03.11.2011 / Cannes Fransa
HABERİN VİDEOSU İÇİN TIKLAYIN.
Burada, 2001 Şubat, Mart, Nisan aylarında Türkiye’de yaşadıklarımızın bir tekrarını seyrediyoruz diyen TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Biz bunları yaşadık. Ama bizim farkımız; o devrede risk aldık. Hem politik, hem siyasi, hem ekonomik olarak risk aldık. Biz düzenimizi yola koymuştuk” dedi.
TOBB Başkanı, buradaki en büyük sıkıntının, Yunanistan’da iktidarın risk almaması olduğunu belirterek, “Tabii bu iktidarın hataları mı? Değil. Geçmişin bir birikintisi var. Eğer ekonomi kurallarına uygun olarak hareket etmezseniz o birikinti bir yerde patlıyor. Yunanistan’daki olan da bu” şeklinde devam etti.
- “Avrupa’da bir liderlik noksanlığı var”
Gelecekte eğer tedbir almazlarsa, Güney Avrupa ülkelerinin hepsinde de aynı şeylerin tekrarlanabileceğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu şunları söyledi: “Onun için Yunanistan, aslında bütün Avrupa ekonomilerine de bir ders olması lazım. Zamanında gerekli tedbirleri hızla alıyor olmak lazım. Maalesef gördüğümüz, gerek Yunanistan’da, gerek Avrupa’da bir liderlik noksanlığı var.
İki senedir kriz konuşuluyor. Fakat alınan somut hiçbir adım olmadı. Yapısal reformlarını yapma noktasında bir siyasi irade gösterilemedi. Bunlar gösterilemediği için bugün faturası daha da büyüyerek geliyor.
Tabii kimin bu en büyük fatura? Başta o ülkelerdeki ekonominin gerçek lokomotifi olan küçük orta boy işletmeler. Avrupa’da, Yunanistan’da küçük orta boy işletmelerin komple firmalar içerisindeki sayısı yüzde 95 ila yüzde 99 civarında bir rakama ulaştığını görüyorsunuz. Ama en büyük bedeli onlar ödüyor.
Tabii ondan sonrasında da bizimki gibi gelişmekte olan ülkeler. Bizim bu işte bir hatamız yok. Gelişmiş ülkeler zamanında tedbir almadıkları için bedelini biz ödüyoruz. Çünkü bizim pazarımızın yüzde 60’ı neredeyse Avrupa pazarı. Onun için de bizi çok ilgilendiriyor.
Yunanistan bir an önce gerekli siyasi iradeyi göstererek yol haritasını koyuyor olması lazım. Yunanistan ve güney Avrupa ülkelerinin başındaki problem, bizim 2001’deki problemin aynısı. Kamu borç stoklarının gayri safi milli hasılaya oranları çok yüksek. Biz de 2001’in Şubat, Mart, Nisan aylarında yüzde 120’lere falan çıkmıştık, burada da yüzde 140. Ama biz şimdi yüzde 40’lara indirdik.
Bunları indirebilmek için iki tane yolları var. Bir; yapısal reformlarını yapacaklar. İki; hazinenin giderlerini kısacaklar. Bunu da vergi oranlarını artırarak değil, tam tersine bizim zamanında yaptığımız gibi vergileri düşürerek yapacaklar. Hükümetler giderlerini kısacak. Çıkış yolu bu.”
- “Türk girişimcisini keşfettik”
Gümrük Birliği’ne de değinen TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Genel kamuoyuna baktığımız zaman çok karşıtlar vardı. Ama Türk ekonomisinin itici gücü Gümrük Birliği’ni oluşturdu. O zaman biz bunlara pazar mı olacağız diye korkuyorduk. Türkiye’de sanayi çok gelişmemişti, ama müthiş bir pazar açıldı.
Tabii bir şeyi daha keşfettik biz. Türk girişimcisini keşfettik. Türk girişimcisi risk alıyor, aldığı riskin karşılığında pazara gidip malı satabiliyor. Kaliteli mal üretiyor, daha ucuza üretebiliyor. Bu açıdan şimdi Gümrük Birliği bir fırsata dönüştü” dedi.
Gümrük Birliği’nin bir bacağının aksak çalıştığını belirten Hisarcıklıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “O zaman hata yapmışız. O günkü siyasetin veyahut da o günkü koşullarda bunlar düşünülememiş olabilir. O da nedir? Avrupa Birliği, bir üçüncü ülkeyle serbest ticaret anlaşması imzaladığı zaman Türkiye buna taraf değil. Halbuki ticari ve ekonomik anlamda, Avrupa Birliği artı Türkiye’dir. Biz ekonomik olarak entegre olmuş durumdayız zaten Avrupa Birliği’ne. Siyaseten entegre olmadık. Buradaki en büyük eksiklik bu.
Şimdi işte bizim sıkıntımız ne? Güney Kore veya Meksika, bizimle serbest ticaret anlaşması yapmaya yanaşmıyor. Zaten Avrupa’yla yaptığı zaman otomatikman malları bize girebiliyor. Fakat bizim mallarımız ona girerken gümrükle giriyor. İnşallah buradan bir fırsat doğup da bizim bu ülkelerle hep beraber ortak serbest ticaret anlaşmasını imzalayabiliriz. İmzalayabilirsek, o zaman o pazarlarda da bizim rahatlıkla masada şansımız açılabilir.”