TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Yapısal reformları bir an önce yapmalıyız


10.12.2010 / Antalya



Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ATSO) 126'ncı Kuruluş Yıl Dönümü ve Geleneksel Ödül Töreni'ne katılan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin yaşanan küresel krizde, kriz öncesi seviyeyi yakalamış dünyadaki 12 ülkeden biri olduğunu bildirdi. ​ ​

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu konuşmasında, dünyada küresel krizin etkileri sürerken, Türkiye'nin ve Türk özel sektörünün bu krizde müthiş bir başarı hikayesi yazdığını söyledi.

 

Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti: ''Kriz öncesi seviyeyi yakalayan ülkelerin en başında Türkiye olması gerekir. Türkiye'nin en önemli sorunu işsizlik. Yıllardır söylüyoruz. 2009 Ağustos ile 2010 Ağustos arasında 1.1 milyon kişiyi istihdam etmişiz. 'Eğer
 
gerekli kolaylıklar gerekli düzenlemeler yapılırsa Türk özel sektörü olarak istihdamı artırırız' demiştik. İşte 1.1 milyon kişiyi istihdam etmişiz. Şimdi yapısal reformların gerçekleşmesi gerekir.
 
Eğer önümüzdeki 13 yılda dünyanın en büyük 10 ekonomisi içinde yer almak istiyorsak mutlaka yapısal reformlar gerçekleşmeli. En fazla büyüyen ekonomiler arasında Türkiye ilk sırada olmalı. Tablonun en üstünde bizim olmamız lazım. Ancak ekonomi yukarı çıkmadan istihdam edebilmek imkânsız.''
 
 
-“Yapısal reformları bir an önce yapmalıyız”
 
 
Türkiye'nin şu an dünyanın en büyük 16 büyüyen ekonomisi olduğunu ve
 
bundan dolayı gurur duyduklarını belirten Hisarcıklıoğlu, buna karşın Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik Endeksi'nde Türkiye'nin 155 ülke arasında 126'ncı, iş ve yatırım bakımından Uluslarlararası Rekabet Endeksi'ne göre ise 133 ülke arasında 66'ncı sırada olduğunu kaydetti. Hisarcıklıoğlu, ''Bu bize yakışıyor mu?
 
Dünyanın 16. büyük ekonomisi olan Türkiye'ye bunlar yakışıyor mu? Yakışmıyor değil mi? Peki nasıl dünyanın 10 en büyük ekonomisi olacağız. Türkiye bir an önce yapısal reformlarını yapmalı. Her türlü iktidar ve muhalefet el ele vererek yapısal reformları gerçekleştirmeli'' dedi.
 
 
Türkiye'nin seçim sürecine gireceğini hatırlatan Hisarcıklıoğlu, yapısal reformlara odaklanmak gerektiğini söyledi.Yapısal reformların yapılamaması nedeniyle ekonominin kayıt dışılığa kaydığını bildiren Hisarcıklıoğlu, alışveriş için de internetin tercih edildiğini ifade etti. İnternet üzerinden yurt dışından bir ürün alımı sırasında ne ÖTV ne de gümrük vergisi ödenmediğine dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, ''Ama perakendede bu ürünü aldığınızda ÖTV'si var, gümrük vergisi var. Bu haksız rekabet. 50 yıl önce internet yoktu, ama şimdi alışverişler internet üzerinden yapılıyor. Bu konuda yasa yok. bu yasa bir an önce çıkarılmalı'' diye konuştu.
 
 
-“Vergi ve primlerini zamanında ödeyenler ödüllendirilmeli”
 
 
Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve Perakende Sektörü Kanunu'nun bir an önce çıkarılmasını isteyen TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu,TBMM'de iktidarıyla muhalefetiyle sağlanan konsensüsün devam etmesi gerektiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, ''Eğer dünyanın en büyük gelişen ekonomisi olacaksak bu yapısal reformlar gerçekleşmeli'' dedi.
 
 
Vergi ve primlerini zamanında ödeyenlerin ödüllendirilmesi gerektiğini savunan M. Rifat Hisarcıklıoğlu, maliye denetimlerini de eleştirdi. Kayıtdışı ekonomi kayıt altına alınmadan demokrasiden söz edilemeyeceğini belirten TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
 
''Kayıtlı ekonomi olmadan demokrasiden bahsedilemez. Demokrasinin kalitesini artırmamız lazım. Demokrasi kalitesini yükseltmeliyiz. Onun için de üretmemiz lazım. Ekonomimizi geliştirmemiz lazım. Üretmezseniz, alıp satmazsanız vergi olur mu? Verginin nerede harcandığını sorabiliyor musunuz? Hayır. Verginin nereye harcandığını soramıyorsanız, demokrasi var diyebilir misiniz? Dünyanın ilk 10 büyüyen ülkesi arasına girmek istiyorsanız demokrasinin kalitesini artırmalısınız.
 
 
Bırakın bizi üretelim. Türkiye zengin olacaksa, özel sektörü sayesinde zengin olacak. Bugün kamu ile zenginleşen ülke yok. Çin bile öğrendi bu işi.''
 
 
Türkiye'de 28 yaşın altında 36 milyon genç olduğunu anımsatan Hisarcıklıoğlu, ekonominin büyümesi için girişimci sayısının artırılması gerektiğine dikkati çekti. Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
 
 
''Eğer Türkiye işsizine iş bulacak ise mutlaka girişimci sayısını artırmak zorundadır. Türkiye'de 1.2 milyon girişimci var. Nüfusu bizden daha az olan bazı ülkelerde bizden daha fazla girişimci var. Dünyada en büyük 10 büyüyen ekonomi arasında olacaksak girişimci sayısını da artırmalıyız. İsteğimiz budur. Türkiye müthiş bir başarı hikayesi yazıyor, Türk özel sektörü müthiş bir başarı hikayesi yazıyor. Türkiye'nin etrafında 3 saatlik mesafede 9.4 trilyon dolar dolaşıyor. İtalya ile Çin arasında en büyük ekonomi bizim ekonomimiz. Bu pazar bizi bekliyor. Bu bölgede en büyük sanayisi olan ülke Türkiye. Bu bölge bizi bekliyor. Siyasete bulaşmayın. Rakiplerimiz hangi şartlarda üretiyorsa onu bize verin. Ondan sonrası kolay. Para kazanmaya odaklanın. Türkiye'nin önümüzdeki 13 yılda dünyada ilk 10 büyük ekonomi içinde olacağına inanıyorum.''
 
 
-Budak:”Gerginlikten vazgeçmemiz gerek”
 
 
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Çetin Osman Budak ise konuşmasında, siyasilerin öfke ve suçlama dolu söylemlerden vazgeçmelerini istedi.
 
ATSO Başkanı Budak, Ankara ve İstanbul'da öğrenci olayları, futbol maçları öncesi yaşanan kavgalar ile güvenlik güçlerinin sert müdahaleleri konusunda eleştirilerde bulunarak, siyasilerin söylemlerine dikkat etmeleri gerektiğini söyledi. Budak şunları kaydetti:
 
 
''Son birkaç gündür, Ankara ve İstanbul'da futbol maçlarında, üniversitelerde olaylar görüyoruz. Gençlerimizin bir kısmı öfke dolu ve çabucak şiddete başvuruyorlar. Onlara karşı güvenlik kuvvetleri de şiddete başvuruyor. Başta siyaset adamlarımız olmak üzere herkesin öfke dolu, suçlama dolu, gergin konuşmalardan biraz vazgeçmesi gerekiyor. Eleştiri, hakarete varmamalıdır. Hakaret ve suçlama, kurumları ve ülkeyi yıpratır.''
 
 
Türkiye ekonomisinin 2010 yılında dünyanın birçok ülkesine göre olumlu bir yıl yaşadığını, buna rağmen endişelerin devam ettiğini belirten Budak, en büyük ihracatçı sektörün otomotiv sektörü olduğuna dikkati çekti. Ekonomide kur sorunu, hatta bir kur çıkmazı olduğunu öne süren Budak, asıl sorunun yapısal sorunlar olduğunu vurguladı.
 
 
-“Geçmiş yıllara göre daha iyi bir yıl geçirdik”
 
 
Antalya ekonomisinin de 2010 yılını geçmiş yıllara göre daha iyi bir yıl olarak geçirdiğini ifade eden Budak, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
''Fakat, yapısal sorunlarımız yerinde durmaktadır. Ticaret sektörümüz bütün sorunlara rağmen hızla büyümektedir. Daha 5-6 yıl önce 42 bin olan işyeri sayısı, bugün 58 bin seviyesine çıktı. Antalya'da istihdamın yüzde 60'ını mikro işletmeler sağlıyor. Ama en zayıf halka da bu kesimdir. Bütün ısrarlarımıza rağmen ticaretteki işyeri enflasyonu ve plansızlık önlenememektedir. Bu yapı Antalya'da sermaye birikimini, markalaşmayı, yüksek kaliteye geçişi engelliyor diyoruz, ama maalesef sorun devam ediyor.
 
 
Turizm sezonunun bitmesiyle konaklama sektöründe 200 bine yakın kişi işsiz kalırken, turizm nedeniyle ticarette 200 bin, ulaştırma sektöründe de 70 bin kişi işsiz kalıyor. Bunların büyük bir kısmı da Antalya'dadır. Dünyanın birçok yerinde, İtalya ve İspanya'da da deniz turizminin sezonu altı aydır. Ama oralarda bu sorunu küçük kent veya kasabalar yaşar. Antalya'da ise 300 bin kişi desek, bu zaten istihdamın üçte biri demektir. Bu hem Antalya hem Türkiye için ağır bir yüktür, ciddi bir kayıptır.''
 
 
-Antalya Valisi Ahmet Altıparmak
 
 
Antalya Valisi Ahmet Altıparmak da ATSO'nun büyük projelere imza
 
attığını, Türkiye'de bir zihniyet değişimi yaşandığını söyledi. Her kurumun
 
gayret içinde olduğunu belirten Altıparmak, Türk sanayicisinin, turizmcisinin ve
 
ihracatçısının, tarımın tarih yazdığını kaydetti. Antalya'nın turizmin ve tarımın
 
başkenti olduğunu ifade eden Altıparmak, kentte eğitime katkı veren
 
hayırseverleri de şükranla andığını bildirdi.
 
 
-Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın
 
 
Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mustafa Akaydın ise ülke
 
kalkınmasına katkıda bulunacak yerel yönetimlerin sıkıntılı olduğunu kaydetti.
 
Ekonominin sürekli büyüdüğü, kişi başına düşen milli gelirin 15 bin
 
doların üstüne çıktığı şeklinde öngörüler olduğunu ifade eden Akaydın, ''Türkiye'de aksayan bir şey var. Milli gelir kişi başına 15 bin dolara çıktığı söyleniyor. Ama sokağa çıktığınızda vatandaşa sorduğunuzda gerçeğin bu olmadığı ortaya çıkıyor” dedi.
 

 





Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA