TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

"Tahkimin ulusal mevzuatımıza eklemesinin etkisiyle Türkiye'nin yatırımcılar nezdinde cazibesi arttı"


10.10.2023 / İstanbul



Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç'in katılımıyla Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlendi.​

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, sempozyumun açılışında, reel sektör olarak yargı camiasıyla istişareye önem verdiklerini ve hukuk sistemini sadece devletin değil, ekonominin de temel direği olarak gördüklerini söyledi.

 

Hisarcıklıoğlu, "Tahkim ve arabuluculuk gibi, yargıdaki iş yükünü azaltacak, adaletin zamanında ve doğru tecelli etmesini sağlayacak yöntemlerin, ülkemizde ve iş dünyamızda yaygınlaşmasına gayret ediyoruz." şeklinde konuştu.

 

TOBB bünyesinde, UYUM Arabuluculuk ve Uyuşmazlık Çözüm Merkezi kurduklarını anımsatan Hisarcıklıoğlu, "TOBB UYUM Akademi ile arabuluculara ihtiyaç duydukları her alanda eğitimler veriyoruz. Odalarımız da bu konuyu sahiplendi ve kendi bünyelerinde merkezler açarak arabuluculuğun yaygınlaşmasını sağladı." dedi.

 

Hisarcıklıoğlu, ticari hayatta zamanın en önemli sermaye olduğuna işaret ederek, ticareti kolaylaştıracak, ekonomiyi ve yargı sistemini güçlendirecek her düzenlemenin, kendileri için önemli ve değerli olduğunu ifade etti.

 

Gelişmiş ekonomilerde, ticari uyuşmazlıkların yüzde 75'inin alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleriyle sonuçlandırıldığını aktaran Hisarcıklıoğlu, tahkim uygulamasının da yaygınlaşmasını sağladıklarını dile getirdi.

 

Hisarcıklıoğlu, "Tahkim de ticari hayatın ihtiyaçlarına cevap veren, hızlı, uzmanlaşmış, esnek ve daha az masraflı bir yargılama hizmeti sunmaktadır. Tıpkı mahkeme kararları gibi icra daireleri vasıtasıyla icra edilmektedir. Taraflar, uzman hakem veya hakemleri serbestçe seçebilmektedir." diye konuştu.

 

Hisarcıklıoğlu, "Eskiden Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımı, yılda 1 milyar doları geçmezdi. Hükümetimizin tahkimi ulusal mevzuatımıza eklemesinin etkisiyle Türkiye'nin yatırımcılar nezdinde cazibesi arttı. Gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımı yıllık ortalama 10 milyar dolarlar seviyesine çıktı." değerlendirmesinde bulundu.

 

Tahkimin iş dünyası açısından önemli bir konu olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:

 

"Biz iş adamları olarak iş bağlantılarımızı kurarken güvencede olmak isteriz. Zira ticaret ve yatırım yapmak, risk almak demek. Başka bir ülkede bunu yaptığınızda bu risk daha da büyür. Çünkü her ülkede farklı mevzuat, farklı uygulama mevcut. Yatırımcıların bunların hepsini bilmesi mümkün değil. Bu da ticaret ve yatırım iştahını azaltan bir durum. Herhangi bir ihtilaf durumunda, tahkim gibi kuralları baştan net olarak konulmuş bir başvuru merciinin bulunması tüm tarafları korur. O ülkeyi, iş adamları nezdinde daha cazip kılar. Bu nedenle tahkim, artık iş yapmanın olmazsa olmaz koşullarından biri haline gelmiştir."

 

- "Reel sektör olarak, yargı sistemini güçlendirecek her düzenlemeyi destekliyoruz"

 

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, hukukun güçlü olduğunda, insanların birbirine, kurumlara ve sisteme olan güveninin arttığını ifade etti.

 

Adalet ve güven duygusunun bir ülkede güçlü olduğunda, o ülkenin ekonomisinin de güçlü olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, "Esasında bizim kültürümüzde de inancımızda da hukukun yeri çok önemli. Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir Türkiye istiyoruz. İşte bu yüzden adalet terazisinin dengesini korumalıyız." dedi.

 

Piyasa ekonomisinin tam işleyebilmesi için devletin, kişilerin yaşama, mülkiyet ve serbest girişimcilik haklarını garanti etmesi gerektiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, "Hem demokrasi hem de piyasa ekonomisi vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere dayanmaktadır. Rekabete dayalı piyasa ekonomisinin kurulması bakımından mülkiyet hakkı, ticaret özgürlüğü, sözleşme serbestisi ve kanun önünde eşitlik ilkeleri vazgeçilmez koşullardır." görüşlerini bildirdi.

 

Bireysel ve toplumsal hayatın en temel erdeminin adalet olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, devletlerin varlığı ve devamının da adalete bağlı olduğunu, bu nedenle adaletin, tarih boyunca hem dinlerin ve hem de seküler ideolojilerin merkezinde yer aldığını aktardı.

 

Hisarcıklıoğlu, adaleti sağlamanın ön şartının yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı olduğunu belirterek, "Hukuk sistemimizi daha sağlıklı hale getirme konusunda ne kadar başarılı olursak, ülkemiz ve ekonomimiz de o kadar güçlenecektir. Dolayısıyla reel sektör olarak, yargı sistemini güçlendirecek, kapasitesini ve etkinliğini artıracak her düzenlemeyi destekledik ve destekliyoruz." şeklinde konuştu.


- Adalet Bakanı Tunç: "Arabuluculuktaki başarımız giderek artmaktadır"  

 

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türk iş dünyasının pandemi başta olmak üzere birçok probleme karşı; yine üretime, istihdama, yatırıma odaklandığını söyledi.

 

Bakan Tunç, "Fabrikalarımız durmamış, çarklarımız dönmeye devam etmiştir. İhracat rekorları kırmaya devam ettik. İstihdam artışına devam ettik. Yeni anlaşmalar yapmaya devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.

 

Bakan Tunç, "21 yıl önce 36 milyar dolar ihracatı olan bir ülkeden bugün Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 250 milyar doları aşan bir ihracat potansiyeline ulaşan ülke haline gelmişsek bu; siz değerli yatırımcılarımız sayesinde, sizlerin üretmesi sayesinde ve bu ortamı sağlayan hukuk güvenliği sayesindedir. Türkiye Yüzyılını; adaletin de yüzyılı yapacak; tüm bu demokratik reformlarımızı taçlandıracak, vesayetçi anlayışı tümüyle tarihe gömecek; yeni, demokratik, özgürlükçü, sivil ve kuşatıcı anayasayı hep birlikte yapma vaktidir" dedi.

 

Bakan Tunç, 2013 yılında ihtiyari arabuluculuk olarak hukuka giren; 2018 yılı sonrasında da iş hukuku, ticari davalar ve tüketici davalarında, dava şartı arabuluculuk olarak devam ettirilen; 1 Eylül 2023 tarihinden itibaren de kira uyuşmazlıkları, komşuluk hukukundan doğan uyuşmazlıklar, kat mülkiyetinden doğan uyuşmazlıklar, ortaklığın giderilmesinden doğan uyuşmazlıklar ve tarımsal hizmet sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların, dava şartı zorunlu arabuluculuk kapsamına alındığını hatırlattı.

 

Tunç, "2013 yılından bu yana arabuluculuktaki başarımız giderek artmaktadır. Bu başarıda arabulucu olarak görev yapan avukatlarımızın büyük rolü vardır" ifadelerini kullandı.

 

Bakan Tunç, sözlerine şöyle devam etti: "Geçtiğimiz 10 yılda; 4 milyon 770 bin arabuluculuk başvurusu olmuş; 3 milyon 100 bini; yani  yüzde 70'i anlaşma ile sonuçlanmıştır. Tabii bu oranın ihtiyari arabuluculukta yüzde 99 başarı, zorunlu arabuluculukta ise yüzde 49 olduğunu görüyoruz. Bir mahkemenin yılda 500 davaya baktığını düşündüğümüzde anlaşmayla sonuçlanan 3 milyon dosya, yargıya intikal etmiş olsaydı bunun için her yıl 600 ilave mahkeme gerekecekti. Son uygulamamızla zorunlu arabuluculuk kapsamına aldığımız kira uyuşmazlıklarında da anlaşma oranının anlaşmama oranından yüksek olduğunu memnuniyetle görmekteyiz. 1 Eylül'den itibaren kira uyuşmazlıklarında arabulucuya intikal eden 32 bin 197 dosyadan görüşmeleri tamamlanan 4 bin 169 uyuşmazlık anlaşmayla sonuçlandı. 3 bin 15 uyuşmazlık ise anlaşma sağlanamadığı için mahkemeye intikal etti. Bu da bize anlaşma sayısının, anlaşamamadan yüksek olduğunu gösteriyor. Bunlar, kira ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarla ilgili arabuluculuk uygulamasının daha ilk meyveleri. İleriki dönemde inşallah çok daha verimli sonuçlar alacağımıza inanıyorum. Önümüzdeki süreçte de arabuluculuk sisteminin kapsamını genişletmeye devam edeceğiz." 

 

- "Ekonomi ve ticareti daraltan da genişleten de hukuki altyapıdır"

 

İTO Başkanı Avdagiç de bir milletin nesilden nesle aktarılan ve kültürel kodlarından iktisadi zihniyetine kadar her şeyi içeren en önemli kurumunun hukuk olduğunu dile getirdi.

 

Hukuk ile ekonomi arasındaki dostluğun yeniden kurulması gerektiğine işaret eden Avdagiç, "Bizim hukukumuzda geçmiş ticaret kodlarımız mevcuttur. Geriye sadece bu ruhun günün dili ve anlayışına büründürülmesi kalıyor." diye konuştu.

 

Avdagiç, ekonomiyi ve ticareti daraltanın da genişletenin de hukuki altyapı olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Hukuk altyapınız, yatırımı ve yatırımcıyı, üretimi ve üreticiyi, ticareti ve tüccarı ne kadar koruyorsa, sizin ekonominiz de o kadar büyür. Hem yerli hem yabancı yatırımcı için cazibe merkezi olur. Hukuksal altyapınız ne kadar ayrıntıcı ne kadar kısıtlayıcı ne kadar üretimi bağlayıcı olursa o kadar çorak bir ülkeye dönersiniz."

 

Hukuk sisteminin şeffaf, hızlı, adil ve öngörülebilir olması gerektiğine dikkati çeken Avdagiç, hukuk reformunun bir süreç olduğunu, dolayısıyla devam ettirilmesi gerektiğini ifade etti.

 

Avdagiç, yargısal süreçlerin çağa uyumlu hale getirilip dijitalleştirilmesinin son derece önemli olduğuna vurgu yaparak, "gelişmenin, girişimciliğin ve yenilikçiliğin korunması ve teşvik edilmesi" anlamına gelen fikri mülkiyet haklarının titizlikle korunması gerektiğini kaydetti.

 

Fikri mülkiyet haklarının korunmasının iş dünyasının önünü açacağını aktaran Avdagiç, fikri mülkiyet mahkemelerinin sayısının ve kalitesinin artırılması gerektiğine ve teknolojik altyapının güçlendirilmesinin elzem olduğuna dikkati çekti.

 

Yabancı yatırımcılara hukuki işlemlerde rehberlik edecek özel danışma merkezleri kurulmasının Türkiye'nin daha çok yatırımcı çekmesine katkı sağlayacağını belirten Avdagiç, "Bu merkezler, yabancı yatırımcılara Türkiye'deki mevzuat, vergi, teşvik, izin, lisans, sözleşme gibi konularda bilgi vermek, danışmanlık yapmak, resmi bilgi ve belgelerle yönlendirmek ve temsil etmek gibi görevleri yerine getirebilir." şeklinde konuştu.





Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA