20.03.2012 / Ankara
HABER VİDEOSU İÇİN TIKLAYINIZ.
Hisarcıklıoğlu, “Tarımsal piyasalarda kökü mazide olan, yeni bir geleceği tasarlamak zorundayız. Herkes ticaret borsalarının, hem çiftçinin hem de sanayicinin menfaatlerini koruyabilecek yegâne mekanizma olduğunu görmelidir” diye konuştu.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ticaret Borsaları Konsey Toplantısı, Ankara’da TOBB Birlik Merkezi’nde TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, TOBB Ticaret Borsaları Konsey Başkanı Nejat Ekrem Basmacı ve konsey üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmasına Afganistan’da şehit olan askerlerimizi anarak başladı. Hisarcıklıoğlu toplantının içeriğine ilişkin ise, “Burada tarımsal ürünlerin ticaretinde karşılaştığımız sorunları gündeme taşıyacağız. Özellikle tarımsal ürünlerin ticaretinde devrim niteliğinde olan lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsacılığı konusunda son dönemde yaşanan gelişmeleri Bakanlarımızla paylaşacağız. Sektörün önünün açılması için taleplerimizi ileteceğiz” ifadesini kullandı.
-Özel sektör kaynaklı başarılar
Türkiye ekonomisi’nin, özel sektör kaynaklı çok büyük başarılara imza atmaya devam ettiğini belirten TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “2011’in ilk 9 ayında yüzde 9,6 büyüyerek büyüme rekoru kırdık. Dördüncü çeyreğe ilişkin veriler de son derece iyi. Özel sektör olarak ekonomiyi büyütürken, istihdamı da artırdık. 2011’de istihdam 1 milyon 413 bin arttı. Mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranı da yüzde 9,3’e indi. Sanayi üretimimiz artmaya devam ediyor. 2011’de sanayi üretim endeksi yüzde 8.9 arttı. İhracatta artış devam ederken, ithalat endeksleri düşüşe geçti. Bu veriler ışığında şunu çok açık bir şekilde söyleyebiliriz. Türkiye, 2011’i yüzde 8’in üzerinde büyümeyle kapatacaktır. Tüm çabamız 2012’de de büyüme temposunun devam etmesi, hedeflerin aşılması içindir. Küresel ekonomideki dengesizliklere karşın bunu başaracak güçteyiz, inançtayız” diye konuştu.
Küresel dengesizliklerin derinden sarstığı piyasalardan birinin de emtia piyasaları olduğunun altını çizen Hisarcıklıoğlu, “Son 3 yılda gıda ürünlerinin ortalama fiyatları dolar bazında yüzde 35 artarken, tarımsal hammaddelerin fiyatı yüzde 49 artmıştır. Tarımsal ürün piyasalarında gözlenen bu eğilim son dönemde krize bağlı çalkalanmanın oldukça ötesindedir” dedi.
-Adres TOBB camiası
Yirminci yüzyılda Çin ve Hindistan gibi ülkelerin küresel ekonomiye katılmasıyla beraber üretim ve tüketim kalıplarında hızlı bir değişim oluştuğunu anlatan M. Rifat Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu: “Bu ekonomiler büyüdükçe kullandıkları hammaddelere talep arttı. Ayrıca göreli bir zenginleşmenin gözlenmesiyle birlikte yeni bir orta sınıf doğdu. Gelişen Asya ülkelerinde 1990’dan 2008’e sadece 18 yılda orta sınıf 3 katına çıktı. Marketten mutfak alışverişi yapan, temizlik malzemeleri kullanan, arabasına benzin alan 2 milyar insandan bahsediyoruz. Bu da bize şunu gösteriyor. Tarım ve hayvancılık önümüzdeki yılların parlayan yıldızı olacaktır.
İşte tam da bu dönemde, tarımsal piyasalar açısından devrim niteliğinde bir değişiklik olan, lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsaları gündemimizde yer almaktadır. Türkiye’de ürün piyasalarının etkin bir biçimde işlemesi önemlidir. Türkiye’nin ticaret borsacılığımızdan gelen bilgi ve beceri birikimini yeniçağa uyarlaması tarım piyasalarındaki sıçramaya destek verecektir. Tarımsal piyasalarda kökü mazide olan, yeni bir geleceği tasarlamak zorundayız. Bunun için de en iyi adres TOBB camiasıdır.”
-Ürün ihtisas borsaları bu camianın deneyimiyle örgütlenmeli
Ticaret borsalarının 100 yılı aşkın tarihiyle Türkiye’de tarımsal üretimin gelişmesinde önemli bir rol üstlendiğini açıklayan Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin ilk lisanslı depoculuk şirketi olan LİDAŞ’ın, TOBB’un önderliğinde örgütlenen ticaret borsaları ve TMO tarafından kurulduğunu hatırlattı. TOBB Başkanı, ürün ihtisas borsalarının da bu camianın deneyimiyle örgütlenmesi gerektiğini bildirdi. Hisarcıklıoğlu şunları söyledi: “Bu deneyimi bir tarafa bırakıp, yeni bir yapılanmaya gitmek Türk çiftçisine ve tacirine zarar verecektir. Geçmişini inkar eden zihniyetlerin başarılı olma şansı yoktur. Herkes Ticaret Borsalarının, hem çiftçinin hem de sanayicinin menfaatlerini koruyabilecek yegane mekanizma olduğunu görmelidir.”
-Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ise konuşmasında, ticaret borsalarının üstlendikleri işlevler ile piyasa ekonomisinin vazgeçilmez temel taşlarını oluşturduğunu söyledi.
Bakan Yazıcı, ticaret borsalarının temel işlevinin; tarımsal mahsullerin fiyatlarında zaman ve mekan gibi faktörlere bağlı olarak oluşan farklılıkların kısmen telafi edilmesi, karşılıklı pazarlık usulü ile belirlenen istikrarlı bir ürün fiyatının teşekkülü ve oluşan bu fiyatın tespit, tescil ve ilan edilmesi olduğunu kaydetti. Borsaların söz konusu işlevi yerine getirmedeki başarısı arttıkça, ürünlerin tüketiciye reel değeri ile yansıyacağını vurgulayan Yazıcı, bu sayede tüketicilerin fahiş fiyatlarla karşı karşıya kalmayacaklarını belirtti.
Yazıcı, ticaret borsalarının tüccara sağladığı en önemli faydanın da ihtiyaç duyduğu malı serbest piyasa ekonomisi ilişkileri ve kuralları çerçevesinde, karşılıklı pazarlık usulü ile satın alabilme imkanı getirmesi olduğunu kaydetti.
-Türkiye'de 113 ticaret borsası faaliyet gösteriyor
Ticaret borsalarının başta üreticiler, tüccarlar, ihracatçılar, sanayiciler ve tüketiciler gibi ekonomik hayatın bütün aktörleriyle ilgili çalışmalar yaptığını ifade eden Yazıcı, Türkiye'de bu kapsamda 113 ticaret borsasının faaliyet gösterdiğini anlattı.
Söz konusu ticaret borsalarının toplam 50 bin 481 üyesinin bulunduğuna işaret eden Yazıcı, bu üyeliklerin 37 bin 853'ünün faal, 12 bin 628'inin ise askıda olduğunu anlattı.
Tarım sektörünün, Gayri Safi Milli Hasıla içindeki payının sürekli azalan bir eğilim göstermesine rağmen sosyal-iktisadi hayattaki önemini ve ağırlığını koruduğunu ifade eden Yazıcı, küresel ısınma, erozyon, toprak kalitesinin gerilemesi, nüfus artışına rağmen üretim alanlarının sınırlı olmasının bir sonucu olarak, tarımsal üretimin ve bağlantılı endüstrilerin önümüzdeki süreçte dünya gündeminde daha fazla yer tutacağını söyledi.
Ticaret borsalarının ekonomideki kilit rolü yerine getirebilmesi için alıcıyla satıcıyı bir araya getirebileceği bir mekâna, yani borsa yerine sahip olması gerektiğini anlatan Yazıcı, oysa Türkiye'de faaliyet gösteren toplam 113 ticaret borsasının ancak üçte birinde borsa yeri bulunduğunu söyledi.
Borsa yeri olanlarda ise kotasyon listelerinde yer alan onlarca maddeden yalnızca birkaç çeşidinin buralarda işlem görmek suretiyle fiyatlarının tespit edildiğini anlatan Yazıcı, ayrıca çok önemli bir husus olan ürün bazında ihtisaslaşmanın sağlanması, ulusal, bölgesel ve uluslararası nitelikte borsaların kurulmasının borsaların işleyişine yeni bir bakış açısı getireceğini kaydetti.
-İhtisas borsaları
İhtisas borsalarının kurulmasıyla ürün kalitesinin artırılması, standardizasyonun sağlanması süreçlerine geçilebileceğini belirten Yazıcı, ''Ürün test laboratuvarlarının yaygınlaştırılması sayesinde de ürünlerle ilgili sübjektif tasarruflar ortadan kaldırılacak, tekelcilik ve spekülatif hareketlilikler engellenecek ve standardizasyonun sağlanması suretiyle tam rekabet koşulları egemen olacak'' diye konuştu.
İhtisas borsacılığının gelişmesinin en önemli unsurlarından birisinin de lisanslı depoculuk olduğunu vurgulayan Yazıcı, ''Türkiye'de ilk kez lisanslı depoculuğu 2011 yılı sonunda Polatlı'da hayata geçirdik. Hedefimiz lisanslı depoculuğu Türkiye'de 19-20 milyon ton civarında olan hububat üretiminin en az 2 milyon tonunu lisanslı depoculuk yoluyla depolayacak kapasiteye erişimini sağlamaktır'' dedi.
-Lisanslı depoculuğa 6 başvuru daha oldu
Yazıcı, lisanslı depoculukla ilgili olarak Polatlı'nın dışında dün itibariyle 6 lisanslı depoculuk başvurusu bulunduğunu, bunlara ön izinlerin verildiğini, inceleme süreçlerinin devam ettiğini söyledi. Bu başvuruların Adana, Ankara, İzmir, Mersin, Gaziantep ve Bursa illerinden yapıldığını anlatan Yazıcı, bu şirketlerin öngörülen toplam depo kapasitelerinin 437 bin 500 ton olduğunu bildirdi.
Ürün ihtisas borsalarının da önemine işaret eden Yazıcı, ''Bu borsaların kurulmasıyla ilgili olarak süreçler devam ediyor. Sadece ürün ihtisas borsasında, borsayı oluşturan ortakların paylarıyla ilgili bir ihtilaf var. Yani kim ne kadar paydaş olacak? İnşallah bunu da yakın zamanda çözeceğiz. Çünkü bu konuda gecikmemiz lisanslı borsacılığa yönelik beklentileri de zayıflatır'' diye konuştu.
-Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker de, Türkiye'deki tarımsal üretimin, hayvansal üretimin, canlı hayvan hareketlerinin çok büyük kısmının ilişki içinde bulunduğu ticaret borsalarının düzenli yaptığı toplantıları sektör açısından çok önemli bulduklarını ifade etti.
Ticaret borsalarını, tarım piyasalarının ''kılcal damarları'' olarak gördüklerini belirten Eker, ''Buralar ne kadar sağlıklı işlerse, ne kadar fonksiyonel olursa, ne kadar etkin çalışırsa, Türkiye'deki üretim de üretilen ürünlerin ticareti de ve bunların ülke kalkınmasına genel ekonomiye etkileri de o kadar iyi noktaya taşınır'' dedi.
Çiftçilerimizin alın teri, emeğinin iyi değerlendirilmesi açısından da sistemin iyi işlemesini önemsediklerini anlatan Eker, Türkiye'de ticaretin, ticaret sektörünün ve bunun genel ekonomiyle ülke kalkınmasıyla ilişkileri açısından borsaların rolünün artırılmasının ve daha işlevsel hale gelmesinin, sorunların da kendi mekanizmasının düzeltilmesinin önemli olduğunu vurguladı.
Bakanlığın yeniden yapılanmasıyla daha çok politika belirleyen, organizasyon yapan, yönlendiren ve denetleyen bir bakanlık haline dönüşmeyi önemsediklerini dile getiren Eker, bu çerçevede de birtakım faaliyetleri, işlemleri ve bu alanda oluşturulan politikaları ''ortak akıl'' çerçevesinde sektörün ilgili paydaşlarıyla birarada kararlaştırma ve uygulamanın kendileri için önemli olduğunu söyledi.
Eker, ''Bu çerçevede de yetkilerimizin bir kısmını yine ilgili meslek kuruluşlarına, meslek odalarına veya sivil toplum kuruluşlarına devirle ilgili bir düşüncemiz olduğunu vurgulamak istiyorum'' dedi.
Tarım sektörünün Türkiye'de milli gelir içindeki nispi payının (oransal payı) azaldığına dikkati çeken Eker, şöyle konuştu:''Bu kötü bir şey değil, iyi bir şey, yani bir ülkenin kalkınmasını gösteriyor. Dünyanın gelişmiş ekonomilerinde de böyledir. Çünkü o ülke kalkınmasını, milli gelirini, sanayi sektöründen, hizmet sektöründen daha çok elde ediyor demektir. Ancak şu önemlidir, bunu da Türkiye için gurur verici bir tablo olarak hatırlamak gerekiyor. O da şu: Türkiye 10 sene önce toplam ürettiği tarımsal hasıla bakımından Avrupa ülkeleri içerisinde 4'üncü, dünya ülkeleri içerisinde de 11'inci sıradaydı. Hasılası 23 milyar dolardı.
Bugün Türkiye, memnuniyet verici gelişmeyle Avrupa ülkeleri içerisinde 1 numara, dünya ülkeleri arasında 7'inci sıraya yükselmiş bulunuyor tarım hasılası bakımından. Bu 23 milyar dolarlık hasılamızı 62 milyar dolara çıkarmamızla oldu, bu tarımsal üretimde verimliliğin artışıyla sağlandı. Alan aynı, daha az insan çalışıyor, ama elde ettiği ürün ve hasıla 3 kat fazla. Bu, tarıma stratejik sektörü olarak yaklaşmamız, tarımla ilgili kanunları çıkarmamız, yeni destekleme politikalarını hayata geçirmemizle oldu.''
Eskiden devletin birtakım uluslararası kuruluşların tavsiyesi doğrultusunda sadece tapusu olana destek verirken kendilerinin bu uygulamaya son verdiklerini ve ürün ile üretim desteğine geçtiklerini anlatan Eker, bunu da borsalarla ilişkilendirdiklerini söyledi.
Eker, şunları kaydetti:''Yani ürünü alıyor, borsaya tescil ettiriyor, sonra getiriyor satıyor biz de ona prim veriyoruz, bu şekilde bizim toplam desteklerimizin yaklaşık üçte biri bu sistem üzerinden çiftçiye ulaşıyor. Bu ticaret borsalarıyla bizim müşterek çalıştığımız bir alan.''
Ticaret borsalarının bu işlemleri yaparken, mutlak suretle özellikle stopajın yatırılıp yatırılmadığını garanti etmesi, kontrol etmesi ve denetlemesi gerektiğini vurgulayan Eker, bu yapılmadığı zaman birtakım suistimal, istismarların meydana geldiğini, bunun da sadece kayıt dışılığa yol açmakla kalmayıp aynı zamanda Türkiye'deki genel üretim sistemini ve ona ait plan ve politikayı da olumsuz etkilediğini ifade etti.
Ticaret borsalarının kasasına sadece tarımsal desteklemelerden dolayı çok önemli bir para akışı olduğuna dikkati çeken Eker, şunları söyledi:''Eğer bizi bu mekanizmayı sağlıklı işletemezsek, biz buna başka tedbirler almak zorunda kalırız, halbuki ben görevini çok iyi yapanları saygıyla anıyorum, ama birkaç çürük elma her zaman olur. O çürük elmaların bütün sistemi kirletmesine izin vermeyelim. Yasal borsalara verilmiş yetkilerin de yükümlülüklerin de bunların birarada değerlendirilerek mutlaka takip edilmesi, izlenmesi gerekiyor ki biz de burada bu mekanizmayı sağlıklı işletelim.''
-Lisanslı depoculuk
Bakanlık olarak lisanslı depoculuğu çok önemsediklerini belirten Eker, karşı karşıya kalınan meseleleri de Bakanlık olarak bildiklerini, hatta bu konuda da eylem planını ve iş planının da hazırladıklarını ifade etti.
Bu konuda Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Hazine'nin bağlı bulunduğu Başbakan Yardımcılığının, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve TOBB'un müşterek yapması gereken işler ve faaliyetler olduğunu anlatan Eker, bunu sadece 40 bin tonluk bir depoyla sınırlı tutmamak gerektiğini, hızlı bir şekilde kararların alınması, ruhsat verilecekse, birtakım faaliyetlere karar verilecekse bunun bir an önce yapılması gerektiğini söyledi.
Eker, ''İlave olarak hem depo açısından, hem de ürün ihtisas borsasıyla bunun birleştirilip Vadeli İşlemler Borsası ile de bunun ilişkilendirilip mutlaka daha etkin bir piyasa düzenine kavuşması gerekiyor'' dedi.
-Ruhsatlı hayvan pazarı ve borsası
Borsalarla ilgili mutlaka hayata geçirilmesi gereken bir diğer konunun da ''hayvan pazar ve borsaları'' olduğuna işaret eden Eker, Türkiye'de hali hazırda ruhsatlı hayvan pazarı ve borsası bulunan il sayısının 43 olduğunu ve bu illerde ilçelerle 94 ruhsatlı hayvan pazarı bulunduğunu kaydetti.
Ruhsatsız bir şekilde pazarların olduğu yerlerin de bulunduğuna işaret eden Eker, şöyle dedi:''Bizim mutlaka olmayan yerlerde TOBB ve belediyelerle bir mekanizma ile buralarda da pazar ve borsa oluşturmamız gerekiyor. Bizim Bakanlık olarak bu konuda her türlü desteği ve katkıyı vereceğimizi bilmenizi istiyorum. Bunların oluşturulmasında Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu IPARD'ın bulunduğu veya bu yıl itibarıyla kurulacak illerde, bu illerde belirli şekillerde bunu o destekleme kapsamına almak suretiyle oradaki borsa veya pazar kurumu oluşturulmasıyla ilgili masrafların bir kısmını oraya temin etmeyi ben önemsiyorum. O konuda yardımcı olacağım bütün gücümle Bakanlık olarak. Burada da Afyon, Erzurum, Amasya, Kars, Çorum, Sivas, Diyarbakır, Şanlıurfa illeri birinci grup iller, uygulama şu anda burada devam ediyor. Bunları bu kapsam içerisine alabiliriz. İkinci akreditasyondan sonra uygulanabilecek iller de Ağrı, Ardahan, Çankırı, Mardin bunlar bizim IPARD kaynaklarını kullanabileceğimiz iller.
Buradan böyle bir imkan belki çıkarabiliriz. Diğer iller üzerinde, bir mekanizma üzerinde çalışalım birlikte TOBB, belediyeler bizler de bir şekilde destek olalım. Ama mutlaka sağlıklı hayvan park ve pazar kurumları oluşturalım ki burada Türkiye'de hem hayvan hareketleri toplum sağlığı açısından, hastalıklarla mücadele açısından daha etkin mekanizmaya kavuşsun, hem kayıtlı ticaret ve ekonomi gelişsin. Ve de Türkiye'nin gelişen dünyanın yıldız ülkelerden biri olma yolundaki bu tür faaliyetler belirli bir standart içerisinde kalite ölçüsünde olsun.''
Konuşmaların ardından Afyon Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Mühsürler, Bakan Eker ve Bakan Yazıcı ile TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu'na, üzerinde kendi fotoğraflarının bulunduğu tablo hediye etti.
Adınız Soyadınız | |
E-Posta Adresiniz | |
Kullanıcının E-Posta Adresi | |
Gönderenin Notu |