TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye ve AB birlikte çalışmaya, küresel sorunlarla birlikte mücadele etmeye mecbur


20.02.2018 / Adana



Türkiye- Avrupa Birliği Karma İstişare Komitesi (AB KİK) 37. Toplantısında konuşan TOBB Başkanı ve Türkiye - AB KİK Eş Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu Türkiye ve AB’nin köklü ilişkilere sahip olduğunun altını çizerek tarafların hiç olmadığı kadar birlikte çalışmaya, küresel sorunlarla birlikte mücadele etmeye mecbur olduğunu ifade etti.​

Türkiye- Avrupa Birliği Karma İstişare Komitesi (AB KİK) 37. Toplantısı TOBB Başkanı ve Türkiye - AB KİK Eş Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, AB KİK Üyesi STK’ların Başkanları, AB temsilcileri ve AB Bakanı Başmüzakereci Ömer Çelik’in de katılımıyla Adana’da yapıldı. Toplantının açılışında bir konuşma yapan TOBB Başkanı ve Türkiye - AB KİK Eş Başkanı Hisarcıklıoğlu, Türkiye-AB ilişkileri her zamankinden daha önemli hale geldiğini duyurdu. Türkiye ve tüm AB ülkelerinin mülteci ve yasa dışı göç akımı, terörizm, siber saldırılar, uluslararası ticarette yükselen korumacılık eğilimi, iklim değişikliği ve enerji güvenliği gibi ortak sorunlarla karşı karşıya bulunduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, hiçbir ülkenin bu sorunlarla tek başına mücadele edemeyeceğini söyledi.

 

-Katılım müzakerelerinde ilerleme sağlanmalı

 

TOBB Başkanı ve Türkiye - AB KİK Eş Başkanı Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu: “Bizden önceki nesil, ikinci dünya savaşını yaşadı. Ama bize, Avrupa Birliği gibi, dünyanın en önemli barış projesi başarısını bıraktı. Şimdi de bizim sorumluluğumuz, bizden sonraki nesillere, daha zengin, daha güvenli ve daha huzurlu bir ortam bırakmaktır. Biz, Türkiye-AB KİK Türkiye kanadı olarak, buraya son derece güçlü bir ekiple geldik. Dört sendika konfederasyonumuzun genel başkanı, esnaf odalarının genel başkanı, çiftçi örgütlerimizin genel başkanı, işverenlerimizin çatı örgütü, kadın örgütleri olarak buradayız. Türkiye-AB katılım sürecine ve Türkiye-AB ilişkilerinde işbirliği ve diyaloga verdiğimiz önemi göstermek için buradayız.  İçinde bulunduğumuz süreçte, Türkiye-AB ilişkilerinin en öncelikli konusu, katılım müzakerelerinde ilerleme sağlanmasıdır. Katılım süreci esasen, Türkiye-AB ilişkilerinin temelidir.  Yine, ekonomi, sosyal politika,  enerji, terörle mücadele, Suriyeli mülteciler ve dış politika gibi yakın işbirliği ve diyalog içinde olmamız gereken alanlar var. Aynı şekilde gümrük birliği, vize serbestisi konuları da, yine birlikte çalışma alanlarımız arasında yer almalıdır. Çünkü iktisadi açıdan, Türkiye ve Avrupa birbirine eklemlenmiştir.


Türkiye, Avrupa’nın 6. büyük ekonomisi. Türkiye, AB’nin 4. büyük ihracat pazarı. Türkiye, AB’nin en çok ithalat yaptığı 5. ülke.  Öte yandan AB, Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı. AB, Türkiye’deki yabancı yatımcılar açısından da ilk sırada. Kısacası, iktisadi ilişkilerimiz son derece derinleşmiştir.

Türkiye ve AB, iktisadi olarak, çok sayıda güçlü bağla birbirine bağlanmıştır. Diğer taraftan, Türkiye’nin iktisadi ve siyasi dönüşüm çabalarında, AB ile ilişkiler yol gösterici olmuştur.”

 

-Dönüşüm sürecinin pusulası

 

AB ile ilişkilerin, Türkiye’nin dönüşüm sürecinin pusulası olduğuna işaret eden M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye-AB KİK olarak, Türkiye’nin bu dönüşüm çabalarını her zaman desteklediklerini ve katkı verdiklerini bildirdi. Türkiye’nin AB ilişkilerini, stratejik öncelik olarak ele aldıklarını belirten Hisarcıklıoğlu “Özetle, Türkiye-AB KİK, toplumun tüm kesimlerinin AB ile bütünleşme çabalarına verdiği desteğin simgesidir” dedi.

 

AB üyelik süreci kapsamlı reformlar gerektirdiğinin altını çizen Hisarcıklıoğlu şunları söyledi: “Hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlüklerin korunması ve piyasa ekonomisi konusunda köklü reformlara imza attık. Eksiklerimiz var. Yapılacak çok iş var. Atılacak çok adım var. Bunun farkındayız. Bu reformları zaten yapmak zorundayız.

Kendi insanımız için, kendi ekonomimiz için yapmak zorundayız. Türkiye’nin, bu reformları gerçekleştirme kararlılığında olduğunu da biliyoruz. Vize sorunumuz var. Vize konusu, Türkiye-AB KİK olarak, her zaman önceliklerimiz arasında yer aldı. Vize serbestisi diyalogunu bir an önce tamamlamalıyız. Hükümetimizin, gerekli çalışmayı tamamlayarak Avrupa Komisyonu’na sunmuş olmasından dolayı son derece mutluyuz. Emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum. Artık sonuç alınması lazım.”

 

-Gümrük Birliği modernize edilmeli

 

Gümrük Birliği’ni modernize edecek müzakerelerin başlatılması gerektiğine değinen M. Rifat Hisarcıklıoğlu, bu konunun siyasi gerekçelerle ertelenmesinin doğru olmadığını vurguladı. Hisarcıklıoğlu, bu modernizasyonun, hem Türkiye, hem AB için faydalı olduğunu anlattı. TOBB Başkanı, “Bizim, Türkiye-AB KİK olarak, bu konudaki kararlılığımızı mutlaka vurgulamamız gerekir.

Bir diğer önemli konu, terörizme karşı güçlü bir duruştur. Türkiye’nin, PKK-PYD-YPG, FETÖ, DAEŞ gibi terör örgütlerine karşı, yurtiçinde ve dışında verdiği mücadele, ne yazık ki Avrupa’da yeterli desteği görmüyor. Hem NATO ittifakı, hem de AB ortaklığı içinde bulunduğumuz Avrupa ülkelerini, teröre karşı verdiğimiz haklı ve meşru mücadelemizde, yanımızda görmek isteriz. Esasen, İttifak’ın ve Ortaklığın, hukuki ve ahlaki sorumluluğu da bunu gerektirir. Son olarak, Türkiye-AB gündemindeki konuların daha üst düzeyde ele alınması açısından,  25 Mart’taki zirveyi, büyük bir memnuniyetle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Türkiye-AB ilişkileri köklüdür; sağlam temellere dayanır. Biz, toplumun tüm kesimleri olarak, Türkiye-AB ilişkilerinin gelişmesine dönük çabaların sürdürülmesi gereğine inanıyoruz. Türkiye-AB KİK olarak, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da, Türkiye’yi AB üyeliğine taşıyacak nitelikteki çalışmalarımızı devam ettireceğiz” diye konuştu.

 

- AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik

 

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik ise konuşmasında, "Biz DEAŞ'la mücadele ederken bizi destekleyen ve desteğini beyan eden bazı dostlarımız yine bir terör örgütü olan PKK'nın Suriye'deki şubesi PYD ve YPG ile mücadele ederken bu desteği göstermiyorlar. Terör örgütleri konusunda tutarlı olmak gerekir" ifadesini kullandı.

 

Çelik, Türkiye-Avrupa Birliği Karma İstişare Komitesi 37. Toplantısı'nda, AB'nin halklara doğru derinleşmedikçe, yayılmadıkça Avrupa halkları ve değerlerini tehdit eden aşırı sağın, göçmen düşmanlığının ve yabancı düşmanlığın yükselmesi gibi birtakım tehditlerle karşı karşıya kaldığını söyledi.

 

Son 2 yılda Avrupa'daki bazı siyasetçilerin seçim zamanlarında göçmen ve yabancı düşmanlığını teşvik eden, İslamafobi ve antisemitizmi kışkırtan açıklamalar yapabildiklerini anlatan Çelik, "Seçimler öncesinde maalesef çok fazla yalan söylenebiliyor." diye konuştu.

 

Çelik, antisemitizmi ve yabancı düşmanlığını kışkırtmak konusunda, karşılarında çok yanlış bir tablo olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Avrupa'nın çeşitli ülkelerine baktığımızda, bu aşırı sağ partilerin, ikinci, üçüncü parti konumuna geldiğini görüyoruz. O yüzden benim umudum sivil toplum diyaloğundadır, sivil toplum örgütlerindedir. Sivil toplum örgütlerinin, bu siyasi angajmanlara girmeksizin, ön yargılara teslim olmaksızın Avrupa değerlerini koruyacağına olan inancım her geçen gün daha çok artıyor.”

 

Avrupa'ya tehdidin, kendi bünyesindeki "aşırı" unsurlardan geldiğini vurgulayan Çelik, "Bu sivil toplum diyaloğuna önem verdiğimi, kıymetli bulduğumu belirtmek isterim." ifadesini kullandı.

 

Çelik, Türkiye'nin Afrin'de güçlü bir terörle mücadele çalışmasını yürüttüğünü vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti:

 

"Bu terörle mücadelemiz BM başta olmak üzere uluslararası hukuka tamamen uygundur. Bulgaristan'da, Dışişleri Bakanları gayriresmi toplantısına katıldım. Orada şöyle birtakım cümleler duydum, 'Biz sizin bu terörle mücadelenizin DEAŞ'la mücadelenizi zayıflatacağını düşünüyoruz.' Bu kesinlikle doğru değildir. Türkiye'nin, sahada DEŞA'le en güçlü mücadele eden ülke olduğu açık ve nettir. Biz başkaları gibi sadece sözle değil, bizatihi Fırat Kalkanı Operasyonu'yla ve ondan önceki operasyonlarımızla da DEAŞ'le en güçlü mücadele eden ülkeyiz. Türkiye Cumhuriyeti devleti insanlarımız DEAŞ tarafından bir saldırıya uğradığı zaman Avrupa'nın pek çok ülkesinde kamu binalarına ve diğer binalara Türk bayrağı yansıtarak, bizimle dayanışma içinde olduğunu gösteriyor dostlarımız. Buna müteşekkiriz, uğradığımızı saldırılar sonrasında bayrağımızın binalara yansıtılarak bu dayanışmanın gösterilmesinden. Buna teşekkür etmekle birlikte, aynı şekilde PKK saldırısına uğradığımız zaman, güvenlik güçlerimiz şehit olduğu zaman, insanlarımızı kaybettiğimiz zaman bu dayanışmayı görmüyoruz. Hiçbir PKK saldırısından sonra Türkiye ile dayanışma için, Türkiye'ye başsağlığı dilemek için Avrupa'nın kamu binalarına Türk bayrağının yansıtıldığını görmedim. Bu çifte standarda dikkatinizi çekiyorum."


- Türkiye –AB KİK Eş Başkanı Annie Van Wezel

 

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Üyesi, Türkiye –AB KİK Eş Başkanı Annie Van Wezel de konuşmasında Türkiye’nin ekonomik dönüşümünün kendilerine de çok memnun ettiğini bildirdi. Wezel, burada ortaya çıkan refah ve faydadan toplumun tüm kesimlerinin yararlanmasını önemsediklerini ifade etti. Birtakım artan endişelere de sahip olduklarının altını çizen Wezel, olağanüstü halin uzamasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. İfade ve basın özgürlüğünün önemine dikkat çeken Eş Başkan Wezel, gazeteciler için verilen cezaların kendilerini üzdüğünden söz etti.

 

Annie Van Wezel, temel haklar konusunu çok önemsediklerini belirterek adil ticaret konusundaki görüşlerini paylaştı.

 

- AB Türkiye Delagasyonu Başkanı Yardımcısı Gabriel Munuera Vinals

 

AB Türkiye Delagasyonu Başkanı Yardımcısı Gabriel Munuera Vinals ise konuşmasında Türkiye ile AB’nin çok önemli bir ticari partner olduğunu bildirdi. Temel haklar konusunda gerilemeler hissettiklerinden bahseden Vinals, 2016 yılında yaşanan darbe girişimini de kınadıklarını ve Türkiye’nin yanında yer aldıklarını açıkladı. Türkiye’nin bu darbe girişimini yapanların peşine düşmesinin normal ve anlaşılır olduğunu belirten Vinals ancak tüm bunların evrensel haklar çerçevesinde yapılması gerektiğinin altını çizdi.

 

Türkiye’nin Avrupa’dan uzaklaşmamasını tam tersine Avrupa’ya yaklaşmasını istediklerini söyleyen AB Türkiye Delagasyonu Başkanı Yardımcısı Gabriel Munuera Vinals, Türkye’nin AB için stratejik bir ortak olduğunun altını çizdi. 




Video Yükleniyor...


 





Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA