ülkeler olduğunu ve hali hazırda Türkiye ile Almanya arasındaki ortaklık ilişkisini belirleyen başlıca 3 faktör olduğunu ifade eden Freiherr von Leoprechting, bu faktörleri şöyle sıraladı: ''Siyasi, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım adaylığı dolayısıyla. İnsani, Almanya'da yaşayan yaklaşık 2,5 milyon Türk kökenli insan ve her yıl Türkiye'ye seyahat eden 4 milyon Alman turist aracılığıyla ve ayrıca hızla büyüyen bir ekonomik alışveriş dolayısıyla.''



Rainhardt Freiherr von Leoprechting, TATSO 'nın Türk şirketlerin ekonomik çıkarlarını Almanya'da geniş kapsamlı bir şekilde temsil ettiğini ve her iki ülkede bölgesel düzeyde olduğu gibi bölge üstü düzeyde de temel önemdeki toplumsal ve ekonomik kurumlarla birleştirdiğini anlatarak, ''Olağanüstü işbirliğimizden her yıl ekonominin şirketlerin çok yüksek derecede ilgi duyduğu bir ilişkiler ağı oluşmuştur. Böylesi bir ağı şimdi de Almanya'da genişletmek söz konusudur. Bu doğrultuda TATSO tüm Türk girişimci birliklerine yakın bir işbirliği teklif etmektedir'' diye konuştu.



Özellikle Almanya'daki Türk vatandaşlarının entegrasyonu alanında herkesin işin bir ucundan hem de aynı doğrultuda çekilmesi başarılırsa, ilişkilerin daha da derinleştirilebileceğine inandıklarını belirten Leoprechting, ''Bunun ötesinde TATSO olarak ayrıca Türkiye'yi AB'ye giden yolunda desteklemeye çalışıyoruz. Yönetim Kurulu'nun oy birliği ile aldığı bir karar uyarınca, Türkiye'nin AB'ye alınması TATSO tüzüğünde hedef olarak yer alacaktır. Yeni tüzük muhtemelen 4 Ekim 2007 tarihinde oylamaya konacak. Bunun için Berlin'de bir toplantı yapılacaktır'' diye konuştu.



Rainhardt Freiherr von Leoprechting, ''Türkiye Avrupa'ya demir atmalıdır. Türkiye'nin Avrupa'ya ait olma yönündeki kesin iradesi, devletin kurulmasından bu yana Türk politikasının temel sabitidir. Bu bakımdan, Türkiye'nin bu hedefleri bundan sonrasında da kararlılıkla takip edeceğini umuyorum'' dedi.



Vize zorunluluğunun kendileri için önemli bir konu olduğunu dile getiren Leoprechting, ''Bizim için yine merkezi önemi olan bir konu da vize zorunluluğunun kaldırılmasıdır. en azından vize verilişinin kolaylaştırılmasını sağlayabileceğimizi kuvvetle umuyoruz'' dedi.






Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA