20.12.2010 / KÖLN - ALMANYA
TATSO'nun gelecek dönemde Almanya'da üç ana nokta üzerine odaklanacağını kaydeden Hisarcıklıoğlu, ''Özellikle Almanya'da bölgesel eyalet bazında örgütlenmelerini gerçekleştirecek. Sektörel bazda 10 ayrı meslek grubuyla çalışmaya başlayacak. Bunlar özellikle gıda, içecek, eğitim, yatırım, finans, iş geliştirme, sağlık, otomotiv, medya, enerji, çevre, hukuk, tekstil, turizm noktalarında ayrı bölümler olacak. Farklı eyaletlerde koordinasyondan sorumlu temsilciler bulunacak. Türkiye noktasında da bir ayrı çalışma içine girecekler'' dedi.
Hedefin karşılıklı olarak ikili ekonomik ilişkileri geliştirmek olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, ''Üyeler bazında baktığınızda Almanya'nın büyük firmaları TATSO bünyesinde yer almakta. Almanya'nın en büyük otomotiv sektörünün temsilci üreticileri bünyesinde yer almakta. Bankacılık finans sektöründe faaliyette bulunanlar odamız bünyesinde. Ama esas önemli olan buradaki Alman firmalarına doğru yönelmek değil, amaç buradaki Türk firmalarına yönelmek'' dedi.
-Leoprechting :''Türk gibi başlıyorum Alman gibi devam ediyorum''
Toplantıda, TATSO Yönetim Kurulu Başkanı, Türkiye'de yatırımı bulunan Metro Grup üst düzey yöneticisi ve aynı zamanda Avrupa Perakendeciler Birliği Başkanı olan Von Leoprechting'i tanıtan Hisarcıklıoğlu, vize konusunda şikayetçi olduklarını Leoprechting'in vize konusunda problemi olmamasına rağmen daha çok şikayetçi olduğunu söyledi. Hisarcıklıoğlu, Leoprechting'in Alman yetkilileri ile katıldıkları toplantılarda vize konusunu bir Alman olarak dile getirmesinin özel bir anlam ifade ettiğini söyledi.
Von Leoprechting de Türkiye'nin AB'ye girmesiyle ilgili bütün çalışmaları desteklediklerini söyledi.
Konuşmasında, tanık olduğu bir olayı da anlatan Leoprechting, Kayseri'de Türkiye ve Almanya cumhurbaşkanının katıldıkları bir toplantıda, Kayserili Alman vatandaşı bir iş kadınına başarısının nedeni sorulduğunda, ''bir Türk gibi başlıyorum Alman gibi devam ediyorum'' dediğini söyledi. Leoprechting, ''bizim ilişkilerimizi iyi anlatan bir söz'' yorumunda bulundu.
-''Media Markt'ın Türkiye'yi terk etme gibi bir düşüncesi yok''
Bir soru üzerine, Leoprechting, Metro Grup'un Türkiye'deki hedeflerine henüz ulaşamadığını, Türkiye'de mevcut potansiyelin daha yeni imkanlar oluşturacağını, Real yönetiminden genişleme ile ilgili çalışmaları artırmasını istediklerini söyledi.
''Teknoloji marketlerinden birinin Türkiye'yi terk edeceğinin söylendiği, bunun Media Markt olup olmadığı'' sorusu üzerine Leaprechting, ''Media Markt'ın ülkeyi terk etme gibi bir düşüncesi yok, tam tersini söyleyebilirim. Çok yönlü çalışmalar iki ülke arasında sürüyor. Türkiye'de karşımızda tüketime düşkün genç insanlarımız var. Dolayısıyla bu alanda farklı çalışmalara gidilebilir. Büyümenin belirli oranlarda devam edebileceğini söylemek istiyorum'' diye konuştu.
Enerji, elektrik üretimi ile ilgilendiklerini belirten Königs, bu konudaki çalışmalarının 2011 yılında gerçekleşeceğini söyledi.
''Özelleştirme ihalesine mi hazırlanıyorsunuz?'' sorusu üzerine Königs, sıfırdan yatırım yapacaklarını kaydetti.
-''İran'daki fabrika Türk yan kuruluşu olacak''
İran'da Tahran yakınlarındaki fabrikalarında yolcu otobüsü koltukları ürettiklerini, bu yatırımın İspanya'daki fabrikalarının yan kuruluşu olduğunu anlatan Königs, bu konuda değişiklik yapacaklarını, 2011 yılında otobüs, tren, yolcu koltuklarının bütün üretiminin Türkiye'de yapılacağını kaydetti. Königs, bu gerçekleştiğinde İran'daki fabrikanın Türk yan kuruluşu olacağını kaydetti.
''Türkiye'de yatırım iştahı devam ediyor mu?'' sorusu üzerine Königs, ''Karnım çok aç'' yanıtını verdi.
Toplantıda bulunan Türk işadamı Remzi Kaplan'ı, ''dönercilik sektörünün Almanya'da liderlerinden'' sözleriyle tanıtan Hisarcıklıoğlu, Almanya'da fast food da dönerin birinci sırada bulunduğunu, bazen aleyhte yazılar çıkabildiğini, dönerin hot dog ve Mcdonalds'ın yerini aldığında aleyhte kampanyalar yapılmasının doğal olduğunu söyledi.
ABD Dışişleri Bakan Müsteşar Yardımcısının 2 yıl önce kendisini ziyaretinde, ''ABD Dışişleri Bakanlığı'nda, Türkiye'yi bilmeyip Almanya'ya giden kişilerin 'Almanya'da müthiş bir Alman fast food'u ile karşılaştıklarını söylediklerini, ne olduğunu sorduğunda 'döner' denildiği'' şeklindeki sözlerini aktararak, dönerin Türk fast foodu olmaktan çıkıp Alman fast food'una döndüğünü ifade etti.