13.07.2011 / Ankara
-Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’i ziyaret
Hisarcıklıoğlu Başkanlığındaki TOBB Yönetim Kurulu Heyeti ilk ziyaretini Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e gerçekleştirdi. Yönetim Kurulu Üyelerini Bakan Dinçer’e tek tek tanıştıran TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Ömer Dinçer’e hayırlı olsun ziyareti için geldiklerini bildirdi ve çalışmaları için başarı dileklerini iletti. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden Bakan Dinçer de TOBB Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyelerine düşünceleri için teşekkür etti.
-Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ı ziyaret
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ve beraberindeki Yönetim Kurulu üyelerinin ikinci durağı Başbakan Yardımcısı Ali Babacan oldu.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Babacan'ın görev yaptığı süreçte yakın çalışma imkanı bulduklarını ifade ederek, ''Yurt içinde ve yurt dışında artık ekonomide siz bir marka oldunuz. Bundan dolayı sizin saygınlığınız, sizin itibarınız bizler açısından gurur verici bir noktaya geldi'' dedi.
Türkiye'nin önümüzdeki süreçte en önemli gündem maddelerinden birinin anayasa olacağını kaydeden Hisarcıklıoğlu, bu süreçte mutlaka fikir ayrılıklarının oluşacağını söyledi ve ekonominin gündemden düşürülmemesini istedi.
M. Rifat Hisarcıklıoğlu, ''Ekonomiyi kesinlikle unutmamamız lazım, çünkü önümüzdeki dönem çok fırtınalı. Bir tarafımızda komşularımızda siyasi çalkantılar yukarı ulaşmışken, öteki tarafta bizim en büyük pazarımız olan Avrupa'da önümüzdeki dönemde finans dünyası, ülkelerin kendi ekonomileri başta olmak üzere bizi epey sıkıntılı günler bekliyor. Yüzde 50 ihracatımızı yapmış olduğumuz pazarın daralıyor olması, burada sıkıntıların olması, bizim etkilenmememiz söz konusu değil. Yine aklıselimle geleceği görerek, tedbirleri alıyor olmamız lazım'' diye konuştu.
Bu noktada yapısal reformların önemine de vurgu yapan Hisarcıklıoğlu, çalışmalarda başarılar diledi.
-Avrupa’daki son gelişmeler
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise kabulde yaptığı konuşmada, Avrupa'daki son gelişmeleri değerlendirdi. Soruna kısa sürede kalıcı çözümlerin üretilmesini umduklarını kaydeden Babacan, ''Aksi takdirde dünyada 2008-2009 benzeri başka sıkıntılı bir tabloyla karşı karşıya kalma ihtimalimiz var'' dedi.
Özellikle İtalya'daki son gelişmelerin ve Yunanistan'daki sorunların bir türlü çözülemiyor oluşunun kendilerini kaygılandırdığını belirten Babacan, ''Ekonomi politikalarında son derece ihtiyatlı dikkatli gitmemiz gereken bir dönemdeyiz'' ifadesini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Babacan, Mayıs ayı sonu itibariyle yaklaşık 37,3 milyar dolara ulaşan cari açığı değerlendirirken, ''Son açıklanan rakamlar, seçimden önce açıkladığımız beklentilerle uyumlu, sürpriz değil. Cari açık, bir süre daha yüksek seyredecek ancak yılın son çeyreğinden itibaren daha makul, daha farklı bir trende girecek'' dedi.
Ali Babacan, cari açıkla ilgili soruyu yanıtlarken, bu konuda Orta Vadeli Program'ın beklenmesi gerektiğini belirterek, Orta Vadeli Program'da (OVP) hem makro hem mikro perspektiften gelecek dönemde yapılacak işlerin, atılacak adımların hepsinin yer alacağını, ancak bunun hazırlığının da bir kaç ay süreceğini kaydetti.
Bu konuda, bütünlük içinde gelecek dönemde ne yapılacağının ortaya konmasının önem taşıdığının altını çizen Babacan, ''Bu dönemde resmi hükümet politikası ne ise ona dikkat etmek lazım. Hükümetimizin bir bütün olarak resmileşmiş politikalarını dikkate almak lazım. Çünkü izleyeceğimiz çizgi, bizim bir bütün olarak Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda nihai şeklini vereceğimiz çizgi olacaktır'' dedi.
-''Avrupa'da tatsız bir durum olduğunda kimse için sürpriz olmamalı''
Ali Babacan, Avrupa'da yaşanan son gelişmelerle ilgili Türkiye'de kısa vadeli tedbirler almayı düşünüp düşünmediklerine ilişkin soruyu yanıtlarken de ilgili kurumlara aşağı yukarı 3 ay önce ''her türlü kötü senaryoya hazır olmaları'' talimatı verdiklerini belirtti. Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Dolayısıyla ilgili kurumlarımız, karşımıza çıkacak kötü senaryolarla ilgili hazırlıklarını yapmış durumdalar. Tabii hemen yanı başımızda güçlü bir deprem olursa bu depremden Türkiye'nin etkilenmemesi diye bir şey söz konusu olmaz. Nasıl uzaktaki bir depremi az da olsa hissederiz, depremin artçıları olur, tsunami gelir arkasından, dolayısıyla Avrupa'da olabilecek ciddi bir sarsıntı, Türkiye'de de hissedilir. Ama önemli olan bunun bir yıkıma sebep olmaması, Türkiye ekonomisinin belki hafif sarsılıp, yine ayakta dimdik durabilmesidir. Dolayısıyla kurumlara gerekli talimat zamanında verilmiştir.
Dün akşam itibariyle Avrupa ile ilgili tüm risk göstergeleri rekor seviyeye yükseldi. Dolayısıyla tatsız bir durum, ters bir durum olduğunda bu kimse için sürpriz olmamalı.''
-Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ı ziyaret
TOBB Yönetim Kurulu’nun üçüncü durağı Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan oldu. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu burada yaptığı konuşmada, yeni görevinden dolayı Bakan Çağlayan'ı kutlarken, Çağlayan'ın Ekonomi Bakanlığını üstlenmesinden büyük memnuniyet duyduklarını kaydetti.
İş dünyasının derdini en iyi anlayacak kişinin Çağlayan olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, Çağlayan'ın özel sektöre ve devletin tamamına bir vizyon getirdiğini söyledi.
Hisarcıklıoğlu, 2023'de 500 milyar dolarlık ihracatın sağlanması için bunun temellerinin atılacağını ifade ederek, bu konuda da ellerinden gelen desteği vereceklerini söyledi ve ''Biz sizden çok memnunuz. Biz önümüzdeki dönemde sizin başarınızı kendi başarımız olarak görüyoruz. Sizin başarınız bizim başarımız demektir'' dedi.
Hisarcıklıoğlu, ellerinden geldiği kadarıyla Türkiye'yi dünyaya açan bir strateji için hep beraber çalışmaya hazır olduklarını bildirdi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ise konuşmasında, Türkiye'nin mevcut ihracat, üretim yapısıyla gerek mal ticaretinde, gerekse hizmette yüzde 30 eksik performansla çalıştığını söyledi.
Devlet Bakanlığı döneminde hazırladıkları İhracata Dönük Üretim Strateji'sinin sahibinin TOBB olduğunu söyleyen Çağlayan, ilk defa Türkiye'de ithalat ve ihracatın mr'ını çektiklerini kaydetti. Sanayi Bakanlığı döneminde bile bilmediği birçok bilgiye bu çalışmayla sahip olduğunu belirten Çağlayan, ''Çok samimi söylüyorum, ben Türkiye'nin demir çelik üretmek için 9 milyar dolarlık dünyanın en en fazla demir çelik hurda ithalatçısı olduğunu bilmezdim. O çalışma sonuçlarında gördüm ve yine otomotiv sektörü içinde otomobilin maliyeti içinde bugünün şartlarında yüzde 35 maliyet olarak gözüken elektronik ve gömülü yazılımın ben Türkiye'deki elektronik sektörünün bir tek kuruşluk girdisi olmadığını bilmezdim'' diye konuştu.
Bu çalışma sonunda Türkiye'de otomotiv sektöründe hiçbir şekilde girdi vermeyen, bu sektörle çalışmamış bir elektronik sektörünün var olduğunu gördüğünü anlatan Çağlayan, oysa otomobil sektöründe maliyetin yüzde 35'ini elektronik ile gömülü yazılımın oluşturduğunu ifade etti. Çağlayan, bu oranın yüzde 70'lere çıkacağının görüldüğünü belirterek, ''Yani yarın yüzde 70 otomobil üretiminde maliyet unsuru olacak elektronik ve gömülü yazılım konusunda yapmamız gereken önemli çalışmalar var'' dedi.
Dış Ticarette Yeni Rotalar çalışmasıyla 73 ülkeyle bin 243 sektörü tek tek taradıklarını anımsatan Bakan Çağlayan, bu 73 ülkenin dünya ithalatının yüzde 95,5'ini yaptığını kaydederek, şunları söyledi:
''Şu anda biz mevcut ihracat, üretim yapımızla gerek mal ticaretinde, gerek hizmette yüzde 30 eksik performansla çalışıyoruz. Yani bugün 135 milyar dolarlık ihracatı yakalaşacağımız bir ortamda yüzde 30'luk daha yapabileceğimiz bir performans bize nereden bakarsanız bakın 40 milyar dolar daha bugünkü şartlarda Türkiye'nin ihracat yapabileceğini gösteriyor. Bu konuda hangi ülkeye mal satacağımızı geçmişte maalesef iyi bilememişiz. Ama şimdi bizim elimizde radar var. Rotamız belli.''
-Cari açık sorunu
Cari açık sorununa da değinen Çağlayan, şu değerlendirmede bulundu:
''Cari açık vermesi Türkiye'nin kaderi, kadersizliği değil. Dünyada 128 ülkenin ve dünyanın üçte ikisi cari açık veriyor. Ama biz bu konuda eğer bugünkü çalışmalarımızı başarılı bir şekilde götürürsek ki götürmek zorundayız, yapacağız bunu da. Biz Türkiye olarak cari açık değil, cari fazlayı konuşan bir ülke olacağız inşallah. Çünkü sizin de bildiğiniz gibi 2023 Türkiyesinde 500 milyar dolar ihracatı yaparken ihracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 80 olarak planlıyoruz. İhracat ithalatı karşılamalı. Mal ticaretinde yüzde 80 olacak. Hizmet ticaretinde fazla veren bir ülkeyiz Allah'a şükürler olsun ki. Yılda 14-15 milyar dolar fazla veren bir ülkeyiz. Zaten cari ödemeler dengesi açısından en önemli kozlarımızdan biri de bu. Bunu çok rahat arttırma imkanına sahibiz.
-TOBB’a yakın işbirliği teklifi
Hisarcıklıoğlu'na TOBB'un Ekonomi Bakanlığının en büyük partneri olması teklifinde bulunan Çağlayan, özellikle cari açık, yatırım teşvik mevzuatının hazırlanması ile yabancı sermayenin Türkiye'ye gelmesi konularında Ekonomi Bakanlığı olarak TOBB'la çok yoğun çalışmak istediklerini anlattı.
Kimya, tekstil, tarım ve gıda sektörüyle ilgili bir çalışma yürüttüklerini belirten Çağlayan, Türkiye'de 6 sektörün 30 milyar dolar ara malı ithalatı yaptığını, bu tutarın cari açık dikkat alındığında ne anlama geldiğini TOBB'un kendisinden daha iyi bileceğini söyledi.
-Kıdem tazminatı konusu
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu görüşme sonrasında bir gazetecinin Kıdem Tazminatı Fonu kurulması ile esnek çalışma yönteminin hükümet programında yer aldığını hatırlatarak, görüşlerini sorması üzerine, ''Kıdem tazminatı ve esnek çalışma da hükümetimizin programında koymuş olduğu prensipleri tamamıyla destekliyoruz'' dedi.
Önümüzdeki dönemde aynı firmalar gibi bütün ülkelerin birbirleriyle yarışacağına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin kurumlar vergisini yüzde 20'ye indirmesiyle ilgili düzenlemeyi Slovakya Odalar Birliği Başkanı'na aktararak Türkiye'de yatırım yapmalarını istediğinde, Başkan'ın Türkiye'nin bu indirimi yapmasının üzerinden bir ay geçtiğinde kendilerinin de Türkiye'nin yaptığı indirimin altına inmek için kurumlar vergisi oranını yüzde 19,8'e çektiğini söylediğini aktardı.
''Üretemezseniz, yani başınızdaki komşularınızın haline düşersiniz. Hiçbir zaman bunu unutmayın'' diyen Hisarcıklıoğlu, bugün Avrupa'nın tamamının sallandığını, yakın gelecekte Türkiye'nin başındaki en büyük belanın bu olacağını belirtti.
Hisarcıklıoğlu, bu ülkelerde yaşananlardan iyi ders alınması gerektiğini söyleyerek, şunları belirtti:
''Eğer bu dersi iyi almazsak Allah korusun bugün büyük felaket bizim başımıza gelir. Bugün Fransa'nın, Almanya'nın, İtalya'nın, Yunanistan'ın vazgeçmek istediği sistemi bizim koruyup kollamamız mümkün değil. Onun için burada sizin desteğiniz de çok önemli. Bu belki Türkiye'nin önümüzdeki dönemde yılda 750 bin kişi istihdam piyasasına girerken bunlara iş ve aş bulabilmenin yolu üretimden geçiyor. Üretim olmadan bir şey yapamazsınız. Onun için de üretiminizde rekabetçi olmak durumunda. Tabi dünya standartlarının kesinlikle altına inmeden nasıl yapabiliyorsak bunu yapmak durumundayız. Ben bu konuda da hükümetimizin zaten halk iradesini göstermiş durumda. Halk yetkiyi AK Parti hükümetine verdi. Yüzde 50'lik oyla. O da daha önceki uygulamalarıyla daha önceki programda da vardı. Bu hükümet programında da var. Biz tam destekliyoruz.''
Bakan Çağlayan da, bu konuda Hisarcıklıoğlu'nun sözlerine katıldığını belirtti. Daha önce bu konuda ciddi bir noktaya gelindiğini anımsatan Çağlayan, dile getirilen konularda özel sektörler ile işçi kesiminin bir araya gelmesiyle bir diyaloğun sağlanacağına kesinlikle inandığını kaydetti.
-Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i ziyaret
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve TOBB Yönetim Kurulu üyelerinin bir sonraki durağı Maliye Bakanı Mehmet Şimşek oldu. Bakan Şimşek’i, tüm Yönetim Kurulu Üyeleriyle tek tek tanıştıran Hisarcıklıoğlu, Şimşek’e yeni dönem için başarılar diledi. Bütün Bakan ziyaretlerinde olduğu gibi Maliye Bakanı’na da tatlı hediye eden TOBB Başkanı Bakan Şimşek’e hayırlı olsun dileklerini iletti. Mehmet Şimşek de ziyaret için TOBB Yönetimine teşekkür etti.
-Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’yı ziyaret
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’yı da makamında ziyaret eden TOBB Yönetimi, tebrik ve başarı dileklerini sundu.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu burada yaptığı konuşmada Bakan Yazıcı'ya ''hayırlı olsun'' ziyaretinde bulunduklarını belirtirken, geçen dönemde yaptığı çalışmalar nedeniyle, Türk özel sektör adına Bakan'a teşekkür etti. Gümrük alanında Türk özel sektörünün önünü açan devrim niteliğinde işler yapıldığını anlatan Hisarcıklığlu, şöyle devam etti:
''Geçen dönemde yapmış olduğunuz atılımlarla beraber 1 yılda Türk ihracatçısının cebine 430 milyon dolar koydunuz. Bekleme sürelerinin 4 saatten 1 saate indirilmesi, nakliyenin ucuzlamasından dolayı Türk ihracatçısının cebine giren para bu. Bundan daha somut bir iş olamaz. Bu bizim rekabet gücümüzü artıran bir unsur oldu, bundan dolayı teşekkür ederiz. Gümrük kapılarının modernizasyonu sonrasında bu gerçekleşti. Özellikle kaçakların azalması noktasında da yaptığını çalışmalardan dolayı da teşekkür ederiz.''
Önümüzdeki dönemde 365 oda ve borsayla beraber Bakanlıkla daha da yakın çalışacaklarını ifade eden Hisarcıklıoğlu, gerek gümrük, gerek ticaret hayatının canlandırılması noktasından kendilerinin ellerinden gelen katkıyı yapmaya hazır olduklarını söyledi.
Bu arada TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsacılığı sisteminin fiilen uygulanmaya başlamasıyla ilgili olarak bunun ''devrim'' niteliğinde bir uygulama olduğunu ifade etti.
-“Ustalık dönemi performansı daha yüksek olacak”
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı da konuşmasında “Yeni dönemde, ustalık döneminde performansımız çok daha yüksek olacak, bunu taahhüt olarak ifade ediyorum'' dedi.
Bakan Yazıcı, TOBB'un, Türkiye'nin ticari, ekonomik hayatının en önemli yapısal örgütünü temsil ettiğini belirtirken, hem Bakanlık hem de Hükümet olarak bundan önceki dönemlerde birlik ile hep iyi ilişkiler içinde olduklarını, aynı hedefleri, Türkiye'nin çıkarını gözettiklerini, Türk sanayisini ve tüccarının menfaatlerini kolladıklarını, tüketicilerin haklarına özen gösterdiklerini kaydetti.
Hükümetin 2023 vizyonu içerisinde kamu hizmetlerinin daha etkin, daha verimli, daha yüksek standartlı hizmet üretme amacıyla Bakanlıkların yeniden yapılandırılmalarını oldukça önemsediklerini vurguladı.
Gümrüklerin en önemli işlevinin geçişlerin, ürün hareketlerini kolaylaştırmak, basitleştirmek, formaliteleri asgariye indirmek, hareket kabiliyetini artırmak ve maliyetleri düşürmek suretiyle rekabet gücünü artırmak olduğuna işaret eden Yazıcı, ithalatta kontroller ve haksız rekabeti önleme açısından da gümrüğün diğer penceresinden bakıldığında kaçakçılıkla mücadelenin önemli işlevlerden biri olduğunu kaydetti.
-Lisanslı depoculuk uygulaması
Lisanslı depoculuk uygulamasına ilişkin olarak da Türkiye'de ilk uygulamalardan bir tanesinin imzasını dün attıklarını bildiren Yazıcı, bu çerçevede lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsacılığı sisteminin fiilen uygulamasına ilişkin izin belgesini imzaladıklarını söyledi.
5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu'nun 2005 yılında çıkarıldığını ve bugüne kadar çalışmaların sürdürüldüğünü hatırlatan Yazıcı, lisanslı depo işletmesi kuruluş izni alan şirketlerden biri olan ve Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)-Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ortaklığı ile kurulan TMO-TOBB Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk A.Ş'nin anılan mevzuat doğrultusunda faaliyet izni almak için gerekli çalışmalarını tamamladığını belirtti.
Bu çalışmaların Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından kurulan komisyon tarafından incelendiğini ve Türkiye'de bir ilk olmak üzere, dün itibarıyla söz konusu şirkete lisanslı depoculuk faaliyetinde bulunmak üzere lisans verildiğini anlatan Yazıcı, Polatlı Ticaret Borsasının da ilgili mevzuatın gereği olarak da gerekli şartları taşıdığı tespit edilerek, lisanslı depo işletmesinde depolanacak ürünleri temsilen çıkarılacak olan ürün senetlerinin alım ve satımı konusunda yetkilendirildiğini kaydetti.
Bununla ilgili ilk sertifikayı bir törenle vereceklerini ve konuyla ilgili tanıtım toplantısını yakın zamanda kamuoyuna yapacaklarını belirten Yazıcı, ''Lisanslı depoculuğun fiilen uygulanmaya başlaması, özellikle tarımsal ürünler bakımından Türkiye ekonomisi, ürün güvenliği, üretici ve tüketicinin hak ve hukukunun korunması açısından son derece önemli'' dedi.
-Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı ziyaret
TOBB Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı da makamında ziyaret eden TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, yönetim kurulu üyelerini tanıttıktan sonra, “Öncelikle hayırlı olsun. Sizi kutlamaya geldik” ifadesini kullandı.
Türk özel sektörü olarak Bakan Yıldırım’a çalışmalarından ötürü teşekkür eden ve şükranlarını sunan Hisarcıklıoğlu, “Bizim gelişimizi, gidişimizi kolaylaştırdınız. Ben istediğim kadar üreteyim. Yol olmadıktan sonra anlamı yok. Onun için, siz de bu konuda önemli hizmetler verdiniz. Yeni dönemde de çalışmalarınızda başarılar diliyoruz” diye konuştu.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da görev süreci boyunca TOBB ile çok güzel çalışmalar gerçekleştirdiklerine işaret ederek, “Sanayi ve ticaret, ulaşımla etle tırnak gibidir. Ürettiklerinizi satmak için tüketiciye ulaştırmanız lazım. Artık küresel rekabet çok arttı. Hem zaman hem fiyat bakımından dünyayla yarışıyorsunuz.
Bu dönem ulaşım altyapısındaki eksik koridorları tamamlayacağız. Artık kamu kaynak üretmekte zorlanıyor. Eğer 2023 yılı hedeflerini tutturmak istiyorsak, ulaşım talebinin en az iki kat artması gerekiyor. Bu da altyapının ya 2 kat artırılması ya da konsept değişikliği gerektirir” dedi.
Türkiye’nin hala karayoluna bağımlı bir taşımacılığı bulunduğuna dikkat çeken yıldırım, bu konunun getirdiği olumsuzluklara da değindi. OSB’lerin limanlara demiryolu bağlantılarının artırılması gerektiğini anlatan Bakan Yıldırım “Bazı örnekleri yaptık. Bunların sayısını artırmalıyız” dedi.
-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’i ziyaret
TOBB Yönetim Kurulu günün son Bakanlık ziyaretini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e gerçekleştirdi. Çelik ile görüşmede bir konuşma yapan Hisarcıklıoğlu, yeni dönemde Faruk Çelik'in Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olmasından Türk özel sektörü olarak büyük memnuniyet duyduklarını söyledi.
Çelik'in geçmişteki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı döneminde, Türk iş aleminin ve Türkiye'nin önünü açan, ''yapılamaz'' denilen birçok yapısal reformu gerçekleştirdiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, özellikle Sosyal Güvenlik Kurumunun yeniden yapılanmasında, kurumsallaşmasında Çelik'in büyük emeğinin olduğunu kaydetti. Hisarcıklıoğlu, ''Bugün belki Türkiye'nin en büyük kara deliği olan yerin derlenip toparlanmasında çok büyük emeğiniz oldu. Bundan dolayı özellikle teşekkür ediyorum. Bizim için de bir şans olduğunu düşünüyoruz'' diye konuştu.
Meslek sahibi olmayan insanları meslek sahibi edecek projenin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İŞKUR, Milli Eğitim Bakanlığı, TOBB, TOBB ETÜ Üniversitesi ve TEPAV tarafından başlatıldığını anımsatan Hisarcıklıoğlu, bu projenin başarıyla gittiğini, projenin aksayan yönlerini de beraber düzeltme şansı bulacaklarını söyledi.
Bütün ülkelerin, aynı şirketler gibi yarıştığını belirten Hisarcıklıoğlu, ''Bütün mesele şu: Bugün dünyadaki krize de baktığımız zaman üretemeyen ülkeler krize girmekte. Bugün artık dünya üretim yarışması içinde. Onun için de her türlü avantajları ülkemize getirmek durumundayız. Türkiye üretmek durumunda. Üretemezse maalesef her yıl istihdama giren 750 bin gence iş bulamayız'' dedi.
Çalışma hayatının kendileri için çok önemli olduğunu, 74 milyonu ilgilendirdiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, Hükümet Programı'nda ve AK Parti'nin seçim beyannamesinde yer alan çalışma hayatıyla ilgili maddeleri tam desteklediklerini, bu konuda Türk özel sektörü olarak kendilerine ne vazife düşerse yapmaya hazır olduklarını vurguladı.
-“Diyalog ortamıyla sorunları çözeriz”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ise konuşmasında, Üçlü Danışma Kurulu’nu dün topladıklarını hatırlatarek, iş ve işçi dünyasının, işçi, işveren ilişkilerinin hangi noktada bulunduğunu ve acil sorunların neler olduğunu belirlediklerini, buna göre 2011 takvimini yaptıklarını kaydetti.
Yoğun bir diyalog süreciyle, çalışma hayatının önündeki sorunları hızlı bir şekilde çözüme kavuşturma gayreti içinde olacaklarını ifade eden Çelik, bunları yaparken ortak aklın önemli olacağını vurguladı. Çelik, ''Üretimi, istihdamı engelleyecek bir yaklaşımdan ziyade, endüstriyel ilişkilerde 21. yüzyıl mantığıyla, 20. yüzyıl mantığıyla değil, iş yerinin sahibi işçi, işçinin gerçekten sahibi işveren mantığıyla diyalog ortamıyla bu sorunların tümünü çözeceğimiz inancı içerisindeyim. Bu konuda bizim harcadığımız mesai neyse bunu çekinmeden geçmiş dönemde harcadığımız gibi yine aynı duyarlılıkta olacağımızı bilmenizi istiyorum'' dedi.
Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Çelik, ''Yeni hükümetin programında kıdem tazminatı yer alıyor. Önümüzdeki süreçte bu konu bir takvime bağlandı mı? İşçi sendikalarıyla görüşüldü mü?'' sorusuna, ''Çalışma hayatının önündeki bütün sorunları önümüzdeki süreç içerisinde değerlendireceğiz'' karşılığını verdi.
Dün yapılan Üçlü Danışma Kurulu toplantısında kıdem tazminatı konusunun gündeme gelmediğini belirten Çelik, dünkü toplantıda iş kolu istatistikleriyle ilgili yaşanan sorunun gündeme geldiğini, bugün bununla ilgili TBMM'ye kanun teklifi vereceklerini, bunların ''ötelenmesiyle'' ilgili TBMM'de bir çalışma gerçekleştirileceğini bildirdi.
TBMM'de komisyonlar kurulmaya çalışılırken, komisyonlarda görüşülecek bir yasa teklifini göndermiş olacaklarını ifade eden Çelik, ''Umarım onu Meclis tatile girmeden yasalaştırırız, bir kaosun oluşmaması için son derece önemli'' dedi.
Dünkü toplantının gündem maddelerinin, 2821 ve 2822 sayılı sendikal mevzuat ile İş Sağlığı Güvenliği Yasası ve taşeron işçilerle ilgili olduğunu dile getiren Çelik, bununla ilgili Ağustos ve Eylül ayında yapılacak toplantıların değerlendirildiğini söyledi.
Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi'nin 11 Eylül'de gerçekleştirileceğini ve 4 gün süreceğini hatırlatan Çelik, bu konunun da dünkü toplantıda gündeme alındığını kaydetti.
''Kıdem tazminatını ne zaman görüşeceksiniz?'' sorusuna Çelik, ''Önümüzdeki süreç içerisinde çalışma hayatının önündeki bütün sorunları ele alacağız'' cevabını verdi.
''Mutlaka yapacağız diyebilir misiniz?'' denilmesi üzerine de Çelik, ''Bizim ortaklarımız çok. Bu ortaklarımızla bütün konuları, bütün şeffaflık içerisinde konuşup değerlendiriyoruz. Hükümetin programında neler varsa bunlar hepimizi bağlıyor. O konuları net bir şekilde gündemimize alacağız. Şu anda gündemimize almadığımız, konuşmadığımız bir konuyu 'aldık, alındı, konuşuldu' demek doğru değil. Aldığımız zaman da net bir şekilde gündemi basın mensuplarıyla paylaşırız'' dedi.
Konuşmaların ardından Hisarcıklıoğlu, Bakan Çelik'e ''çikolata'' hediye etti. ''Tatlı başlamış oluyoruz yani'' diyen Çelik, çikolatalardan basın mensuplarına da ikram etti.