TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

“Almanya ile aramızda, işbirliği için büyük bir potansiyel var”


11.06.2010 / ANKARA



Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TATSO) Olağanüstü Genel Kurulu Ankara’da gerçekleştirildi. Genel Kurulun açılış konuşmasını yapan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası’nın iki ülke iş dünyaları arasında sağlam bir köprü oluşturduğunu söyledi. Hisarcıklıoğlu, iki ülkenin de işbirliği için önemli avantajlara sahip olduğunu vurguladı.​
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası’nın Olağanüstü Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “TOBB Başkanlık Danışmanı sıfatıyla, Profesör Verheugen’in da aramızda olmasından da son derece mutluyuz. Sayın Verheugen, Türkiye’nin Avrupa Birliği katılım sürecinde kilometre taşı niteliğindeki kararların alındığı, 1999-2010 yılları arasında, Avrupa Komisyonu’nda vizyon sahibi bir üye olarak görev yaptı. Sayın Verheugen, Türkiye’nin AB üyeliğine gerçekten inanan bir siyasetçiydi. Şimdi, AB üyelik sürecimiz yanında, bizim özellikle Almanya ile ikili ekonomik ve ticari ilişkilerimizin gelişmesine de katkı sağlayacak.” diye konuştu.



-Almanya, Türkiye’nin en büyük ticaret partneri



Almanya’nın yıllardır, Türkiye’nin en büyük ticaret partneri olduğunu bildiren Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu: “Almanya’da yerleşik önemli bir Türk nüfus da bulunmaktadır. Türk insanının girişimci ruhunu temsil eden Almanya’da yerleşik Türkler, bugün 70 binin üzerinde işletmede, 350 bin kişiyi istihdam eden, böylece Almanya ekonomisine büyük katkı sağlayan bir konuma gelmişlerdir. Bu büyük potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmek ve geliştirmek, Türk özel sektörünün çatı kuruluşu olan TOBB’un görevleri arasındadır. Bugün Birliğimizin, en yoğun olarak çalıştığı ülkelerin başında Almanya gelmektedir. Almanya ile ticari ve ekonomik ilişkilerimiz bakımından, birçok platformda etkin ve öncü roller alıyoruz.


Hiç şüphe yok ki bu açıdan yaptığımız en önemli hamle de, Alman Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği ile işbirliği içinde, İstanbul’da ve Köln’de ikili Odalar kurmuş olmamızdır. Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası’nın kurumsallaşma yolunda attığı önemli adımlar, Berlin ofisinin açılmış olması, Alman makamları nezdinde, özellikle entegrasyon konusundaki çalışmaları ile kazandığı saygınlık, Odayı kurmakla ne kadar doğru bir iş yaptığımızın ispatıdır. Bu açıdan, Odanın Yönetim Kurulu Başkanı, değerli dostum, Dr. Von Leoprechting’e ve tüm Yönetim Kurulu Üyelerine de, huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum.”



-“İşbirliği için büyük bir potansiyel mevcut”



Türkiye’nin, İtalya ile Hindistan arasında hem en gelişmiş ekonomi, hem de en güçlü sanayi üretim yapısına sahip ülke olduğuna değinen Hisarcıklıoğlu, “Dolayısıyla, Türkiye ile Avrupa’nın en önemli mühendislik üssü olan Almanya arasında, işbirliği anlamında büyük bir potansiyel mevcuttur. Ticaretimizin daha da artması için hep birlikte çalışmalı, Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası gibi önemli bir platformu en iyi şekilde değerlendirmeliyiz.” ifadesini kullandı.



TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu şunları söyledi:


“Sizlerin arasında, Almanya ve Türkiye’de iş dünyasını yakından tanıyan, iki ülkenin arasındaki diyalogu birebir takip etmiş kişiler bulunmaktadır. Bu yüzden, bizlerin, iki ülke arasındaki ekonomik, siyasi ve kültürel, her türlü ilişkiyi geliştirmek için bu tecrübelerden istifade etmemiz gerekir. Bizler, Alman yetkililerle her bir araya gelişimizde Almanya’daki Türk girişimcilerimizin ve Almanya ile iş yapan Türkiye’deki girişimcilerimizin tecrübelerinden övgüyle söz ediyoruz. Bizler sizlerden kuvvet alıyoruz.


Almanya Başbakanı Sayın Merkel, Mart ayında ülkemizi ziyaret ettiğinde, kendisiyle görüşme fırsatı buldum ve gördüm ki kendisi de Türk iş dünyasının bugün geldiği konumdan çok etkilenmiş.


Sayın Merkel, “Almanya ve Türkiye ekonomik açıdan birbirini çok iyi tamamlayan iki ülkedir. Enerji, ulaşım ve finans başta olmak üzere pek çok konuda işbirliği yapabileceğimize inanıyoruz.” diyerek, bu durumu, ziyareti onuruna Birliğimiz tarafından düzenlenen İş Forumu’nda da açıkça belirtmiştir.


Yine aynı toplantıda Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da Türk ve Alman işadamlarına olan desteklerini ifade etmişlerdir. İşte biz işadamlarının ihtiyacı olan tam da bu destektir. Hem Alman, hem Türk hükümeti karşılıklı ticaretin önündeki engellerin kaldırılması için siyasi kararlılıklarını ortaya koymuşlardır. Böyle bir ortamda, bizlerin de üzerimize düşeni yapması gerekiyor.


İki ülke işadamlarının elinde, rakiplerimize karşı kullanabileceğimiz çok büyük bir avantaj var. Alman işadamları, Türkiye gibi, hem konumu, hem de kaynak çeşitliliği açısından dünyada çok önemli bir yere sahip bir ülkeyi; üstelik küresel finans krizinde dayanıklılığını kanıtlamış reel sektörü ve bankacılık sistemi bulunun bu ülkeyi çok iyi tanıyor. Alman işadamları, dünyanın en büyük enerji hatları projelerinin ortasında bulunan ülkeyi çok iyi biliyor.


Bunun yanı sıra, Türk iş dünyası ile aralarında, Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası gibi önemli ve kurumsal bir bağ var. Türk iş dünyası, bölge ülkelerini çok yakından tanıyor ve bu coğrafyada iş yapma tecrübesine sahibi. Bizim tecrübelerimizi, Almanya’nın güçlü imkanları ile birleştirebilirsek, büyük bir başarı hikayesi yazabiliriz.


İşbirliği yapabilecek bir diğer alan da Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecidir. Çok iyi biliyorum ki Avrupa’daki iş adamı dostlarımız, Türkiye’nin AB üyeliğini yürekten destekliyorlar. İş dünyası, Türkiye’nin AB için önemini kavramış durumda. Ben bunu, EUROCHAMBRES seçimleri süresince yakından gözlemledim. 2009 senesinde yapılan seçimlerde, tarihte ilk defa, Avrupa Birliği üyesi olmayan bir ülkenin temsilcisi olarak, Avrupa Odalar Birliği (EUROCHAMBRES)Başkan Yardımcılığı’na seçildim.


Bu süreçte, başta DIHK olmak üzere, AB üyesi ülkelerin iş dünyalarından da büyük destek gördüm. Üyelik sürecimizin, Avrupalı siyasetçilere anlatılması konusunda Odamızdan destek bekliyoruz. Bu anlamda, değerli dostum Dr. Von Leoprechting’in büyük çabaları olduğunu biliyoruz. Bu tip sağduyulu desteklerin, tüm Avrupa iş çevrelerinde gelmesi çok önemli. Bu konuda, Almanya’da yerleşik Türk işadamlarımıza ve Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odasına büyük roller düşüyor.”



-“AB’da artık iki yönlü göç dalgası var”



Avrupa Birliği (AB) Komisyonu eski Başkan Yardımcısı ve TOBB Başkanlık Danışmanı Günter Verheugen, Avrupa Birliği'nde (AB) artık iki yönlü bir göç dalgasının bulunduğunu söyledi.


Verheugen, Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası Olağanüstü Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, İspanya ve Portekiz gibi ülkelerden göç edenlerin, yeni eğilimde, tersine göçle ülkelerine dönmeye başladıklarını belirterek, ''Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasının ardından aynı şekilde geriye doğru göç yaşanabileceği görüşündeyim'' dedi.


Avrupa'daki yaşlılık sorunu yüzünden başta Almanya olmak üzere AB'deki çoğu ülkenin, nüfus göçüne ihtiyacı olduğunu kaydeden Verheugen, özellikle Almanya'nın, demografik olarak kendisini göç ülkesi olarak tanımlaması gerektiğini ifade ettiğini bildirdi.


Verheugen, Türkiye'nin de genç ve hızla artan bir nüfus yapısıyla, göçmen temin etmek açısından önemli bir kaynak ülke olduğunu vurguladı.


Günter Verheugen, AB'de göçlerin, önümüzdeki 10 yıllık dönemde güneyden ve doğudan, batı ve kuzeye olacağına da işaret etti.







Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA