TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Tarımda risklerin doğru yönetilmesi için TOBB ve FAO’dan işbirliği


11.10.2022 / Ankara



Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) işbirliğinde yürütülen “Tarım- Gıda Değer Zinciri Bağlamında Küçük Ölçekli Çiftçilerin Risk Yönetimine Yönelik Seçeneklerinin Geliştirilmesi” çalışmasının lansmanı, TOBB İkiz Kuleler’de yapıldı.​

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğindeki toplantıya, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi ve FAO Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu da katıldı. Hisarcıklıoğlu toplantının açılışında yaptığı konuşmada tüm dünyada tarımın değerinin her geçen gün daha iyi anlaşıldığını söyledi. Sektörü geleceğe taşıma anlamında, risklerin doğru yönetiminin, çok daha önemli ve kritik hale geldiğini ifade eden TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Çiftçilerimiz; üretim, finansman, pazarlama, iklim değişikliği ve doğal afetler gibi, çok sayıda riskle karşı karşıya kalıyor. Tüm bunlara karşı onlara yardımcı olmak, hazırlıklı bulunmalarını sağlamak ve ortaya çıkacak muhtemel zararları da azaltmak gerekiyor. İşte bu noktada, 80 yıla ulaşan geçmişiyle, Birleşmiş Milletlerin uzmanlık kuruluşu haline gelen ve özellikle gelişen ülkelerde tarımı geliştirme projelerine aracılık edip, yardımcı olan FAO’yla, böyle bir projede birlikte çalışmaktan, büyük memnuniyet duyuyoruz. FAO’nun bilgi ve tecrübe paylaşımının, çok değerli ve faydalı olduğunu görüyoruz” dedi.

 

-“Tarım ve hayvancılığı ihmal edemeyiz”

 

Projeye 2022 yılı başında başladıklarını belirten Hisarcıklıoğlu şu bilgileri verdi: “6 İl’de; Ankara, Edirne, Eskişehir, İzmir, Konya ve Şanlıurfa’da, bine yakın üreticimizle sahada görüşme gerçekleştirdik. Sıkıntılarını, görüş ve taleplerini aldık. Tüm bu çalışmalardan elde edilen bulguları, Tarım Bakanlığımızın, akademisyenlerimizin ve sektörel uzmanların katılımıyla, 2 hafta önce Eskişehir’de düzenlendiğimiz çalıştayda değerlendirdik. Toplantımızın 2. etabında da bunları konuşacağız. Tarım Bakanımız da, ekibiyle birlikte bugün aramızda ve toplantımızı şereflendirdi. Prof. Dr. Vahit Kirişçi Bakanımız, istişareyi öne çıkaran çalışma tarzıyla, sektörümüzle gayet yapıcı bir diyalog kurdu. Kendisi zaten meclis komisyon başkanlığında da üreticimize ve özel sektörümüze destek verdi. Bu güzel vizyonu için kendisine teşekkür ediyoruz. Önce pandemi, sonrasında Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte, bu sektörlerin, stratejik alanlar haline geldiğini görüyoruz. Ülkemizin de güçlü bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyoruz. Tarımsal hasılada Avrupa'da ilk sıradayız, dünyadaysa 10.yuz. Buradan elde ettiğimiz 25 milyar dolar ihracat sayesinde, net döviz geliri kazanmakta ve dış ticaret fazlası vermekteyiz. Öte yandan tarım ve hayvancılığı, geleceğimiz açısından da asla ihmal etmememiz gereken bir sektör olarak görmekteyiz. Çünkü dünya nüfusu her yıl artıyor.

Her yıl bir Türkiye kadar nüfus dünyaya dâhil oluyor. Dünyada orta sınıf devamlı büyüyor. Orta sınıf, daha çok tüketiyor, daha çok harcıyor. Her yıl orta sınıfa neredeyse 2 Türkiye ekleniyor. Yanı başımızda, çevre coğrafyamızda 2 milyar kişi yaşıyor. 500 milyar dolar gıda, tarım ve hayvancılık ürünü ithal ediyor. Demek ki elimizin altında müthiş bir imkân var. Tüm bu coğrafyayı biz doyurabiliriz. Böylece hem para, hem de stratejik güç kazanırız. Zira dünyayı doyuran kimse, dünyanın lider ülkesi de odur. İşte bu nedenlerle tarımı ihmal edemeyiz.”

 

-Tarım alanında yapılanlar

 

Sektörü, zamanın ruhuna ve günün şartlarına uygun şekilde, nasıl dönüştürülmesi gerektiği konusunda planlamak gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu “Zira tarım ve hayvancılıkta potansiyelimizin gerisinde kaldığımızın da farkındayız. Son dönemde bu piyasayı geliştiren, önemli adımlar da attık. Önce lisanslı depo sisteminin hayata geçmesini sağladık. TMO ile birlikte, Lidaş lisanslı depo şirketini kurduk. Arkasından özel sektörümüz de bu alanda yatırımlara başladı.

Ülke genelinde lisanslı depo sayısı 300’e, depo kapasitesi 9 milyon tona ulaştı. Buraya konan ürün karşılığında alınan elektronik ürünü senedi (ELÜS) finansmana erişimde teminat oldu. Devletimiz de, yatırım, kira, lojistik ve analiz destekleriyle lisanslı depoculuğun gelişmesine büyük katkı verdi. Lisanslı depoların ardından, 50 yıllık rüyamızı, emtia borsasını, yani Ürün İhtisas Borsası’nın kuruluşunu gerçekleştirdik. Ticaret Borsalarımız da, güzel bir vizyon sergileyerek, hem TMO-Lidaş’ın kurucu ortağı oldular, hem de Anadolu’da pek çok lisanslı deponun açılmasını sağladılar. Ayrıca bugün Türkiye’de 25 tane olan, Yetkili Sınıflandırıcı Laboratuvardan büyük kısmını da, Borsalarımız faaliyete geçirdi. Özetle söylemek gerekirse, biz tarım ve hayvancılık sektörünün önemini ve buradaki potansiyelimizi görüyoruz” diye konuştu.

 

Türkiye’nin dünyada çok az ülkede bulunan 3 stratejik üstünlüğe birden sahip olduğunu ifade eden TOBB Başkanı şunları söyledi: “Birinci, farklı iklim ve üretim yapısına sahibiz. İkincisi, üreten ve ürettiğini ihraç edebilen girişimci bir milletiz. Üçüncüsü, hammadde ithal edip işleyerek, katma değeri ülkede kalacak şekilde ihracat yapabilen, böyle gelişmiş bir gıda sanayi kurmuş bir ülkeyiz. Öte yandan tarım ve hayvancılıkta üretim süreci uzundur. Dolayısıyla nakit dönüşü zaman almakta, finans ihtiyacı ve mali riski artmaktadır. Üretim esnasında kontrol edilemeyen çok sayıda risk ve belirsizlik bulunmaktadır. Bu da gelirde süreklilik riskine yol açmaktadır. Ürünlerin arzı kısa dönemli, talebi ise uzun dönemlidir. Masraf yapmaya başlanılan süreyle, nakit dönüşü arasındaki süreyi idare edecek, finansal mekanizmalara ihtiyaç duyulmaktadır. İşte bu ve benzeri riskler, sahada yaşanan sıkıntılar ve çözüm önerileri, çalışmamızda ortaya konmaktadır. Esasında, risklere karşı atılacak adımlar konusunda, önemli tecrübemiz de bulunmaktadır. Zorunlu deprem sigortası DASK ve tarım sigortaları alanında dünyanın en başarılı havuz modellerinden birisi kabul edilen TARSİM, neleri başarabileceğimizin güzel örnekleridir. İnanıyorum ki, Tarım Bakanımızın liderliğinde ve Bakanlığımızın da destekleriyle, üreticilerimizi riskler konusunda daha bilgili ve tedbirli hale getireceğiz.”

 

- Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci

 

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ise konuşmasında, ekim, kasım ve aralık dönemi için litre başına çiğ süt destek primini 50 kuruşa yükselttiklerini belirterek, "(Ulusal Süt Konseyi'nin açıkladığı rakamla birlikte) Üreticimizin eline Bakanlığımızca ödenecek olan çiğ süt destekleme primi ile litre başına en az 9 lira geçecektir." dedi.

 

Kirişci, burada yaptığı konuşmada, bitkisel ve hayvansal üretim alanında çiftçileri ve üreticileri desteklediklerine işaret etti. Ulusal Süt Konseyi'nin bugün toplandığını hatırlatan Kirişci, Konseyin, 14 Ekim'den geçerli olmak üzere yüzde 3,6 yağ ve yüzde 3,2 protein içeriğine sahip çiğ inek sütünün tavsiye fiyatını, çiğ süt destek primi hariç, üreticinin eline net 8,5 lira olarak belirlediğini anlattı.

 

Bakanlıkça, 15 Mayıs-30 Eylül döneminde olduğu gibi süt üreticilerinin ekim, kasım ve aralık dönemi için litre başına 20 kuruş ödenmesi planlanan çiğ süt destek primini 2,5 katına çıkararak 50 kuruşa yükselttiklerini bildiren Kirişci, "Böylece üreticimizin eline Bakanlığımızca ödenecek olan çiğ süt destekleme primi ile beraber litre başına en az 9 lira geçecektir. Hayırlı, uğurlu olsun. Biz üreticimizin yanında olmaya, çiftçimizi var gücümüzle desteklemeye devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

 

- Tahıl koridoru

 

Kirişci, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu doğru politika ile bugün Türkiye'nin arabulucu ülke haline geldiğini söyledi. Bu konuda ilk işlerinin tahıl koridorunun devreye girmesi olduğunun altını çizen Kirişci, böylece yaklaşık 7 milyon ton hububatın söz konusu koridordan geçişinin sağlandığını, 310 civarında geminin buradan geçtiğini belirtti. Kirişci, bu adımın psikolojik etkisinin, fiziki etkisinden daha fazla olduğuna dikkati çekerek, "Dünyanın gıda krizini konuştuğu bir dönemde bir rahatlama gerçekleşti. Bu, fiyatlara da yansıdı." diye konuştu.

 

- Tarımdaki yenilikler

 

Mevzuatların önemine de işaret eden Kirişci, Tarım Kanunu, lisanslı depoculuk ve tarım sigortaları gibi alanlarda yapılan çalışmaları anlattı. Kirişci, tarım sigortacılığında 16 yılda 20 milyon poliçe kesildiğini ve 12,8 milyar lira kamu desteği sağladıklarını dile getirdi. Bunların yanı sıra buğday, arpa, fındık, çay, üzüm gibi ürünlerde müdahale fiyatlarını yerinde açıkladıklarını vurgulayan Kirişci, böylece ürünlerinin hak ettiği şekilde değerlendirilmesi konusunda Anadolu insanına yardımcı olduklarını ve buna devam edeceklerini söyledi.

 

Üreticinin hayatını ve konforunu kolaylaştırmak adına çalışmalar da yürüttüklerine değinen Kirişci, artık üreticilerin Çiftçi Kayıt Sistemi'ne e-Devlet üzerinden kayıt olabileceklerini, "Tarım Cepte" uygulamasını devreye aldıklarında da üreticilerin diğer iş ve işlemlerini buradan yapabileceklerini bildirdi.

 

 - FAO Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu

 

FAO Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu da küçük ölçekli üreticinin pazardaki stratejisinin geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

 

Türk üreticileri çok önemsediklerini belirten Gutu, şöyle dedi:

 

"Onları önemsemeye ve desteklemeye devam edeceğiz. Tarımsal desteklerin verilmesi, ülke ve toplumun gelişmesi için çok önemli. Küçük ve orta ölçekli aile işçilerini de temsil eden kuruluşların yönetimde söz sahibi olmasını sağlamalıyız. Küçük ölçekli üreticilerin doğal kaynak ve inovatif ürünlere erişimi de göz önünde bulundurulmalı. Bu çiftçilerin bilgi, beceri ve eğitimine de yatırım yapmalıyız. Küçük ölçekli çiftçilerin ekonomik ve sosyal sorunlarına ne kadar yoğunlaşırsak tarım gıda sistemlerini o kadar dönüştürebiliriz."





Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA